"fıstıkları" - Translation from Turkish to Arabic

    • الفستق
        
    • الفول السوداني
        
    • الجوز
        
    • من الحسناوات
        
    • فول سوداني
        
    • بالفول السوداني
        
    Dışarıda ne yapıyor? fıstıkları almış bile. Open Subtitles مالذي يفعله بالخارج لقد إشترى الفستق بالفعل
    Sanırım artık o fıstıkları alabilirim, tatlım. Open Subtitles أعتقد أنّني سوف آخذ الفستق لهم الآن، يا عزيزتي.
    Şu fıstıkları al gitsin, Peter. Open Subtitles اذهب واحضر بعضاّ من الفستق اللعين
    sonra bozuk paraları ve fıstıkları makinenin altına koyuyoruz. Ve zamanla kargalar gelip, fıstıkları yiyorlar TED ونضع عملات نقدية وفول سوداني حول قاعدة الآلة. ومن البديهي ان تأتي الغربان وتأكل الفول السوداني
    ve sonra oradaki makineye alışıyorlar. Ve sonunda tüm fıstıkları bitiyorlar. TED وتبدأ في الإعتياد على وجود الآلة هناك. وفي نهاية المطاف، يأكلون كل الفول السوداني.
    Yemeklerinin içinden fıstıkları ayırmalıyız her zaman ilaçlarını yakında saklamalıyız ve yemek servisimizi yapan kişiler... bunların farkında olmalıdır. Open Subtitles يجب علينا أن نعزل طعامهم عن الجوز وأن نوفر أدويتهم طوال الوقت وأي شخص يصنع أو يقدم الطعام
    fıstıkları eşitlemek. Çok önemli bir görev. Open Subtitles معادلة محتوى الفستق إنه عمل هام
    - Krampon alabilmek için fıstıkları çaldık.. Open Subtitles لقد سرقنا الفستق لشراء الاحذية الرياضية
    Ben fıstıkları çok severim. Open Subtitles . أحبُ الفستق , خصوصاً الكبيرةُ منها أجل , من ؟ - . أعلم -
    fıstıkları çalan oymuş, bak! Open Subtitles انه الشخص الذي كان يسرق الفستق الحلبي
    II. Dünya Savaşı'ndaki yer fıstıkları. Open Subtitles . التافه في الحرب العالمية الثانية * peanuts =بمعني شخص تافه او حقير ولها معني اخر وهو الفستق .
    O fıstıkları yemeyi kesebilir misiniz çünkü- Open Subtitles تمهل لاتأكل ذلك الفستق بسبب...
    Bokundaki fıstıkları bile yiyebilirim. Open Subtitles . أنا سآكل الفستق من قذارتها
    Tek endişe etmemiz gereken bayat yer fıstıkları ve türbülans. Open Subtitles الشىء الوحيد الذي يجب أن نقلق بشأنه . هو الفول السوداني و الإضطرابات الهوائية القليلة
    fıstıkları iyi buldu. Open Subtitles قام بعمل جيد,باكتشافه الفول السوداني بدهاء
    Pekâlâ. Üzerinizdeki tüm fıstıkları ve fıstıklı çikolataları bana verin. Open Subtitles حسناً، أعطوني كل الفول السوداني، والشوكلاتة المغطاة بالفول السوداني، والحلوى التي تحوي الفول السوداني
    Yemekten sonra poker oynadığımızı hatırlıyorum ve fıstıkları marka yerine saymıştık. Open Subtitles حسناً، أتذكر اننا لعبنا البوكر بعد الغداء و نستخدم الفول السوداني بدل الرقائق
    Hayır, bana salı akşamı toplantısındaki herkesi çağırmamı ve fıstıkları da unutmama mı söyledin. Open Subtitles لا ، أخبرتنـي أن أتصل بالجميـع في اجتماع ليلة الثلاثـاء و لا أنسى الجوز
    biliyor musun, bu fıstıkları bile haketmiyorum. Open Subtitles تعرفين شيئا ً ، أنا لا أستحق هذا الجوز
    Çünkü Ayart sadece... fıstıkları elde edip... onları becermek değil. Open Subtitles لأنه في النهاية يمكن ألا يكون هذا البرنامج يهتم فقط بالتمكن من الحسناوات و معاشرتهن
    Yedinci devre arasında ayağa kalktığımda emektar Ryne Sandberg formamdan dökülen ekmek kırıntılarını fıstıkları, kabukları ya da şekerlemeleri yemek yok artık. Open Subtitles حينما أقف أثناء الشوط السابع لن يكون ثمّة فتات , قشر فول سوداني أو أوراق حلوى تسقط من على قميصي الصوفي
    Şekerler için reklam ismi seçmek istersem Yumruğum fıstıkları ezecektir. Open Subtitles إذا كنت ترغب في حلوى معروفة لدي قبضة تعج بالفول السوداني.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more