ve o bir de yaşlılar evindeydi, bir huzurevinde diğer yaşlı insanlarla beraberdi, bu yüzden tam olarak diğerleri gibi görünmesi gerekiyordu. | TED | وانه أيضا في منزل قديم ، وانه في دار رعاية المسنين حول مسنين آخرين ، لذلك كان عليه أن يشبه بالضبط الآخرين. |
Fakat en büyükleri babamın evindeydi ve öldü. | Open Subtitles | لكن البنت الأكبر بقيت في منزل أبي وماتت. |
Heller kaçırıldığında oğlu Richard'ın evindeydi. | Open Subtitles | هيللر كان في منزل ولده ريتشارد عندما تم اختطافه |
Bilirsiniz, setler genelde evindeydi. | Open Subtitles | هل تعرفون المجموعات كانت فى الغالب فى بيته |
Bayılmanın gerçekleştiği günün sabahında FBI ajanı Mark Benford ailesiyle birlikte evindeydi. | Open Subtitles | صباح يوم فقدان الوعي، كان عميل المباحث الفيديرالية (مارك بينفورد) في بيته مع عائلته |
Bu su beyfendinin Potomac'taki evindeydi Maryland'i bilenler icin soyledim | TED | لقد كان في بيت هذا الشخص في بوتوماك، لأؤلئك منكم الذين يعرفون ميريلاند. |
John Cameron'un evindeydi. Olan biteni gördü. | Open Subtitles | كان في بيت آل كاميرون لقد رأى كيف كان الحال |
Uyuşturucular senin evindeydi. | Open Subtitles | المخدرات التي كانت في شقتك |
Okulun son gününde, veda partimiz Aditi'nin evindeydi. | Open Subtitles | الان قفزة طويلة الى اخر يوم في الجامعة وحفلة التخرج في منزل اديتي |
Onu son gördüğümde bir kutu prezervatif ve bir kova tavukla annenin evindeydi. | Open Subtitles | حسناً، آخر مرة رأيته فيها، أعتقد أنّه كان في منزل والدتك ومعه علبة من الواقي الذكري ومقدار من الدجاج |
Kardeşimin tıp okulu kitapları hala annemle babamın evindeydi. | Open Subtitles | كتب كلية الطب لأخي كانت لا تزال في منزل والديَّ |
Çocuk orada bile değildi. Annemin evindeydi. | Open Subtitles | هو لم يكن هنالك حتى لقد كان في منزل أمي، حسناً ؟ |
Saldırının toplantıdan sonraki yarım saat içinde olduğunu ve Abby'nin evinin buraya yaklaşık bir kilometre olduğunu düşünürsek büyük ihtimalle şüpheli Abby'nin evindeydi. | Open Subtitles | وبما ان الاعتداء حصل قبل اقل من 30 دقيقة من انتهاء اجتماع الجبهة ومنزل آبي يبعد اقل من ميل الاحتمال ان الجاني كان في منزل آبي |
O yüzden Kelly'nin evindeydi. | Open Subtitles | ذلك كان سبب وجودها في منزل كيلي |
Belki de kendi evindeydi. | Open Subtitles | ربما هو بيته. |
Yani hâlâ evindeydi... Kent'te. | Open Subtitles | فلم يزل في بيته في (كينت). |
Tüm bu şeyler, eskiden büyükbabamın ve büyükannemin evindeydi. | Open Subtitles | كل هذه الأشياء، كان عليها أن تكون في بيت جدي، |
Ben gittiğimde annenin evindeydi. | Open Subtitles | كان في بيت أمك عندما كنت هناك |
Anahtarlar evindeydi. | Open Subtitles | وكان لي مفاتيح في شقتك. |