"etmeyi bırak" - Translation from Turkish to Arabic

    • توقف عن
        
    • توقفي عن
        
    • كفّ عن
        
    • كف عن
        
    • كفي عن
        
    • توقّف عن
        
    • توقّفْ عن
        
    • أن تتوقف عن
        
    • لا يمكنك الاستمرار في فعل هذا
        
    • فتوقف عن
        
    • توقّفي عن
        
    Hoşça kal lamba. Aylaklık etmeyi bırak da büyük babana yardım et. Open Subtitles وداعاً يا لمبة ، والآن توقف عن اللعب وساعدني على إخراج أمتعتي
    İnsanları rahatsız etmeyi bırak. Otobüstekileri uyandırdın. Open Subtitles توقف عن إزعاج القوم ، أنت تُوقظ جميع ركاب الحافلة
    - Şikayet etmeyi bırak. - Nedime olmam lazım. Open Subtitles توقف عن النواح ، عليَّ أن أكون الإشبينه.
    Bu Merkezde olamaz. Artık beni rahatsız etmeyi bırak! Open Subtitles ربما ليس في هذا القسم ولكن توقفي عن مضايقتي
    O çocukcağıza işkence etmeyi bırak da şu haline bir bak. Open Subtitles كفّ عن مضايقة الفتى المسكين وأنظر إلى ماذا أصبحت عليه.
    Yardımım için teşekkür etmeyi bırak da oğlumu bul bana. Open Subtitles كف عن هدر وقتك بتَقدير تعاوني إبحث عن طفلي
    Sıçtığımın dükkanında bizi takip etmeyi bırak kaltak Open Subtitles اسمعي يا سافلة كفي عن اللحاق بي في أرجاء المكان
    Welles, o kadına ve çocuğa işkence etmeyi bırak. Open Subtitles والس، توقّف عن التعذيب تلك المرأة والطفل
    Ama bu benim hayatım. Şimdi şikayet etmeyi bırak ve yemeğini ye. Open Subtitles الآن توقف عن التذمر وتمتع بوجبتك اللعينة.
    - Kemer çok sıkı. Şikayet etmeyi bırak ve söz verdiğin şeyi ver bakalım! Open Subtitles توقف عن التذمر مثل العاهرات وأعطني ما وعدتني به
    Rahatsız etmeyi bırak ve dışarıda konuş. Open Subtitles توقف عن إزعاجنا و رد علي مكالمتك في الخارج
    Sidney, artık partiye sen de dâhilsin. Şikâyet etmeyi bırak da kahrolası işini yap. Open Subtitles سيدني أنت في الحفلة الآن توقف عن التذمر و قم بعملك
    Kendine Eziyet etmeyi bırak kitabımda da dediğim gibi, Open Subtitles حسنا, كما كتبت في كتابي توقف عن كره نفسك
    Lütfen beni takip etmeyi bırak, senden uzak kalmam lazım. Open Subtitles و توقف عن السير ورائي لأني بحاجة أن أكون بعيدة عنك.
    Beni kontrol etmeyi bırak. Duygularımı hareketlendirmeyi bırak. Open Subtitles إذاً ، توقف عن التحكم بيّ ، توقف عن التلاعب بعواطفي
    Kendine işkence etmeyi bırak. Bir anlamı yok. Open Subtitles توقفي عن تعذيب نفسكِ، ذلك لا يعني شيئاً.
    Jolene, dans etmeyi bırak ve benimle birlikte yaşa. Open Subtitles جولين , توقفي عن الرقص وانتقلي للعيش معي
    Lütfen bencillik etmeyi bırak ve çayını iç. Open Subtitles توقفي عن هذه الوسوسة الشديدة , و إشربي الشاي
    - Doktor. Onu takip etmeyi bırak da evine git. Open Subtitles دكتور، كفّ عن إتّباعه وعُد إلى بيتكَ.
    Yabancıları dert etmeyi bırak! Öğretmenliğe bak sen. Open Subtitles كف عن القلق على الأجانب فكّر في التعليم وحسب
    Lütfen bana böyle hitap etmeyi bırak. Open Subtitles كفي عن مناداتي بهذا.
    Çok kolay anlaşılıyor, inkar etmeyi bırak artık. Open Subtitles الأمر بوضوح الشمس، توقّف عن إنكاره إذاًَ.
    Dinle, dinle, dans etmeyi bırak, dur. Open Subtitles نعم، يَستمعُ يَستمعَ، توقّفْ عن رَقْص، توقّف.
    Beni rahatsız etmeyi bırak artık. Open Subtitles حسناً, يجب أن تتوقف عن ازعاجي الآن
    Kendine eziyet etmeyi bırak. Şunları kaç kere daha izleyeceksin Open Subtitles لا يمكنك الاستمرار في فعل هذا لنفسك كم من المرات ستشاهد هذه التسجيلات؟
    Eğer öyleyse, o zaman hayal etmeyi bırak... ve okşamaya... başla. Open Subtitles وإذا كانت تلك هي الحالة فتوقف عن التفكير، وابدأ بالملاطفة
    Hareket etmeyi bırak. Daha kötü yapıyorsun. Open Subtitles توقّفي عن الحرّاك، أنتِ تجعلي الأمر أسوأ.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more