| Birini arıyorlar evrenler arası kapıyı açabilecek birini. | Open Subtitles | يبحثون عن شخص قادر على فتح البوابة بين العوالم. |
| evrenler arası geçiş yapmışız, ne var ki? | Open Subtitles | لن يكون الانتقال بين العوالم مع الأصدقاء مشكلة كبيرة. |
| Ne hikmetse bir kız buraya geliyor. Ne hikmetse bu kız evrenler arası geçiş yapmak için donatılmış. | Open Subtitles | أتت إلينا هذه الفتاة بطريقة ما، ولديها القدرة بالانتقال بين العوالم |
| Birçok kez evrenler arası geçiş yaptım. Atomlarım en ufak bir harekette ayrılmaya müsait. | Open Subtitles | سافرت بين العالمين عدة مرات، ذراتي جاهزة للانشطار مع أدنى تحريض. |
| Dr. Bell, eğer evrenler arası kapı açılırsa yalnızca birinin sağ kalacağını düşünüyordu. | Open Subtitles | كان الدكتور (بيل) يخشى أنّ فتح بوابة بين العالمين... سيؤدّي إلى فناء أحدهما. |
| Bu nedir? Paralel evrenler arası hareket. | Open Subtitles | الحركة بين عالمين متوازيين |
| Ağabeyin Joshua evrenler arası boşlukta sıkıştı. | Open Subtitles | آخاكِ "جوشوا" إنه محصور في مساحة بين الأبعاد |
| Benim gerçekliğimde, sen başarıyla paralel evrenler arası bir köprü tasarladın ve kurdun. | Open Subtitles | في عالمي ، أنت نجحت في تصميم وبناء جسر بين الأكوان المتوازية مع القليل من المساعدة من أختك |
| Bu sayede beyninin evrenler arası geçişten sorumlu kısmı daha etkin hale gelebilecek. | Open Subtitles | لكي يسهل الوصول لجزء دماغك الذي يقدر على السفر بين العوالم |
| evrenler arası seyahat kitabı 10. sayfa. | Open Subtitles | هذا مذكور بالصفحة الـ 10 في كتاب قواعد السفر بين العوالم. |
| evrenler arası iletişimi sağlayan bir cihaz. | Open Subtitles | إنّها آلة يمكنها أن تتواصل بين العوالم |
| "William, sanırım evrenler arası geçişi müsait kılmak onu eve göndermekten geçiyor. | Open Subtitles | "ويليام)، أعتقد أنّ البيئة المثلى للعبور) بين العوالم قد يكون بعودتها لمنزلها" |
| Fakat evrenler arası geçişte yürüdüğümüz kararlı yolda-- | Open Subtitles | وإن فشلنا في التوصل لطريقة آمنة للانتقال بين العوالم... |
| Hayır, Walter, yapamazsın çünkü evrenler arası duvarı yıkmak doğanın ana değişmezlerini kırar. | Open Subtitles | (والتر)، أعني أنّك لا يجب أن تفعل. تحطيم الجدار بين العوالم قد يزعزع أساسيات استقرار الطبيعة. |
| Bir keresinde Walternatif evrenler arası geçiş bulmayı kafasına koydu. | Open Subtitles | كان (موالتر) ينوي أن يجد الطريقة للعبور بين العوالم. |
| Buradan çıkardığım sonuç da Walternatif'in evrenler arası güvenli yolculuğun sırrını öğrenmek istemesiydi. | Open Subtitles | مما قادني للاعتقاد أنّ أكثر ما كان يهمّ (والترنيت) هو{\pos(195,220)} تعلّم كيفية العبور بين العوالم بأمان |
| evrenler arası zayıf noktalardan öte gelen bir bozulma. | Open Subtitles | بسبب بقعة لينة بين العالمين |
| - Müthişmiş. - Daha önce istemeden paralel evrenler arası yolculuk yapmamıştım. | Open Subtitles | هذا رائع - لم أسافر بين الأبعاد قبلاً - |
| Güzel deneme Sam, fakat evrenler arası yolculuk mümkün olmasına rağmen, hayatta kalabilme olasılığın... | Open Subtitles | محاولة جيدة ، "سام" ، ولكن حتى لو كان السفر بين الأكوان كان ممكنا ً احتمال أن تكوني علىقيدالحياةهو... |