"fısıldadığı" - Translation from Turkish to Arabic

    • همسه
        
    • يهمس
        
    - Tek hatırladıklarım ise kulağıma fısıldadığı sözlerdi: Open Subtitles كُلّ ما امكننىُ أَنْ أَتذكّرَه همسه فى اذنى
    gözü kararmadan önce kulağıma fısıldadığı: Open Subtitles الآخر... .. كَانَ همسه في أذنِي مباشرةً قبل ان افقد الوعى
    Diğeri ise ben bayılmadan önce kulağıma fısıldadığı şeydi: Open Subtitles الآخر... .. كَانَ همسه في أذنِي مباشرةً قبل ان افقد الوعى
    Evet ama o sürtünmeyi... o yaslamayı... ve kulağıma fısıldadığı romantik sözleri... aklımdan çıkaramıyorum. Open Subtitles لكن كان هناك صرير... الصعود على ظهري و الكلمات الرومانسية التي كان يهمس بها في أذني
    Çünkü sana sunduğu yanında 40 dolarlık aperatiflerle gelen şaraplarda yüzdüğün kendini özel ve güvende hissettiğin bu yaşamın kulağına fısıldadığı küçük bir yalandan ibaret olduğunu bilmen gerekiyor. Open Subtitles لأنه بينما يعطيكي الحياة المرفهة التي تسمح لكي بإبتلاع مقبلّات بــ 40 دولار مع الشمبانيا ويجعلكِ تشعرين بالتميز ويجعلكِ تشعرين بالأمان يجب أن تعرفي أن كل هذا مجرد كذبة يهمس بها في إذنيكِ
    Kader'in ruhunun sana fısıldadığı şeyler senin iyiliği için değil kendi gücünü kazanıp, yeniden harekete geçebilmesi içindi. Open Subtitles ما تبقى من "روح القدر" كان يهمس متهافتاً في آذانك يجبرك على إرتكاب الأخطاء ليكسبك السطلة وأن تجعله يتقدم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more