"fıstıklar" - Translation from Turkish to Arabic

    • الفستق
        
    • الفول السوداني
        
    • مثيرات
        
    • للحسناوات
        
    • المكسرات
        
    • هذا البندق
        
    Her şey o yerden iyidir. Bayat fıstıklar ve sulandırılmış likör. Open Subtitles أي مكان أفضل من ذاك المكان الفستق الفاسد , والمشروبات الكحولية الفاسدة
    fıstıklar da benden soruluyor. İstediğin kadar... Open Subtitles لدى القدرة ايضا على الحصول على الفستق اذا اردت
    Ben pek bir şey yapmadım aslında, öksürük şurubuna bandırılmış fıstıklar sağ olsun. Open Subtitles لم تكن قدرتي في الغالب بقدر ما كانت قدرة الفول السوداني علي جذبهم
    Ayrıca, tek istediğim şu pahalı fıstıklar. Open Subtitles بالإضافة لذلك، جلّ ما أريده هو الفول السوداني المكلّف
    Elimde olgunlaşmamış fıstıklar tutuyorum. Open Subtitles لقد حصلنا على قاصرات مثيرات في قبضية يدينا
    Üzgünüm, dostum... Sadece fıstıklar davetli. Open Subtitles -آسف يا رجل, الدعوات للحسناوات فقط
    Fry'ın yiyeceklerinden başka minibarda mısır cipsleri, fıstıklar ve nefis nefis çikolatalar vardı. Open Subtitles بجانب المكسرات كان يحتوي البار الصغير أيضاً على بطاطس مقلية و لحم خنزير ومجموعة كريمة من الشيكولاتة الجيدة
    Vay be, TV'de kafa karıştırıcı görünüyordu... ama fıstıklar ile, her şey çok açık. Open Subtitles عـلىالتلفـازبـدىذلك محيّرا... لكـن مـع الفستق ، فالأمـر واضح جـدا
    Fıstık, Fıstık, fıstıklar burada.. Open Subtitles الفستق المحمص الفستق المحمص
    Yerdeki fıstıklar. Open Subtitles كل الفستق مبعثر على الأرض
    Hayır. fıstıklar yeterli, teşekkürler. Open Subtitles لا الفستق السوداني جيد, شكرا
    Baba, o fıstıklar senin için değil. - Fil için. Open Subtitles -أبي، هذا الفستق ليس لك، إنها للفيل !
    fıstıklar, çubuk krakerler. Taze biçilmiş çim kokusu. Open Subtitles الفول السوداني و الكراكر جاكز العشب الطبيعي المقصوص
    Yılanlar, silahlar, fıstıklar, çekiçler ve bataklıklar. Open Subtitles بِها الثعابين, الأسلحة, الفول السوداني, المطرقة, والرِمال المُتحركة
    Fıstık, Fıstık, fıstıklar burada.. Open Subtitles الفول السوداني المحمص الفول السوداني المحمص
    Arkadaşlarımla birlikte maymunların dikkatini dağıtmak için onlara fıstıklar fırlattığımızı ve sonra da vadide rahat dolaştığımızı çok iyi hatırlıyorum. TED ما زلت أتذكر بوضوح كيف كنت أنا وأصدقائي نرمي الفول السوداني لصرف انتباه القرود عنا حتى نتمكن من العبور للتجول خلال الوادي.
    Buradaki fıstıklar, Atlanta'daki kızları, birisi suratlarına madeni para çantasıyla vurmuş gibi yaparlar. Open Subtitles الآن الفتيات هنا، مثل الفتيات في أتلانتا يبدون كأن شخص ضربهن بكيس من النيكل وأنا لا أقصد انهن مثيرات.
    Memleketten fıstıklar, bilgisayar oyunu cadalozları ve on sayfa mangal keyfi. Open Subtitles مجلة بلاير , ماذا لديك ؟ لدينا مثيرات من البلدة , نساء مشاكسات يمارسن ألعاب الفيديو
    Sence yanında başka fıstıklar da getirir mi? Open Subtitles هل ستجلب صديقات مثيرات معها؟
    Sadece fıstıklar demek. Open Subtitles للحسناوات فقط
    Hey o fıstıklar kardeşim için, lütfen hepsini yeme! Open Subtitles هذه المكسرات لأخي رجاءاً لاتأكلها كلها
    fıstıklar ağzındaydı. Onları çıkarmıştı. Open Subtitles وضعت هذا البندق داخل فمها ثم بصقته.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more