Annem seninle evlenmemin bir hata olduğunu söyledi. Çünkü seni aşırı derecede seviyordum ve... sonsuza dek devam etmeyeceğini düşünüyordu. | Open Subtitles | والدتي قالت بأن زواجي منك كان حماقةً لأني أحببتك بشدة. |
Hayır, hayır. Bu, beşik kertmemle evlenmemin zamanın geldiğini gösteren bir işaret. | Open Subtitles | كلاّ، إنها أشارة لدنو وقت زواجي المرتب |
Onunla evlenmemin bir sebebi de buydu galiba. | Open Subtitles | الأرجح أن ذلك أحد أسباب زواجي منها |
- Sen de serbest kalırdın. - Seninle evlenmemin karşılığı bu mu? | Open Subtitles | سأطلق سراحك أيضا أهذا ما سأحصل عليه بعد زواجى منك ؟ |
evlenmemin sana yardımcı olmasına sevindim. | Open Subtitles | اذن أنا مسرورة أن زواجى . سيساعدك يا موشو |
Birkaç dakika önce evlenmemin tek nedeninin yasalar olduğunu fark ettim ve bu yeterli değil. | Open Subtitles | -منذ لحظات قليلة .. أدركت أن السبب الوحيد لزواجي هو تطبيق القانون ، ولا يبدو ذلك سببا كافيا |
İroniye bak, çünkü yalnız ölmekten korkmak evlenmemin birinci sebebiydi. | Open Subtitles | انه مثير لسخرية,بسبب ن خوفي من الموت وحيدا" كان سبب زواجي في المقام الاول |
Bir Yahudi ile evlenmemin hata olduğunu düşünüyordunuz. | Open Subtitles | ... أعتقدتما أن زواجي بيهودي فكرة سيئة |
Asıl sebep değil, ama Kathy ile evlenmemin büyük bir nedeni senin kız kardeşin olmasıydı. | Open Subtitles | السبب الرئيسي ليس الرئيسي ولكن سبب كبير (من زواجي من (كاثي أنها كانت أختك |
Bir Yahudi ile evlenmemin hata olduğunu düşünüyordunuz. | Open Subtitles | ... أعتقدتما أن زواجي بيهودي فكرة سيئة |
Berbat bir yalancısın Curtis. Seninle evlenmemin bir sebebi de bu. | Open Subtitles | أنت أفشل كاذب في العالم يا (كورتيس)، وهذا أحد أسباب زواجي بك. |
Ama bu onunla evlenmemin sebebi değil ki. | Open Subtitles | ولكن هذا ليس سبب زواجى منه |
Seninle evlenmemin nedenlerinden biri de buydu. | Open Subtitles | ! ! وذلك أحد أسباب زواجى منك |
Seninle evlenmemin bir nedeni olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | عرفت أنّ هناك سببا لزواجي بك. |