"fırsatını" - Translation from Turkish to Arabic

    • فرصة
        
    • الفرصة
        
    • فرصه
        
    • بفرصة
        
    • فرصته
        
    • الفرصه
        
    • فرصتي
        
    • فرصك
        
    • بالفرصة
        
    • فالفرص
        
    • بفرصتكَ
        
    • صفقة العمر
        
    Ona söylemem gereken şeyler var gitmeden önce fırsatını bulup hiç söyleyemediğim şeyler. Open Subtitles هناك شيئ اريد قوله له لم يكن لدي فرصة لقولة قبل ان ارحل
    Buradan leşim çıkmadan önce şu domuzu gebertme fırsatını yakalamak isterdim. Open Subtitles أريد فرصة واحدة مع هذا الخنزير قبل أن ينقلوني من هنا
    Bütün bu kargaşa içinde, sana teşekkür etme fırsatını bulamadım. Open Subtitles مع كل الجنون الذي حدث لم أحصل على فرصة لأشكرك
    O kremi onun yüzüne sürme fırsatını kaçıracak mısın yani? Open Subtitles هل ستفوت الفرصة لتخبر واضعة نبات الصَبِر تلك بمكانتها الحقيقية؟
    Teal'c,... ..sana şunu söyleme fırsatını daha önce ... ..bulamadım,... Open Subtitles تيلك فى حالة إذا لم تكن لدى الفرصة ل لنفترض
    Her şeyde ne kadar berbat olduğumu hatırlatma fırsatını hiç kaçırmıyorsun. Open Subtitles لاتصيع أي فرصة في تذكيري أني فاشل في كل شئ تقريبا
    Maeby dairenin şimdiki işgalcisine rast geldiğinde büyük bir kariyer fırsatını kaybetmişti. Open Subtitles ميبي قد خسرت لتوها فرصة مهنية كبيرة عندما توجهت إلى الشقة الحالية
    Kim alışveriş yapma hakkı için ödeme yapma fırsatını reddeder ki? Open Subtitles من يستطيع أن يرفض فرصة الدفع للحصول على حق التسوّق ؟
    Gözünüzün içine bakma fırsatını kaçırmıştım ve düşündüm ki, bunu telafi etmeliyim. Open Subtitles لقد فوّت فرصة أن أنظر إليك بعيني وإعتقدت أنه الوقت لتعويض ذلك
    Lütfen bana annenin olmamı isteyeceği gibi bir baba olma fırsatını ver. Open Subtitles أرجو أن تعطيني فرصة أن تكون الأب أنها تريد مني أن أكون.
    Selam kız. Dün gece sana bahsettiğim iş fırsatını hatırladın mı? Open Subtitles مرحباً يا فتاة، أتذكرين فرصة العمل التي أخبرتك عنها ليلة البارحة؟
    Caddeleri su basmıştı, fakat insanlar böylesine milli bir günün bir parçası olma fırsatını kaçırmak istemiyordu. TED الشوارع كانت فائضة، لكن الناس لم ترد أن تضيِّع فرصة أن تكون جزء من يوم وطني كهذا.
    Görünüşe göre, yıkım eki Chengyi şehrine ulaştığında 30.000 kişilik Qi ordusu ilerleme fırsatını ele geçirecek ve dünyayı kaosa sürükleyecek. Open Subtitles على ما يبدو حملة هدم مرة واحدة تصل إلى مدينة شانجي جيش كي سيغتنم الفرصة للزحف في بجيش من ثلاثون الف
    Sizce, eski okuluna bir prensin kolunda girme fırsatını kaçırır mı? Open Subtitles هل تعتقدين بأنها ستفوت الفرصة كي تضع يدها في ذراع الأمير؟
    Nihayet senin yanında savaşma fırsatını yakaladığım için çok mutluyum, okçu. Open Subtitles أنا أستمتع بهذه الفرصة للقتال أخيرا بجانبك ِ , أيتها النبالة
    Benim geldiğimi görünce de delili bana sunma fırsatını kaçırmadın. Open Subtitles وعندما دخلتُ أنا في الصّورة، استغلّيتَ الفرصة لاستدراجي لتقديم دليل
    Geçen gece bu adı aldığı için benimle dövüşme fırsatını buldu. Open Subtitles لقد حصل على هذه الفرصة لأنه استعمل ذلك الاسم ليلة أمس
    Kendi fırsatını yaratmaya çalışacaktır. İşte o zaman kendini ele verecektir. Open Subtitles سوف يحاول خلق الفرصة المناسبة و عندها سيفضح السيد العجول نفسه
    Sana söyleme fırsatını bulamadığım bir şey var... seni affettim. Open Subtitles هناك شيء لم اجد ابدا فرصه لأقوله لك انا سامحتك
    Kendimi savunma fırsatını vermelisiniz bana. Open Subtitles .. يجب أن تسمحي لي بفرصة للدفاع عن نفسي الآن.
    Genç bir komedyen olarak sana hayatının fırsatını veremem. İşe yaramaz birisi olarak sana son bir şans veremem. Open Subtitles وإذا كان لديك رجل يريد أن يعمل كهزلي فلن أعطيه فرصة الظهور ولن أعطي رجل عجوز يعمل كهزلي فرصته الأخيرة للظهور
    Ayrıca sana söylemek istediğim bir şey vardı. fırsatını bulmuşken diyeceklerimi iyi dinle. Open Subtitles ايضاً لدي ما أخبركِ به بما ان لدي الفرصه الان , أستمعي لي
    Senden daha zeki olduğumu son kez kanıtlama fırsatını nasıl geri çevirirdim? Open Subtitles . . كيف يمكنني تفويت فرصتي الأخيره لاثبات إنني أكثر ذكاء منك
    Bak, burada iz bırakmak istiyorsan fırsatını kendin yaratmalısın. Open Subtitles إنظرى , إذا كنتى تريدين أن يكون لكى تأثير هنا يجب أن تصنعى فرصك
    Lady Miss Lady kozmetik ürünlerini satma fırsatını değerlendirmenize sevindim. Open Subtitles أنا سعيده لإهتمامك بالفرصة المثيره لبيع المستحضرات التجميليه
    fırsatını bulunca sırtınıza hançeri saplar. Open Subtitles فالفرص انه سيحطمه
    Söz, Zach. fırsatını bulacaksın. Open Subtitles ستحظى بفرصتكَ يا (زاك)، أعدكَ...
    Hayatımın en büyük fırsatını yakalamıştım.. Open Subtitles فرصة صفقة العمر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more