Van Nuys'ta yaşayan bir muhasabeci, evli ve 3 çocuklu. | Open Subtitles | إنه محاسب يعيش في فان نايس متزوج و عنده طفلان |
Yatağa evli ve mutlu bir adam olarak girdim ve bir canavar olarak uyandım. | Open Subtitles | ذهبت إلى السرير و سعيد كأي رجل متزوج و انا استيقضت واصبحت وحش |
Netten biriyle tanıştım, birkaç ay birlikte olduk. Sonradan öğrendim ki, evli ve çocukluymuş. | Open Subtitles | التقيت رجلاً على الإنترنت وبدأت مواعدته منذ شهور، اتضح أنه متزوج ولديه أطفال |
Adam evli ve çocuklu olduğu için bunu sır tutmak zorundaymış. | Open Subtitles | متزوج ولديه أطفال, لذا يجب .عليها أن تبقي الموضوع سراً |
Bir gün dertsiz bir bekârken, sonraki gün evli ve mini kriket maçi için minibüsüyle Yeni Delhi'nin kenar mahallelerinde araba süren birisi oluyorum. | Open Subtitles | . يوم ما كنت عازب هانئ و من ثم أصبحت متزوجا و أقود شاحنة صغيرة إلى مباريات كريكيت صغيرة في ضواحي نيودلهي |
Zaman geçince, Tommy'nin evli ve yeni doğan bir bebeği olduğunu öğrendik. | Open Subtitles | و كما أتضح فيما بعد ان تومى كانت لديه زوجة و طفله |
evli ve bir oğlu da var. | Open Subtitles | وهو متزوج ولديه إبن أيضا |
evli ve iki çocuğu var. Ama zor bir hayat sürüyor. | Open Subtitles | إنها متزوجة و لديها طفلين و لكنها لا تتمتع بحياة سهلة |
Seni almayacağım. Kızlardan birini alacağım, evli ve çocuğu olan birini. | Open Subtitles | لن آخذك سآخذ واحدة من النساء متزوجة ولها أبناء |
Ve şimdi de hem erkek hem de kızkardeşim onun benimle yaşamasına izin vermem gerektiğini düşünüyor. çünkü bilirsin onlar evli ve çocuklu... | Open Subtitles | أخي وأختي كلاهما يعتقدان بأنه من الواجب علي أن أدع أمي تعيش معي ذلك لأنهم متزوجون ولديهم أطفال |
Bunu ve hareketi düşünürsek, korkarım adam evli ve çocuklu. | Open Subtitles | بين ذلك و حركة يده اخشى ان الجاني متزوج و لديه اطفال |
evli ve çocuklu olduğumu unutuyorsunuz. | Open Subtitles | هل نسيت أنني متزوج و عندي أولاد. |
Bir yayınevinde çalışıyor evli ve bir oğlu var. | Open Subtitles | يعمل الآن بدار للنشر متزوج و لديه ابن |
Bir yayınevinde çalışıyor evli ve bir oğlu var. | Open Subtitles | يعمل الآن بدار للنشر متزوج و لديه ابن |
evli ve Çocuklu'da en son ben ne yiyor, ne yürüyor, ne de evde kapalı kalıyordum. | Open Subtitles | آخر مرة على متزوج ولديه أطفال... ... كنت لا تغذيها، المشي إد أو كان عن قرب. |
evli ve Çocuklu'da en son Al ayakkabı dükkanında sıradan bir gün geçiriyordu, derken.... | Open Subtitles | آخر مرة على متزوج ولديه أطفال... ... منظمة العفو الدولية كان لها يوم عادي في محل لبيع الاحذية، عندما فجأة: |
Ve şimdi de, benim haşin itirazlarıma rağmen evli ve Çocuklu devam ediyor. | Open Subtitles | والآن، على الرغم من بلدي الاعتراضات الشديدة... ... متزوج ولديه أطفال لا يزال مستمرا. |
"Kurban, Doug Reardon, evli ve bir kızı var." | Open Subtitles | الضحية " دوج ريردون " كان متزوجا و لديه بنت واحدة |
Hayatımın yarısını evli ve çocuklu bir şekilde geçirdim. | Open Subtitles | لقد قضيت نصف حياتي متزوجا و لدي أطفال. |
"Sözcü, öldürülen polisin evli ve küçük bir çocuğu olduğunu söyledi." | Open Subtitles | أن الشرطى نجا و لديه زوجة و طفلة وحيدة الأمور تتعمق , هل فهمت الوضع ؟ |
"Sözcü, öldürülen polisin evli ve küçük bir çocuğu olduğunu söyledi." | Open Subtitles | قال متحدث بإسم الشرطة .... أن الشرطى نجا و لديه زوجة و طفلة وحيدة |
evli ve Vile Parle'de yaşıyor. | Open Subtitles | وهو متزوج يعيش في Parle الخسيس و. |
evli ve hamile olmasam, onlara her şeyi verirdim. | Open Subtitles | لو لم أكن متزوجة و حامل وتؤلمني قدمي لأمسكت بواحد من فتيان الشوكولا |
Aynasızlar evli ve çocuklu birini öldürmelerinin gazetelere çıkmasından hoşlanmazlar. | Open Subtitles | رجال الشرطة لا يحبون أن يقال عنهم فى الصحف أنهم قتلوا امرأة متزوجة ولها أبناء |
Daha genç olanların tümü evli ve çocuklu. | Open Subtitles | إن أشقائه الأصغر كلهم متزوجون ولديهم أطفال. |
evli ve iki çocuklu. | Open Subtitles | متزوج وأب لطفلين. |