Bütün hayvanları buraya getir, ve insanlara evlerine gitmelerini söyle. | Open Subtitles | حرّك الحيوانات كلها من هنا، واجعل الناس يعودون إلى منازلهم |
Seni bıraktıktan sonra onları zamanında evlerine götüreceğim sanki hiç ayrılmamışlar gibi, | Open Subtitles | مجرد أن أوصلك، سأسافر عبر الزمن وأصطحبهم إلى منازلهم وكأنهم لم يغادروا |
Beni evlerine davet ettiler. Beraber şarkılar söyledik ve sade bir yemek yedik. | TED | وقد دعونى إلى منزلهم وغنينا سويا. وتناولنا عشاءا بسيطا |
Okullarımızı ve şehrimizi kirlettikten sonra da milyarlarını alıp evlerine dönecekler. | Open Subtitles | وعندما ينتهون من تلويث بلادنا ومدارسنا سيأخذون ملياراتهم ويعودون لمنازلهم فحسب |
Askerleri, subaylardan ayırarak serbest bırakıp evlerine göndermiş biz subayları ise alıkoymuşlardı. | Open Subtitles | سيقومو بفصل الظباط وسيعيدون الجنود إلى بيوتهم لكنهم سيحتفظوا بنا نحن الظباط |
Risk portföyü yöneticileri yılda 50-100 milyon dolarla evlerine dönüyorlar. | Open Subtitles | المستثمرون يعودون للمنزل بـ 50 إلى 100 مليون في العام |
- Aslanlar gibi geliyorlar! - Ve kocamış keçiler gibi evlerine dönüyorlar. | Open Subtitles | يأتون كالأسود ويعودن ديارهم كالماشية الجريحة |
Kalenin güvenli olduğuna eminim ve öğrencileri evlerine yollamak da istiyorum. | Open Subtitles | انا مقتنع القلعةآمنة زيادة على ذلك أنا سأرجع الطلبة لبيوتهم المدرسية |
altın aldılar..." "...giysi aldılar ve sonra bunları evlerine gönderdiler." | Open Subtitles | أخذوا ذهب ، وأخذوا ملابس وأرسلوها الى منازلهم فيما بعد |
Bu yüzden evlerine gizlice giriyordum. Ama öncelikle size tayt bulmam gerekecek. | Open Subtitles | لهذا كنت أراقب منازلهم لكن أولاً، يجب أن أجد لكما بعض الجوارب |
Ve gıda zehirlenmesi yaşayan 3 kişiyi de evlerine yolladık. | Open Subtitles | وقد انهيت ثلاث حالات تسمم غذائي وتم إرسالهم إلى منازلهم |
evlerine altı sene önce gittiğim zaman, kapıya doğru yürüdüm, mutfak masasında yaklaşık 25 kişi, ve aşağıda bodrumda uyuyan bir grup daha vardı. | TED | عنما ذهبت إلى منزلهم منذ ست سنوات، دخلت إلى المنزل، كان هناك ما يقارب 25 طاولة مطبخ، مجموعة نائمة تحت الدرج في الطابق السفلي. |
evlerine yaklaşmayın, onları artık taciz etmeyin. | Open Subtitles | أريدك أن تبتعدِ عن منزلهم وتتوقفِ عن تعذيبهم |
2015'te bu 25 milyondan fazla insanın evlerine enerji sağlamak için öğünlerini atlamasına sebep oldu. | TED | في عام 2015 تسبب ذلك في عدم تناول 25 مليون شخص لوجباتهم ليتمكنوا من توفير الطاقة لمنازلهم. |
Bir çok kişi oylarının sayıldığından emin evlerine giderler çünkü seçim sisteminin doğru işlediğine inanırlar. | TED | وسيذهب معظم الناس لمنازلهم متأكدين بأن أصواتهم قد تم حسبها، لأنهم يثقون في نظام الإنتخابات. |
evlerine girmek için internetten alışveriş eden biri gibi davranıyor. | Open Subtitles | يستخدم غطاء كونه متسوق إنترنت ليتمكن من الدخول إلى بيوتهم |
Başka bir zaman, sarhoş olduğunda Mary ve iki çocuğunu öldürmekle tehdit etmiş, ama kaçmışlar ve evlerine SWAT ekibi çağrılmış. | TED | وذات مرة، عندما كان في حالة سكر، هدد بقتل ماري، وطفليها، ولكنهم تمكنوا من الهرب، وتم استدعاء فرقة التدخل للمنزل. |
Subaylar ve erler, Konfedere Devlet yetkililerince engellenmeyecek ve evlerine dönebileceklerdir. | Open Subtitles | وسيُسمح للضباط والرجال الرجوع إلى ديارهم دون مضايقة من سلطات الولايات الكونفيدرالية. |
Klara'nın etrafındaki çocukların okul sonrası evlerine dağılmak yerine hep birlikte köyün çıkışına doğru gitmeleri bana hep garip geliyordu. | Open Subtitles | بدا لي غريباً أن الأولاد من حول كلارا بدلاً من أن يذهبوا لبيوتهم بعد المدرسة كانوا يذهبون معاً لطرف القرية |
Sharkboy'u mağaralarına, evlerine götürdüler. Orada güvende ve kuru olacaktı. | Open Subtitles | أخذوا معهم الفتى القرش لمنزلهم الكهفى حيثما يكون آمن وجاف |
- Bu özel dedektif artık insanların evlerine zorla girmeyeceğimiz anlamına mı geliyor? | Open Subtitles | هل يعني وجود ذاك المحقق أننا ما عدنا مجبرين على اقتحام بيوت الآخرين؟ |
Nasıl yapayım? Sözü geçen birisin. Gemideki insanlar bu sayede evlerine döneceklerine inanmalılar. | Open Subtitles | لديك التأثير, الجميع في السفينة لابد ان يعتقد ان الطريقة ستعود بهم للوطن. |
Nazi askerleri sadece 1 yıl süren bir savaş sonunda, evlerine döndü. | Open Subtitles | جنود الرايخ الثالث عادوا إلى أرض الوطن بعد عام فقط من الحرب |
Rohit'in ailesi onu evlerine kabul etmekle kalmadı kalplerine, yaşamlarına da aldı. | Open Subtitles | والدا روهيت اعتنيا بها ليس فقط في بيتهم ولكن في قلوبهم وحياتهم |
Bir kol, göz veya bacak feda ederek evlerine dönenler şanslı olanlardı. | Open Subtitles | وحدهم من عادوا للبيت من فقد ذراع .. عين .. أو ساق |
Ama vaizin evlerine girmesine izin vermedi. | Open Subtitles | لكنها لم تكن لِتَدَعَ الواعظ يدخل منزلها |
Gunnison Telefon Şirketinde, teknik servis yönetisi olan Buddy Benson ve genç oğlu Sam dün akşam evlerine dönmediler. | Open Subtitles | بادى بنسون ، مشرف اصلاح فى شركة جوينسون للتليفونات و ابنه الصغير ، سام، لم يرجعا منزلهما الليلة الماضية |