"fare gibi" - Translation from Turkish to Arabic

• مثل الفأر
• كالفأر
• مثل الفئران
• كالفئران
• كفأر
• فأراً
• مثل الفار
• مثل فأرٍ
• مثل الجرذ
• مثل الفئرانِ
• كالجرذ
• كالفار
• كجرذ

Günler geçtiğinde sadece fareye benzemekle kalmıyor aynı zamanda fare gibi davranıyordu.
بعد أن كبر عدّة أيام، لم يكن يُشبه الفأر وحسب، بل يتصرف مثل الفأر أيضًا.

Dün gece kendime pizza söyledim ve lavabonun üzerinde fare gibi kemirdim.
الليلة الماضية طلبت بيتزا بنفسي وأكلتها في الحوض مثل الفأر

Şu yatak odası fiyaskonu çözdüğümden beri bir fare gibi sessizleşti.
أتعلمين، لقد كان هادئاً كالفأر منذ أن حليتُ مشكلة الغرف بأكملها

Daha çok kendinizi, bir filin ayağına bakan fare gibi hissedersiniz çünkü bu canlının görülemeyen çok daha büyük bir bölümü tepenizdedir.
بل إنكم كالفأر عند قدم فيل، ومعظم الكائن الحي قائم فوق مستوى الرأس، لاترونه.

İnsanlar fare gibi buraya sıkışmıştı.
كنت أسفل القسم التاسع منذ ضرب الأعصار الناس محصورون هناك مثل الفئران

Ona böyle derdik: çünkü fare gibi konuşurdu ve sadece konuşması gerektiği zaman konuşurdu.
ندعوها بهذا الاسم لأنها تتكلم كالفئران و لا تنطق بكلمة إلا إذا وُجّه إليها الكلام

- Onbaşı Venner bu hücrede kilitli kalıp kafesteki fare gibi vurulmaya niyetim yok.
لايوجد لدى أي نية للبقاء محجوزة بهذه الزنزانة ويتم إطلاق النار على كفأر بمصيدة.

Koridordaki bir fare gibi, odalarımdan sıvışmaya çalışacağımı mı düşündün?
هل أعتقدت أننى سأنسل فجأة من غرفتي مثل الفأر بالممر ؟

Tamamdır! Şimdi fare gibi tuzağa düştüler işte.
رائع، إنه مثل الفأر فى المصيدة

Ölünceye kadar bir fare gibi labirentte koşturmaya niyetim yok.
لن أركض مثل الفأر في المصيدة حتى أموت

Gereken tedaviyi gördükten sonra, fare gibi, kayakçı gibi 65 yaşındaki kadın gibi, hiçbir şey olmamış gibi kalkacaklar.
وبعد أن يتلقى العلاج المطلوب، كالفأر والمتزلجة والمرأة ذات الخمسة وستون عامًا، سيفيق.

Amaçsız bir ülkenin bakanı gelmiş, tıpkı bir fare gibi sürünüyor burada.
وزير البلد التى بلا معنى زحف إلى هنا ليلا كالفأر

Uçan bir fare gibi giyinmek bunu saklamıyor, ben buradayım diye bağırıyor.
"ترتدي ملابساً كالفأر الطائر لا تخفيه، ويصرخ به"

Hayır yapamam. Rozetimi gösterdiğim an, fare gibi kaçışırlar.
لا، لا أستطيع، بمجرد التلويح بشارتي سيفروا هرباً مثل الفئران

Başlarda fare gibi küçük kemirgenleri avlamayı öğrenirler ve erişkin olduktan sonra diğer yetişkin kurtlarla grup oluştururlar.
يتعلمون في البداية كيفية ملاحقة حيوانات صغيرة مثل الفئران و من ثم يشكلون فريق مع الذئاب البالغة عندما ينمون.

Çünkü o yatak yayları peynir fabrikasına düşmüş fare gibi ses çıkartacak, değil mi?
لأن ملاءات الأســرة تلك ستَصِــرُّ مثل الفئران في مصنــع للجبن ، هل أنــا محق ؟

Su tıpkı bir fare gibi kapana kısılmış. Kim böyle bir şey yapabilir?
المياه محاصرة كالفئران من الذي قام بعمل كهذا؟

Korkak bir fare gibi davranarak restoran imparatorluğu kuramazsın.
لا يمكنك ان تبني امبراطوية من المطاعم وأنت تتصرف كفأر رعديد

Şu zevzekliklerin canımı sıkıyor, seni bir fare gibi yutasım geliyor... ama her şeye rağmen beraber çalışmamız gerekiyor.
وأنا أُريد أن أفتح فكي وأبتلعك كما لو كنت فأراً لكن يجب علينا أن نعمل بما لدينا

Bahse girerim, su borusuna tırmanan bir fare gibi üzerine çıkacaksın.
سوف تكون فوق هنا مثل الفار فى ماسورة التصريف

Bir fare gibi gölgeler arasında saklanıyorsun.
{\fnArabic Typesetting}.تتوارى في الظّلام مثل فأرٍ

O bir fare ve onu bir fare gibi ön güverteden atacağız.
سبريتشين sie ألماني , jah؟ أقول بأنّه جرذ ونحن إرمه خارج السفينة مثل الجرذ.

Umarım Külkedisi'ndeki fare gibi tiz bir sesi yoktur.
اتمنىّ ان لا يكون صوتها رفيعا و مزعجا مثل الفئرانِ في قصة سيندريلا

Tıpkı ayak parmağı yalayan bir fare gibi! Aynı senin gibi.
كالجرذ المقزز انت

Kulağımı tıpkı bir fare gibi kemirmiştin.
لقد اكلتي اذني كالفار الصغير

Bunu gerçek hayatta yaptıramazsın, pisliği kurcalayan bir fare gibi kazıyabilirsin!
تعجز عن النجاح في الحياة الواقعيّة لذا تخربش كجرذ يتمرّغ على القاذورات