Söylediklerini kinle söyledin. Benden bu kadar nefret ettiğini fark edememişim. | Open Subtitles | لقد قلت ماقلته بحقد، لم أدرك بأنّك تكرهني إلى ذلك الحد |
Aramızın bu kadar kötü olduğunu fark edememişim. | Open Subtitles | أعتقد أنني لم أدرك كم ساءت الأوضاع بيننا |
Pusula gibi adamın, konsantre olabilmek için, kat'i sessizliğe ihtiyacı olduğunu fark edememişim. | Open Subtitles | لم أدرك أن البوصلة البشرية تحتاج لسكينة تامة للتركيز |
Arabanın uçurumun ucuna geldiğini fark edememişim. | Open Subtitles | لم أكن أدرك أنني متجه بالسيارة نحو الحافة |
Ne kadar şirin olduğunu fark edememişim. | Open Subtitles | لم أكن أدرك أنك لازلت جميلة للغاية |
Biliyor musun, Ben bu Red Sox şeyinin senin için ne kadar önemli olduğunu fark edememişim. | Open Subtitles | أنا لم أُدرك كم كبير هذا الشيءِ الجوارب الحمرِاء معك ماذا أنا أخبرتك بذلك |
On senedir görmediğin oğlunun nerede yaşadığıyla bu kadar ilgili olduğunu fark edememişim. | Open Subtitles | لم أدرك بأنّك كنت مهتماً بأمور ابنك اليوميّة الابن الذي لم ترَه لعشرةِ أعوام. |
Saatin bu kadar geç olduğunu fark edememişim, gitmem gerekiyor. | Open Subtitles | لم أدرك بأن الوقت متأخر يجب أن أذهب |
Şey, ne kadar seksi olacağınızı fark edememişim. | Open Subtitles | أنا لم أدرك كم أنك ستكون مثيراً |
Yani demek istediğim, canımı acıtmadı demiyorum ama ne kadar taşıdığımı fark edememişim. | Open Subtitles | أعني، لا أنكر بأن ذلك لم يكن جارحاً، ولكن... ولكنني لم أدرك العبء الذي أحمله بداخلي |
Saatin ne kadar geç olduğunu fark edememişim. | Open Subtitles | لم أدرك كم هو الوقت متأخر |
Sakal biraktigimi fark edememişim | Open Subtitles | لم أدرك بأنها نمت، وأصبحت بحجم رقبتي" |
Nasıl bir adamla evli olduğumu hiç fark edememişim. | Open Subtitles | لم أدرك أبداً أنني تزوجت برجل |
Pottery Barn'da olduğumu fark edememişim. | Open Subtitles | "لم أدرك أنني في محل "بوتري بارن |
En son konuştuğumuzda Bayan Lan-Ting'e ne kadar düşkün olduğunuzu fark edememişim. | Open Subtitles | آخر مرة تحدثّنا بها... لم أدرك مدى ولعكَ بالسيدة. (لانج تينغ). |
Tabağın bu kadar sıcak olduğunu fark edememişim. | Open Subtitles | لم أكن أدرك أن الصحن كان حار جداً. |
Arkadaşlığımızın sana bu denli yük olduğunu fark edememişim. | Open Subtitles | لم أكن أدرك لآى مدى سيكون مقدار صداقتنا |
En son, pod-cast'ini dinledim de. Galiba annenle durumunuzu fark edememişim. | Open Subtitles | فقد التقطت آخر بث لك على أجهزة ال(آى بود) و لم أكن أدرك ...أن العلاقة بينك و بين أمك كانت بتلك ال |
Biliyor musun, Ben bu Red Sox şeyinin senin için ne kadar önemli olduğunu fark edememişim. | Open Subtitles | انت تعرف يا بن أنا لم أُدرك كم كبير هذا الشيءِ الجوارب الحمرِاء معك |