| Artık fakir ve savunmasız kişiler , yada aslında hiç kimse, bir enfeksiyon hastalığı ile tehdit edilmemeli. | TED | لم يعد الفقراء و الضعفاء في خطر الإصابة بالأمراض المعدية أو أي أحد. |
| Stillson fakir ve zengini ikisinide temsil ediyor. | Open Subtitles | ستيلسون يمثل الآن كلا من الفقراء و الأغنياء |
| Bir anda şehrinde ortasına düşüverdiğinizde neyin nasıl olduğunu kestirmesi zor.Herkes fakir ve umutsuz gözüküyor fakat gerçekte durum böyle değil. | TED | لكن الشيء الصعب هو أن نرى عندما فجأة تمتص في المدينة. يبدو الجميع فقراء و بائسين، ولكن هذا ليس حقا . |
| Ya da fakir ve çaresizdirler. Burası bu yüzden var. | Open Subtitles | أو أنهم فقراء و يائسون لهذا يوجد هذا المكان |
| Bilirsin, fakir ve evsizi giydirirler. | Open Subtitles | تعرفين، إنهم يزوّدون الفقراء والمشردين بالملابس |
| Max, fotoğrafın şehirdeki fakir ve kayıp ruhların arasında duruyor diye bu hayatının da öyle olduğu anlamına... | Open Subtitles | مكاس,ليس لأنكِ فقط معلقة على الحائط من بين أفقر و أكثر الارواح المفقودة فى مدينتنا ......... |
| "Ağzını aç, hakkaniyetle yargıla, fakir ve muhtaçların hakkını savun. " | Open Subtitles | "إفتحوا أفواهكم واحكموا بعدل ودافعوا عن حقوق الفقراء والمساكين" |
| Bütün mal varlığına el koyularak Tandoor'un fakir ve aç insanlarına dağıtılmış. | Open Subtitles | و تم الحجر على أملاكه, و أعطيت للناس الفقراء و الجوعى في تندور |
| Etrafımız fakir ve hasta olanlarla doluşmaya devam ediyor. | Open Subtitles | الفقراء و المتسخون مستمرون في اجتياح الحي |
| tek farkı bu tarz adil olmayan mahkumiyetlerde genelde fakir ve azınlık mensubu insanların olması. | Open Subtitles | الفرق الوحيد أنّ الناس الذين يستهدفهم في العادة هذا النوع من ردود الأفعال العقابية هم الفقراء و الأقليات |
| fakir ve ezilen insanlarıma | Open Subtitles | الفقراء و المساكين |
| fakir ve ezilen insanlarıma | Open Subtitles | الفقراء و المساكين |
| Efendimiz çobanımızdır ancak burada fakir ve aç bir şekilde oturuyorsunuz. | Open Subtitles | الرب هو راعينا ، و حتى الآن أنتم تجلسون هنا فقراء و جائعين |
| Sevgilim, fakir ve pisler. | Open Subtitles | انهم فقراء و قذرين و رائحتهم كريهه |
| Yalnız fakir ve açlar değil, herkes bu mucizeyi gerçekleştirebilir. | Open Subtitles | انها ليست مجرد فقراء و الجياع، و انها الجميع الذين لديهم فلدي هذه المعجزة ! |
| Bilirsin, fakir ve evsizi giydirirler. | Open Subtitles | تعرفين، إنهم يزوّدون الفقراء والمشردين بالملابس |
| Çünkü onlar bizden daha fakir ve daha cahiller. | Open Subtitles | لأنهم أفقر و أجهل مِنا |
| Oligarşici, "Yönetimdeki Adamlar"a karşı yapılan mücadelede fakir ve güçsüzlerin yanında yer aldı. | Open Subtitles | وضع لنفسه مكانًا بجانب الفقراء والمساكين في حربه ضد القلة "السياسيين الذين يملكون كل شيء" |