"fırsatım olmadı" - Translation from Turkish to Arabic

    • لم أجد الفرصة
        
    • لم أتمكن من
        
    • تسنح لي الفرصة
        
    • أحصل على فرصة
        
    • لم أحظى بفرصة
        
    • لم احظى بفرصة
        
    • لم تسنح لي فرصة
        
    • لم تتح لي الفرصة
        
    • لم تتسنى لي الفرصة
        
    • لم تتسنى لي الفرصه
        
    • لم أجد فرصة
        
    • أحظَ بفرصة
        
    • أكن قادرة
        
    • يكن لدي فرصة
        
    • فرصة لتقديم
        
    O kadar heyecan içinde seni tebrik etmeye fırsatım olmadı. Open Subtitles أتعلمين, في خضم كل هذه الأحداث لم أجد الفرصة لتهنئتك
    Öyle olmuş olsa bile operatöre nerede olduğumuzu söyleme fırsatım olmadı. Open Subtitles حتى إذا ما كان هذا صحيحا فأنا لم أتمكن من إبلاغ عاملة التشغيل عن مكاننا
    Nihayet sevdiğim bir kadınla tanıştım... onu sevdiğimi söylemeye fırsatım olmadı. Open Subtitles لقد وجدت أخيراً إمرأة أحبها لم تسنح لي الفرصة لكي أخبرها كم أحبها
    Daha önce söyleme fırsatım olmadı, ama iyi olmana sevindim. Open Subtitles لم أحصل على فرصة لأقول لك لكنني كنتُ سعيدة أنك بخير
    Söylemek için fırsatım olmadı, Ama dün, gerçekten birinin kıçını tekmeledin. Open Subtitles لم أحظى بفرصة لإخبارك ولكنك كنتي رائعة أمس
    Daha aramaya fırsatım olmadı. Ama haber alır almaz sana haber vereceğim. Open Subtitles لم احظى بفرصة للاتصال بعد ولكني سأخبرك بكل جديد
    Sayın yargıç, avukatıma danışma fırsatım olmadı. Open Subtitles لم أجد الفرصة لاستشارة المحامي يا سيادة القاضي
    Sayın yargıç, avukatıma danışma fırsatım olmadı. Open Subtitles لم أجد الفرصة لاستشارة المحامي يا سيادة القاضي
    Baban için ne kadar üzüldüğünü söyleme fırsatım olmadı. Open Subtitles لم أجد الفرصة لأخبرك مدى أسفي لأجل والدك
    Öyle olmuş olsa bile operatöre nerede olduğumuzu söyleme fırsatım olmadı. Open Subtitles حتى إذا ما كان هذا صحيحا فأنا لم أتمكن من إبلاغ عاملة التشغيل عن مكاننا
    Ben de merak ediyorum valla. Ama sormaya fırsatım olmadı. Open Subtitles انا حقاً لدي فضول، لكني لم أتمكن من السؤال.
    Telefonu ya da diğer şeyleri... - ...kontrol etme fırsatım olmadı. Open Subtitles لم تسنح لي الفرصة لتفقد الهاتف أو أيّ شيء آخر
    Dün gece aceleyle ayrıldım bir güle güle deme fırsatım olmadı. Open Subtitles مرحباً, لقد غادرت بعجلة الليلة الماضية لم أحصل على فرصة لقول الى اللقاء
    88 adet takımyıldızı var ama hepsini öğrenmeye fırsatım olmadı. Open Subtitles هناك حوالي 88 مجموعة من النجوم ولكن لم أحظى بفرصة تعلمهم كلهم
    İlk olarak, bunu daha önce söyleme fırsatım olmadı ama çok yaşa. Open Subtitles اولاً , لم احظى بفرصة لقول هذا من قبل ...لكن بوركت
    Daha önce söyleme fırsatım olmadı ama bugün iyi iş çıkardın. Open Subtitles لم تسنح لي فرصة لقول هذا باكراً و لكن أحسنت صنعاً اليوم
    Yaptıkların için sana teşekkür etme fırsatım olmadı. Open Subtitles لم تتح لي الفرصة لأشكركِ عما فعلته لأجلي هناك.
    Senin nasıl olduğunu sorma fırsatım olmadı. Open Subtitles ‫لم تتسنى لي الفرصة لأطمئن عليك حتى الان ‫هل أنت بخير؟
    Onunla çok fazla konuşma fırsatım olmadı. Open Subtitles أتعلم ، لم تتسنى لي الفرصه للتحدث معه
    Geçen sefer sana söylemeye fırsatım olmadı beni dedektif aradı. Open Subtitles لم أجد فرصة لأخبرك آخر مرة لكن المحقق إتصل بي
    Onunla nasıl oynayacağımı düşünme fırsatım olmadı ve sen sana vermemi istiyorsun? Open Subtitles حتى أنني لم أحظَ بفرصة للتفكير في كيفية اللعب به وتريدين مني تسلميه إليكِ بالفعل ؟
    Kimseye ulaşma fırsatım olmadı. Open Subtitles لم أكن قادرة على التواصل بأي أحد
    Henüz fiyat belirlemeye fırsatım olmadı ama sana 4 bin 500 dolara bırakırım. Open Subtitles حسنًا، أنا حقّاً لم يكن لدي فرصة لتسعيرها بعد، لكن أقول لك ماذا، أنا على إستعداد لتركها تذهب
    Kendimi tanıtma fırsatım olmadı. Open Subtitles لم تتح لي فرصة لتقديم نفسي أنا كلايد

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more