Ancak farkını ortaya koymak için bu yeterli değil, dimi? | TED | ولكن هذا لا يكفي لإحداث الفرق ، أليس كذلك؟ |
Maalesef bu eksik enerjiyi açıklayacak bir sürü sebep olabilir. Dolayısıyla bu enerji farkını açıklamak zor olacaktır. | TED | والان ولسوء الحظ ، فهناك الكثير من الأسباب الفيزيائية التي تسبب فقدان جزء من الطاقة ، وسيكون من الصعب تحديد الفرق. |
Klasik bilim kurguyla Afrofütürizmin farkını en iyi bir ahtapot analoji ile açıklayabilirim. | TED | أستطيع شرح الفرق بين الخيال العلمي الكلاسيكي والمستقبلية الأفريقية بدقة، إن استخدمت تشبيه الأخطبوط. |
Sivri elmacık kemikleri, bıyığı var ve aradaki boy farkını da görebilirsiniz, çünkü Jonas, Nicole'un başına gelmeyecek olan ani büyüme aşamasından geçiyor. | TED | لديه عظام الزاوية في وجهه وشارب ويمكنكم أن تلاحظوا فارق الطول لأنه مرّ بطفرة نمو بينما لم تمرّهي |
İkinizin arasındaki muazzam ve mide bulandırıcı yaş farkını bir kenara bırakırsak onu iki kez öptüğümün farkındasın değil mi? | Open Subtitles | بالوضع جانبا الكم الهائل و المقزز في الفارق بالعمر بينكما تعلم أني قبّلتها مرتين ؟ |
Bana ve normal tren arasındaki ses farkını açıklayabilir misiniz? | Open Subtitles | أشرح لي الإختلاف في الصوت بين القطار العلوي والأرضي |
İşte bu, kadınlara 40 yıldır verilen geleneksel tavsiyelerin üst düzeydeki cinsiyet farkını kapatmamasının nedenidir. | TED | ولهذا السبب النصيحة التقليدية للنساء في أربعين سنة لم تغلق الفجوة بين الجنسين في الإدارة العليا ولن تغلقها. |
"Ya hemen farkını ödersin, ya da seni polise teslim ederim." | Open Subtitles | -قام بتوبيخه فعلاً قال له "ادفع الفرق فوراً أو سأبلغ الشرطة" |
Bir bok anlamıyorum ama doğru ile yanlışın farkını biliyorum! | Open Subtitles | ربما لا أعرف شيئاً لكنني أعرف الفرق بين الصواب والخطأ! |
Daha zayıf pasla "ver-kaç"ın farkını bilmiyordu. | Open Subtitles | أعني، لم يكن يعرف الفرق بين مركز نحيف و الخارج، و الأعلى |
Umut da var suç da,ve inan bana, farkını biliyorum. | Open Subtitles | هناك الأمل و هناك الذنب صدّقيني أنا أعرف الفرق |
Böylece yüzünün sabah çıktığımızdaki haliyle sizi aldığımdaki halinin arasındaki farkını görebilirdik. | Open Subtitles | لنرى فقط الفرق في ملامح وجهك عندما رحلت في الصباح وعندما أخذتك من المدرسة |
Bizi gören olursa aramızdaki yaş farkını anlamayabilir. | Open Subtitles | أي أحد قد يرانا معاَ قد يلاحظ الفرق في السن |
Bize birinci sınıfla arka taraftaki sıradan koltukların farkını anlatır mısın? | Open Subtitles | أخبرنا الفرق بين مقاعد الدرجة الأولى والدرجة العادية بمؤخّرة الطائرة |
Belli oran üzerindeki pay farkını cebe indirdi. | Open Subtitles | إختصر كل ما أمكنه إختصاره و وضع الفرق في جيبه |
Son üç saati, bana parçacıklarla dalgaların farkını anlatmakla geçirdi. | Open Subtitles | لقد أمضى الثلاثة ساعات الماضية يشرح الفرق بين الموجات والجزيئات لي |
- yani tat farkını alamıyordu. - Evet. | Open Subtitles | و لذلك لم يتمكن من معرفة الفرق عن طريق التذوق هذا صحيح |
Dünyadan bıkmış yüreğime dokunmuş ve aramızdaki yaş farkını yok etmişti. | Open Subtitles | بحيث لامست قلبي الذي أنهكه العالم و مسحت جدار فارق العمر الذي يفصل بيننا |
Ben de zaman farkını anlayamadığına inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنكِ لم تتمكني من حساب فارق التوقيت بعد |
İkilik ve yarım ton aralığı farkını bilmek önemlidir. | Open Subtitles | ذلك مهم كمعرفة الفارق بين نصف الحركة.. |
Küçük ve büyük balığın farkını biliyor musun ? | Open Subtitles | أتعرف الإختلاف بين السمكة الكبيرة والسمكة الصغيرة؟ |
Belki de bu kitap nesil farkını kapatacak. | TED | ربما سيغلق الفجوة بين الأجيال |
Tononi'nin yeteneği, bilinçli halde bir beyinle, olmayan farkını söyleyebilmek için, komadaki hastalarda farkındalık düzeyini, tıbben hazırlıklı bir ortamda kısa sürede değerlendiren uygulama bulabilmesidir. | Open Subtitles | فريمان: إن مقدرة تونوني على أن يفرّق بين مخ متيقظ وآخر نائم |
- Bu dört çekirdeğin farkını sayabilir misin bana? | Open Subtitles | أيمكنكَ تحديد الاختلاف بين الأنواع الأربعة للحبوب؟ |