Aslında ona aşık olduğumu düşünerek kendimi kandırırken bile yaptığım hatanın farkındaydım. | Open Subtitles | لقد خدعت نفسي بشأن حبها. في أعماقي كنت أعرف أني أتصرف بأنانية... |
O zaman bile onun kana susamış doğasının farkındaydım ama kalbimin onu değiştirebileceğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | وحتى أننى وقتها كنت أعرف أنه متعطش للدماء ولكنى إعتقدت أن بإستطاعة قلبى تغييره |
Önemsiz bir subay olduğumdan onunla pek işim olmazdı, fakat onun oldukça etkileyici, hayat dolu ve yürekli bir kız olduğunun farkındaydım. | Open Subtitles | وكواحد من صغار الظباط لم تربطني بها أي معرفة ولكني كنت مدركاً أنها الأجمل والأكثر حيوية ومرحاً دون الفتايات |
Kötü bir şöhret sahibi olmamdan çok önce, senin farkındaydım. | Open Subtitles | قبل فتره طويله من شهرتي كنت مدركاً جيداً عليك |
Neler çevirdiğinin farkındaydım ve başından beri her şey kontrolüm altındaydı. | Open Subtitles | أنا كنت أعلم جيداً ما الذى يدور ودوماًكانالأمر.. تحت السيطرة وبدقة |
İşleri batırmamak adına çok çok zor kararlar verdim ve bu kararları verirken bir çeşit risk aldığımın farkındaydım. | Open Subtitles | لقد اتخذت بعض القرارات الصعبة جداً جداً حتى أتجنب هذا كنت أعلم باتخاذي لتلك القرارات أنني سأعرض نفسي للخطر |
1945'te, 2. Dünya Savaşı'nın bitiminin 70. yılı anma törenlerine katıldığımda bunun gayet farkındaydım. | TED | كنت واعية جدا لهذا وأنا شاركت هذا العام في الاحتفال بالذكرى السنوية الـ70 من نهاية الحرب العالمية الثانية في عام 1945. |
Ama beş yaşımdan sonra uymadığımın farkındaydım. | TED | لكني ومنذ سن الخامسة، كنت مدركة أنني لا أنتمي. |
Dişçiye artık yalnız gideceğimin farkındaydım ama beni tamamen dışlayacaklarını düşünmemiştim. | Open Subtitles | كنتُ أعلم أنه يتوجب عليّ الاعتياد على الذهاب إلى طبيب الأسنان وحدي لكنني لم أكن أتوقع أنهما سيقومان بتجاهلي كلياً |
O zaman bile onun kana susamış doğasının farkındaydım ama kalbimin onu değiştirebileceğini düşünmüştüm. | Open Subtitles | وحتى أننى وقتها كنت أعرف أنه متعطش للدماء ولكنى إعتقدت أن بإستطاعة قلبى تغييره |
Sarhoş halimle bile çok ileri gittiğimin farkındaydım. | Open Subtitles | حتى بلدي من خلال الضباب عالمية، كنت أعرف أنني قد ذهبت بعيدا جدا. |
Bana tonla ilaç yedirmesine rağmen ne gördüğümün farkındaydım. | Open Subtitles | لكن حتى بعد كل الحبوب التي جعلوني أتناولها، كنت أعرف ما رأيت |
Yanlış, ahlak dışı ve tamamen saçma olduğunun farkındaydım, ama bilmiyorum. | Open Subtitles | كنت أعرف أنه أمر خاطئ ومبتذل وسخيف، لكن لا أعرف |
Neler olduğunun farkındaydım. Fakat ne hareket edebiliyor, ne de konuşabiliyordum. | Open Subtitles | كنت أعرف ما يجري لكن لم أستطع التحرك أو التحدث |
Telefon gelmeden önce ortada neler olduğunun farkındaydım. | Open Subtitles | كنت مدركاً لكل ما جرى قبل المكالمة الهاتفية |
- Evet, başka erkeklerin de olduğunun farkındaydım. | Open Subtitles | كنت مدركاً لوجود رجل اخر |
Neler olduğunun farkındaydım ama pek yakından takip etmemiştim. | Open Subtitles | كنت أعلم ما يحدث، لكنني لم أكن ملمة بالتفاصيل. |
Bir çok kişi, birlikte çalıştığım bir kızla çıkmak için bu kadar bekliyorum diye deli olduğumu iddia etti ama sonra düşündüm ki aslında eşimi beklediğimin farkındaydım. | Open Subtitles | وأناس كثيرون أخبروني أنني مجنون لأنتظر هذا الوقت لموعد مع فتاة تعمل معي لكنني كنت أعلم |
Yaptıklarımın farkındaydım ancak durduramıyordum. | Open Subtitles | كنت واعية لأفعالي ولكن غير قادره على وقفها |
İlk derslerimi almaya başladığımda diğer çocuklardan... nasıl izole olduğumun, gayet farkındaydım. | Open Subtitles | [نينا] حينما شرعتُ في تلقّي الدروس أصبحتُ واعية جداً لكوني مُقصاة عن بقية الأطفال. |