| Yağmurlu olan ifadeler, bir yağmur fırtınasına kapılmışçasına yere düşüyorlar, ve karlı olanlar da bir telaş içerisinde toprakla buluşuyorlar. | TED | تلك الممطرة تقع في الأسفل كما لو أنهم في عاصفة ممطرة، و النوع الثلجي يرفرف على أرض الواقع. |
| Kuzey kutbunda, bir kar fırtınasına karşı bir kutup ayısını takip ettim. | Open Subtitles | لقد تتبعت أنا الدب القطبي عبر التندرا في القطب الشمالي في عاصفة ثلجية |
| Hemen sonrasında, Nil nehri vadisi üç gün kum fırtınasına maruz kalmış yoksa karanlığın musibeti olarak bilinecekmiş. | Open Subtitles | وبعد ذلك هبت عاصفة رملية عليهم وسموها بعاصفة الظلام لثلاث ايام |
| Yağmur fırtınasına yakalandığımıza inanamıyorum. | Open Subtitles | أوه، الله، أنا لا أَستطيعُ الإعتِقاد مَسكنَا في تلك العاصفة المطريةِ. |
| Yüzyılın fırtınasına hazırlanan rüzgarlı şehir daha da rüzgarlı olmak üzere. Ben üniversiteye gitmek istiyorum. Fırtına özel bülteni için bizden ayrılmayın. | Open Subtitles | العاصفة في المدينة على وشك أن تتزايد أريد أن أذهب الي الكلية الأطفال في سنك لا يذهبون الى الكليه |
| Kar fırtınasına yakalanana kadar peşlerinden gittik. Sonra izlerini kaybettik. | Open Subtitles | ظللنا نتعقبهم حتى فقدنا الأثر بسبب العواصف الثلجية |
| Üst sol kalkan kadranında art arda temas raporları saat 17'ye dek ufak bir asteroit fırtınasına dönüştü. | Open Subtitles | لقد كانت سلسلة من الاحتكاكات على الدرع الرباعي العلوي على الجهة اليسرى والذي بحلول 1700 تحول إلى عاصفة نجمية بسيطة |
| Biliyor musun, tüm bunlar açığa çıktığında, ortalık uluslararası inkar ve olayın üstünü örtme fırtınasına bürünecek. | Open Subtitles | فسيكون هناك عاصفة من الإنكار الدولى و التغطيات لما حدث |
| Ama söylemeliyim ki şu anda bir moda fırtınasına kapılmış gibiyim. | Open Subtitles | لكن يجب علي القول، انني اشعر كأنني في وسط عاصفة من الأزياء الآن |
| Doğum sancıları başladığında kar fırtınasına yakalanmıştı. | Open Subtitles | كانت في عاصفة ثلجية حينما حان موعد مخاضها |
| Yerçekimi sensorlarımız deliye döndü. Bunu görmelisiniz. Şimşek fırtınasına benziyor. | Open Subtitles | مجسّات الجاذبية لدينا أصابها الجنون هنا يجب أن تروا هذا ، تبدو وكأنها عاصفة برقية |
| Bir ayı postunun içinde kar fırtınasına rağmen hayatta kalmak. | Open Subtitles | حتى كيفية النجاة من عاصفة ثلجيّة بواسطة الحبو تحت جثة دبٍ قطبي |
| Hepsinin gitmesi kötü bir deniz fırtınasına bakar. | Open Subtitles | عاصفة قويةّ واحدة ستكون كفيلة بإزالة كلّ ذلك |
| Buz fırtınasına dönerse birkaç gün elektriksiz kalabiliriz. | Open Subtitles | إذا تحولت إلي عاصفة جليد قد نكون بلا طاقة لعدة أيام. |
| Takımlardan kum fırtınasına dair durum raporları elimize ulaştı. | Open Subtitles | لقد تلقينا تقاريراً من الفرق حول حالة العاصفة الرملية |
| Buz fırtınasına bakacağım. Gelmek ister misin? | Open Subtitles | سأتففد العاصفة الثلجية، أتودين القدوم؟ |
| Florida'ya giden yol boyunca yağmur fırtınasına tutulduk. | Open Subtitles | الي فلوريدا نحن في هذه العاصفة الممطرة |
| Yağmur fırtınasına dönüştü. | TED | أصبح العاصفة الممطرة. |
| Bir kum fırtınasına yakalanmış olabilir o yüzden ölmüş olabilir. | Open Subtitles | من الممكن بسهولة ان يكون تاه في العواصف الرملية مات من التعرض للشمس |
| Joe bilmiyordu ama sevgili elektrolitler... toprağın üzerini kaplayıp bitkileri öldüren... ve kum fırtınasına neden olan tuzlardı. | Open Subtitles | ان "جوي" لم يعرف ذلك ...لكن المنحلات الكهربائيه كانت تعزز الملوحه لعقود تقتل النباتات وتقود العواصف الغباريه |
| Marketten dönerken yağmur fırtınasına yakalandı. | Open Subtitles | لقد كانت فى طريق عودتها من السوق حين علقت فى عاصفه ممطرة |
| Öyleyse bundan çıkarılan sonuç, büyük bir toplantıdan önce yürüyüşe çıkmanız ve hemen beyin fırtınasına başlamanız. | TED | إذن ما يمكن استخلاصه هو أنه يجب عليك الذهاب في جولة مشي قبل اجتماعك المهم القادم وبعدها ابدأ مباشرة بالعصف الذهني. |