Yönetmen, evinizde bir misafiriniz vardı, bu yüzden ona buraya getirdim. | Open Subtitles | سيدي ، كان لديك ضيفة في منزلك لذا رافقتها إلى هنا |
Yani hayal edin ki, diyelim, evinizde bir Hoover var ve bozuldu. Sizin bir yedek parçaya ihtiyacınız var, ama farkediyorsunuz ki Hoover üretimden kaldırılmış. | TED | تخيل ان لديك, هوفر في منزلك و قد كسرت. انت تحتاج الى قطعة غيار ولكن اكتشفت ان الهوفر اوقف انتاجها |
Karbonmonoksit zehirlenmesi, evinizde bir gaz kaçağı varsa gerçekleşir. | TED | يحدث تسمم أول أكسيد الكربون عندما يحدث تسرب غاز في منزلك. |
Ama eğlenceli olmayan şey... şu an evinizde bir şey var ve... sizi ve çocuklarınızı öldürüyor olabilir. | Open Subtitles | ولكن ما هو غير المرح هو أن هناك شيء في منزلك الآن قد قتل لكم وأطفالك. |
evinizde bir domuzla birlikte yaşamak çılgınca gelebilir ama biz Bay Kıvrık Kuyruk'a aşık olmuştuk. | Open Subtitles | يمكن أن يبدو العيش مع خنزير في منزلك جنوناً ولكننا وقعنا في حب الخنزير |
Ama evinizde bir menfaat çatışması yaşanıyor. | Open Subtitles | ولكن هناك تعارض مصالح عندك بشكل خاص في منزلك |
Şu anda evinizde bir çello var. | Open Subtitles | يوجد كمنجة كبيرة في منزلك الان |
evinizde bir kutuya bakıyorsunuz. | Open Subtitles | بينما تجلس في منزلك وتحملق في الصندوق... |
- En azından evinizde bir Alman yaşamıyor. | Open Subtitles | على الأقل ليس لديك ألماني يقيم في منزلك |
19. yüzyılda, kendi evinizde, bir bodrum katı laboratuvarınız olsaydı, çok büyük bilimsel buluşlar yapabilirdiniz. Öyle değil mi? Çünkü etrafta birisinin bulmasını bekleyen tüm bu bilim yatıyordu. | TED | أما في القرن التاسع عشر, إذا كنت تملك مختبراً في قبوِك, كان بإمكانك اكتشاف أشياء علمية مهمة في منزلك ! صحيح؟ لأن العلم كان في كل مكان ينتظر ليتم اكتشافه. |
evinizde bir gölge vardı. | Open Subtitles | كان هناك ظلاً في منزلك |
Sizin evinizde bir akşam yemeği mi? | Open Subtitles | حفلة عشاء في منزلك ؟ |