| Büyük ihtimal evlenirken dünyanın en büyülü en güzel kızıyla evlendiğini düşünüyordu. | Open Subtitles | رُبما هو إعتَقد بإنهُ سوف يتزوج الفتاة الأكثر سِحراً وجمالاً على الأرض. |
| Var oluşunu yok eden hayatının aşkını evlenirken görmek için bir dünya yol aşıp geliyorsun. | Open Subtitles | أن تسافرين نصف الطريق الى القطب الشمالى لمشاهدة جب حياتك يتزوج الفتاة الملعونة بوجودك |
| Seninle evlenirken giydiğim elbise... nefret ettiğim zengin kuzenlerimden birinin eskisiydi. | Open Subtitles | الثوب الذى تزوجتك به كان لابنة عم غنية كنت أكرهها |
| Catherine ve ben evlenirken rahip çok güzel bir vaaz vermişti ve çok önemli bir şey söylemişti. | TED | و تذكرت حينما تزوجنا أنا و كاثرين, و قد خطب يومها القسيس خطبة جميلة للغاية, و قال حينها شيء مهم للغاية. |
| Sen beni evlenirken görmeye geldin. Sen gelecektin – Ben kim olduğunu umursamıyorum. | Open Subtitles | لقد جئتم لكي تروني وانا اتزوج, ولا يهم من ساتزوجه |
| O yaşta bi kadınla evlenirken bebek yoktu ortada | Open Subtitles | أليس الطفل جزء من الصفقة عندما تتزوج امرأة في ذلك العمر؟ |
| evlenirken, ben "kabul ediyorum" der demez,.. | Open Subtitles | حين تزوّجنا, فور تلفّظي بـ"أنا موافقة", |
| Her İskoç erkeği evlenirken bıçak taşır. | Open Subtitles | كل إستكلندي يستحق التنورة الاستكلندية يتزوج ومعه سكين |
| Ona asla nasıl bisiklet kullanılır öğretemeyeceğim ya da onu evlenirken göremeyeceğim. | Open Subtitles | ولن أستطيع تعليمه كيف يركب دراجة أو أشاهده يتزوج |
| Kendime saklamaktansa başka birisinin evlenirken onu giydiğini görmek,.. | Open Subtitles | ورؤية شخص أخر يتزوج وهو يرتديه |
| # gençler evlenirken hepimize iş düşer # | Open Subtitles | * هناك عمل لنا جميعا عندما يتزوج الأطفال الصغار * |
| ÇİFTLER AĞ ... ünlülerle dolu bir törende Andrea Belladonna'yla evlenirken çanlar, bu mutlu çift için çalıyor. | Open Subtitles | نجم كرة السلة (توني دين) يتزوج اليوم أندريا بالادونا) في حفل زفاف ملئ بالمشاهير اليوم) |
| Seninle evlenirken giydiğim elbise... nefret ettiğim zengin kuzenlerimden birinin eskisiydi. | Open Subtitles | الثوب الذى تزوجتك به كان لابنة عم غنية كنت أكرهها |
| Ben sadece seninle evlenirken çıkarcıydım. | Open Subtitles | كنتُ ميّالةً للاستغلال حينما تزوجتك أنت فقط |
| Seninle evlenirken oldukça safmışım. | Open Subtitles | أنا كنت ساذجه جدا عندما تزوجتك |
| evlenirken, o adam olacağıma yemin ettim. | Open Subtitles | حينما تزوجنا ، قطعت وعداً بأن أكون ذلك الشخص |
| evlenirken tıpkı diğer insanlar gibi ölüm bizi ayırana kadar seveceğiz diye söz verdik. | Open Subtitles | لقد قلنا ، عندما تزوجنا بانه من المحتمل ان يكون اناس اخرين نشتهيهم خلال الحياة |
| evlenirken aileside böyle söylemişti. | Open Subtitles | هذا ما قاله والداها عندما تزوجنا |
| Muhtemelen evlenirken peruk takacağım. | Open Subtitles | و عندما اتزوج,من المحتمل وقتها ان اللبس الشعر المستعار |
| Gerçekten beni tekrar evlenirken görmek istiyor musun? | Open Subtitles | هل فعلاً تراني اتزوج مجددا؟ حسنا.. |
| Küçük kızım evlenirken dekolte bir şey giyip şişme göğüslerimi göstereyim istiyorum. | Open Subtitles | عندما تتزوج ابنتي الصغيرة اريد ارتداء شيء منخفض الياقة لاظهر صدري |
| "Fakir bir adam bile kızı evlenirken onu hediyelerle gönderir." | Open Subtitles | "حتّى الأب الفقير يرسل ابنته محمّلة بالهدايا عندما تتزوّج" |