"fısıltı" - Translation from Turkish to Arabic

    • الهمس
        
    • همسة
        
    • يهمس
        
    • همس
        
    • همسات
        
    • همساً
        
    • تهمس
        
    • بهمس
        
    • كهمسة
        
    Bu sabah Tom Reilly'nin cumartesi günkü konuşması hakkında birçok fısıltı duyduk. TED هذا الصباح سمعنا كثيراً من الهمس حول إختتام توم رايلي يوم السبت.
    Anılar, kayar gider, ...uykumuzdaki bir fısıltı gibi. Open Subtitles لحظات، أنها تنزلق بعيدا، الهمس في نومنا.
    Sesim, çölde rüzgar yerine, artık bir fısıltı oldu. Open Subtitles و صوتى لم يكن أكثر من همسة الرياح فى الصحراء
    Şehirdeki her fısıltı, her söylenti, sonunda kulaklarıma ulaşır. Open Subtitles كل همسة وكل إشاعة في المدينة تصل لمسامعي في نهاية الأمر
    Ve sonra sadece bir fısıltı: Open Subtitles فسمعت من يقول : ... ... فقط يهمس قائلا :
    Düğün yana, var şehir dışında fısıltı oldu Open Subtitles منذ الزواج , كان هناك همس من الطبقى العليا
    Eğer sana ateş ederlerse, sadece fısıltı duyarsın. Open Subtitles إذا كان ذلك بالنسبة لك، أنها مجرد همسات.
    - Sana bir şey söyleyeceğim. Kımıldama buna fısıltı deniyor. Open Subtitles دعيني أخبركِ شيئا، لا تتحركِ هذا يُسمى همساً
    Başarabilirsen fısıltı da işe yarar. Open Subtitles الهمس سيفي بالغرض إذا كان ذلك ما تستطيع فعله
    Burası fısıltı Duvarı. Çok özel bir yerdir. Open Subtitles هذا هو حائط الهمس انه مكان خاص حقا
    - Hasta olduğu zaman hep mızmızlanır. - fısıltı konusunda rezilsiniz. Open Subtitles أنتما سيئان جداً في الهمس لبعضكما.
    Belki bir fısıltı var ama , Open Subtitles ربما الهمس هناك، لكن هذا هو كل حماقة.
    Sanırım yüksek tonda fısıltı konusunda çalışman gerekecek. Open Subtitles أعتقد أنكى يجب أن تتدربى على الهمس الآن
    Bu, öyle nazik dengeler üzerine kurulu bir dünyaydı ki... bir fısıltı ahenginin bozulmasına neden olabilirdi. Open Subtitles وكان ذلك التوزان غير مستقر... ومجرد همسة تستطيع... أن تُحطِم هذا التناغُم.
    En ufak bir fısıltı bile bana ıstırap veriyordu. Open Subtitles حتى أدنى همسة تسبب لي ألمًا مُبرّحًا.
    Bu bir söylentiden daha fazlası. Resmi olarak bu bir fısıltı. Open Subtitles إنها أكثر من إشاعة رسمياً هي همسة
    "Hatta en düşük fısıltı orduların sesini bastırsa bile... Open Subtitles حتى عندما يهمس بصوت خافت يمكن سماع صوته أعلى من الجيوش...
    Bir fısıltı duyuyorum benim yanıldığımı, onların ise haklı olduğunu söylüyor ve başından beri vahşiler doğru olanı yapıyordu. Open Subtitles ومع ذلك، هنالك همس في أذني يخبرني بأنّي كنتُ مخطئاً وبأنّهم كانوا مصيبين وبأنّ الوحشيّين الهمج كانوا محقّين طوال تلك المدّة
    Gece vakti bir fısıltı gibi bu insanların yaptıklarının unutulmadığı bir yerde. Open Subtitles -كما لو كانت همسات الليل -في مكان لن ينسي
    Bir fısıltı duyduğuma yemin edebilirim. Open Subtitles أقسم أني سمعت همساً
    Bazen fısıltı sesleri duyduğuna ve içindekilerin dışarı çıkmaya çalışır gibi tıkırdadğına ikna oluyordu. TED وأحيانًا كان يخيل إليها أنها تستمع لأصوات تهمس ومحتوياته تصدر أصواتًا وهي تتجول في داخل الصندوق كما لو أنها تريد الخلاص.
    Kasılan midemden bir fısıltı döküldü: Open Subtitles وتحدّث بطني بهمس لا بصياح
    Ama önce, size neden önemli olduklarını anlatmalıyım. Çünkü bu aşılar, aşıların gücü aslında bir fısıltı gibi. TED و لكن أولاً, يجب أن أُوضح سبب أهميته. لأن قوى اللقاح الكامنة تلك هي في الواقع كهمسة.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more