Böylece endüstri, Evinizin karıncalar tarafından yenmesini önlemek için özellikle de kontrol istasyonlarındaki çalışmalara 100 milyon dolar yatırdı. | TED | فأنفق مجال الصناعة ما يزيد عن المئة مليون دولار تحديدا على محطات الطعم لتوقيف النمل الأبيض من أكل منزلك |
Meslektaşım dedektif Bell Evinizin altında resmen bir cephanelik buldu. | Open Subtitles | زميلي المحقق بيل وجد الان مجند وهمي في قبو منزلك |
Evinizin önündeki görevli polis, çiçek tarhlarımın üzerinden geçip duruyor. | Open Subtitles | هذا الشرطي المتمركزة خارج منزلك تحافظ القيادة على الزهور بلدي. |
Ve bu akım, elektrik akımı, Evinizin içinde olduğu gibi, elektronlar tarafından taşınır. | TED | هذا التيار الكهربائي ، تحمله الالكترونات ، تماما كما في بيتك ، وهلم جرا. |
Bu işkence görmeyeceğiniz, Evinizin gizlice dinlenmeyeceği veya altüst edilmeyeceği anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | وهذا لا يعني أنهم لا يستطيعون محاولة العبث بمنزلك أو تخريبه بطريقة ما |
Daha iyi hayat Evinizin bombalanmamasıdır, kaçırılmaktan korkmamaktır. | TED | حياة أفضل بمعنى عدم تعرّض منزلك للقصف، عدم الخوف من أن يتم إختطافك. |
Fırtınanın yaklaştığını biliyorsunuz, set kırılmış ve kimse ortaya para koymuyor, siz de Evinizin etrafını kum torbalarıyla çevreliyorsunuz. | TED | أنت تعلم بقدوم عاصفة، السور محطم، لا أحد يقوم باصلاحه، تحيط منزلك بأكياس الرمل. |
Evinizin nasıl yapıldığını veya mutfağınızın tadilatını düşünün. | TED | فكر في كيفية بناء منزلك أو تجديد مطبخك. |
Ve onları alırsınız ve eve getirirsiniz, ve Evinizin dekorunu tamamen bozarsınız, | TED | تشتريهم، تجلبهم الى البيت، وتقوم بتشويه الديكور داخل منزلك. |
Pekala, çok gürültü olduğu için... ...şu anda Evinizin önünden havalanamazsınız. | TED | حسنا ، لا يمكنك الآن أن تقلع من منزلك لأنها صاخبة جدا. |
Evinizin önünden havalanmaktan bahsediyorum, çok sessiz olmalısınız. | TED | كنت أعني أنه لكي تكون قادرة على الاقلاع من منزلك ، يجب أن تكون هادئة للغاية. |
Evinizin ordan geçiyordum. Annenizle ahbaplık ettim. | Open Subtitles | ذهبت الى منزلك وحظيت بمحادثة لطيفة مع والدتك |
Albayın kaybolduğu gece Evinizin karşısında onunkine benzer bir otomobil görmüştüm. | Open Subtitles | فقد رأيت سيارة مثل سيارته تعبر الشارع من منزلك |
Bir sığınağınız yoksa Evinizin tam orta noktasına gidin. | Open Subtitles | اذا لم يكن لديك سرداب اتجه الى مركز منزلك |
Uluslararası Psişikler Örgütü'nün kayıtlarına göre... sen 10 yaşındayken üç gün boyunca Evinizin üstüne taş yağmış. | Open Subtitles | طبقاً لسجلات المجتمع الروحي الدولي امطار من الأحجار سقطت على بيتك لمدة ثلاثة أيام لما أنتي كنتي بعمر ال10 سنوات |
Eğer evlenirseniz... kendi Evinizin hakimi olursunuz. | Open Subtitles | لوتزوجت فستصبح سيد بيتك الزفاف قد يكون أكثر الطرق العملية للهروب |
Çünkü Evinizin duvarında bir mermi deliği var, Lucas, ve yakınlarında, 9 mm'lik tabancadan çıkma bir mermi kovanı buldum. | Open Subtitles | لأنه يوجد ثقب في بيتك يالوكاس وبالقرب منها,وجدت غلاف الرصاصة من مسدس يد 9 ميليتر |
Evin bodrumundaki makinaya bağlı taşınabilir bir boruyla Evinizin istediğiniz yerini süpürmenizi sağlıyor. | Open Subtitles | إنه يسمح لكِ بتنظيف السجاد في أى غرفة بمنزلك بإستخدام أنبوب محمول مُتصل بآلة في قبو المنزل |
Evinizin her odasına video kamera koymak ve böylece davranışlarınızı gözlemlemek istiyorum. | Open Subtitles | أود أن أضع كاميرات فيديو في كل غرفة من منزلكم كي أتمكن من مراقبة سلوككم الطبيعي |
Bu arada iki tane sivil polis Evinizin hemen önüne park etmiş durumda. | Open Subtitles | لمعلوماتكم، هناك شخصان يرتديان ملابس مدنيين ويربضان في سيارة بلا لوحة أمام منزلكما |
Yani bu demek ki, teknik olarak, buna Evinizin arka bahçesi da dahil. | TED | وذلك فنيًا يعني، أن هذا ينطبق على الحديقة الخلفية لمنزلك في ضاحية المدينة. |
İnan bana, çok kötü hissediyoruz, tamir parasını ödeyeceğiz ve Evinizin anahtarını geri almak isterseniz, kesinlikle anlarız. | Open Subtitles | صدقونا ، نشعر بسوء بالغ تجاه هذا و سندفع ثمن إصلاحها وإن أردتم أن تستعيدوا مفتاح بيتكم بينما أنتم فيه |
Evinizin yolunu bile bulamazsınız siz. | Open Subtitles | لقد بدأت أصدق انك لم تستطع أن تجد الطريق لبيتك |
Bu da çok iyi, çünkü o zamana kadar "Güvenli Evinizin" hazır olacağı söylendi. | Open Subtitles | الذي جيدُ لأنني ما زِلتُ أُخبرُ بأنّ بيتَكَ الآمنَ سَيَكُونُ جاهز في ذلك الوقت. |