Bunun seni beş yıl boyunca hapis kararına götüreceğinin farkındasındır. | Open Subtitles | هل تدرك أن هذا قد يُكلفك خمسة أعوام في السجن؟ |
Burada olmak için Emma'ya yalan söylemek zorunda kaldığımın umarım farkındasındır. | Open Subtitles | اتمنى ان تدرك انني اضطررت ان اكذب على ايما لأكون هنا |
Her zaman bir içki almaktan mutlu olurum, ama şu anda "herkes iş başına" gibi bir durumda olduğumuzun farkındasındır? | Open Subtitles | سعيد دائما للاستيلاء على الشراب، و ولكنك تدرك أننا مثل نوع من الدخول كل اليدين على سطح السفينة الوضع الآن؟ |
Senaryoların astrolojik tahminlerle satılmadığının farkındasındır. | Open Subtitles | أتمنى أنك تدركين أن تقارير المنجمين لاتنفعفي بيعنصوصالحوار. |
Eminim seni niçin buraya çağırdığımın farkındasındır. | Open Subtitles | أنا متأكدة أنكَ تُدرك لِمَ رغبتُ منكَ أن تأتي إلى هنا |
Birlikte sahadaki tecrübemizin farkındasındır herhalde. | Open Subtitles | أنا متأكّد أنت مدرك تجربتنا سوية في الحقل. |
farkındasındır, bu konuda ağzından laf almaya çalışıyorum çünkü benim için doğrudan bir tehlikesin ve malları senin üzerine geçirmek istiyorum. | Open Subtitles | أنت تدرك أننى كنت أقوم بسحبك من كل هذا لأنك تهديد مباشر لى ، و اردت أن أخرج الخير منك |
Her altı ay atış standardını karşılaman gerektiğinin farkındasındır. | Open Subtitles | تدرك أن عليك الحصول على أساسات التصويب كل ستة أشهر |
Benim tam tarafsızlıkla konuştuğumun farkındasındır elbet. - Evet efendim. | Open Subtitles | ـ انك تدرك أنني أتكلم معك بمنتهى الصراحة ـ اجل يا سيدي. |
Bütün bu fikirlerin zaten Monica'nın kafasında olduğunun farkındasındır. | Open Subtitles | انت تدرك ان هذه الافكار موجودة في رأس مونيكا؟ |
Umarım, bu sırrı bilmenin getirdiği büyük sorumluluğun farkındasındır. | Open Subtitles | أرجو أن تدرك المسؤولية الكبيرة التي تحملها بمعرفة هذا السر |
Eminim farkındasındır, eğer haklıysan bu taşların moleküler yapılarının neden değiştiğini çözebiliriz ve bir saniyede Nobel Ödülüne çok yaklaşmış olursun. | Open Subtitles | انا متاكد من انك تدرك اذا كنت محقا ونستطيع ان نعرف لماذا هذه الصخور لماذا غيرت من هيكليتها البلورية بذاتها |
Eğer erkek bebek yapanı kaybettiysen bundan sonra hep kızın olacağının farkındasındır herhalde. | Open Subtitles | على الرغم من ذلك, أنت تدرك أنه من المحتمل سيكون عندك بنات لبقية حياتك اذا فقدت تلك الواحدة التي تجلب الأطفال الذكور |
Senin bu binada bulunmanın kanıtları lekelediğinin farkındasındır umarım? | Open Subtitles | انت تدرك كونك هنا في المبنى الأدلة اصبحت فاسدة |
Umarım farkındasındır. Ona katılırsan karını bir daha asla göremezsin. | Open Subtitles | أنت تدرك بالتأكيد أنّك إن ذهبت معه فلن تكون مع زوجتك ثانيةً |
Parayı verir vermez hemen şirkete el koymak için hazır olmamız gerektiğinin farkındasındır. | Open Subtitles | انتِ تدركين انه بمجرد وضع يدى على تلك النقود التى نحتاج اليها لفرض سيطرتنا على المــجـــلــة |
Olaya kimyasal açıdan yaklaşacak olursak, bundan böyle seni gebe bırakamayacağımın farkındasındır umarım. | Open Subtitles | نعم, انظري, من ناحية كيميائية أنت تدركين أني لا أستطيع أن ألقِحك بعد الآن |
İçeride kalan organik maddeleri de yok edeceğinin farkındasındır. | Open Subtitles | تدركين أنّك ستحطّمين أيّ مادّة عضوية تركت في الداخل |
O iki kabiliyetin sana tamı tamına uyduğunun farkındasındır. | Open Subtitles | تُدرك أن تينكَ القدرتين كانتا مناسبتين على نحوٍ مثاليّ لكَ. |
Belki de içten içe onları kesmemen gerektiğinin sen de farkındasındır. | Open Subtitles | رُبما تُدرك في أعماقك أنك لم يكُن يتوجب عليك قصهم على الإطلاق |
Umarım yarışa katılmaya hazır olduğumun farkındasındır. | Open Subtitles | آمل أنك مدرك بكوني مستعد للمنافسة على المنصب |
Senin için hayatını ne kadar tehlikeye atıyor, umarım farkındasındır. | Open Subtitles | أتمنى أن تدركي كم هو معرض حياته للخطر من أجلكِ |
Depresyonun, genelde bastırılmış öfkenin sonucu olduğunun farkındasındır eminim. | Open Subtitles | أنا متأكدة أنّك مدركٌ أن الإكتئاب سببهُ هو الغضب. |
Umarım seni ne kadar sevdiğimin farkındasındır. | Open Subtitles | أتمنى أنكِ تعرفين مقدار حبي لكِ |
Takip edildiğimizin farkındasındır. | Open Subtitles | تعرف أن هُناك من يُلاحقنا. |