Çünkü kablolar suya deydiği taktirde bu mekanın noel ağacı gibi aydınlanacağının farkına vardı. | Open Subtitles | لأنّه أدركَ للتوّ أنّه عندما سيصل الماء لهذه الكابلات. فهذا المكان بأكمله سيضيء كشجرة عيد الميلاد. |
Çünkü yapabileceği hiçbir şey olmadığının farkına vardı. | Open Subtitles | إذ أدركَ أنّه لا يمكنه فعلُ شيء |
Sanırım onun bir yere gitmeyeceğinin farkına vardı. | Open Subtitles | أظُنُه أدركَ أنها لن تذهب لأيِ مكان |
Tabi, kaybedince farkına vardı. | Open Subtitles | بالطبع , لقد أدرك هذا عندما رحلت |
Taleplerde bulunabileceğinin farkına vardı. | Open Subtitles | لقد أدرك روت أنه في موقع قوي |