"fark edene kadar" - Translation from Turkish to Arabic

    • حتى أدركت
        
    • قبل أن يلاحظ
        
    • حتى تدرك
        
    • حتى أدرك
        
    • قبل ان يدرك
        
    • الذي أيقنت
        
    Giderek büyüyen bir endişe içindeydim, ta ki bir gece gerçeği fark edene kadar araştırmalarımın cevabı vücudumun içerisinde büyüyordu. Open Subtitles تنامي الإحباط أكثر فأكثر حتى أدركت ذات ليلة الجواب إلى مسعاي بالنمو داخل جسدي
    Jason'la evlendiğini fark edene kadar boşverdim. Open Subtitles و لهذا فقد تركتها وشأنها حتى أدركت انها تزوجت جيسون
    Birileri fark edene kadar da 12 milyon dolar götürdü. Open Subtitles لقد استولى على 12 مليون قبل أن يلاحظ أحد أي شئ
    Evet, söz kız kardeşinden açıldığında büyük bir kör noktan olduğunu fark edene kadar böyle devam edecek. Open Subtitles نعم , حسنا , حتى تدرك انك حصلت على بقعة كبيرة عمياء عندما يتعلق الأمر بأختك , نحن لا
    Yaşadıklarımın bir mucizeden başka bir şey olmadığını fark edene kadar ben de aynı soru ile mücadele ettim. Open Subtitles أنا شخصياَ أتصارع مع هذا السؤال تحديداَ حتى أدرك أن
    Elinde sadece eldivenlerin sağ çifti olduğunu fark edene kadar... çeki bozdurmamız gerekiyordu. Open Subtitles قبل ان يدرك انه حصل فقط على قفازات اليد اليمنى لابد من صرف الشيك بسرعه
    Ta ki bu sabah bunun iş ile alakalı olduğunu fark edene kadar. Open Subtitles وهذا كان رأيي قبل هذا الصباح الذي أيقنت به بأن هذا عمل
    - Sen bir rahip miydin? - Tanrı'nın adamı olmakla rahip olmanın her zaman aynı şey olmadığını fark edene kadar. Open Subtitles حتى أدركت أن رجل الدين لا يكون شريفاً بالتبعيه
    Birinin daha olduğunu fark edene kadar hesapları indiriyordum. Open Subtitles بدأت بتحميل الأموال حتى أدركت أن شخص آخر قد هزمني إليه
    Ve bende koruyucu aileler arasında gidip geldim Ta ki kendi başıma daha iyi olduğumu fark edene kadar. Open Subtitles وأنتقلت من منزل رعاية إلى منزل رعاية آخر حتى أدركت بأني كنت أفضل حالاً وحدي
    Bir şeylerin ters gittiğini fark edene kadar çünkü kardan duvar doğruca bize geliyordu. Open Subtitles حتى أدركت أنه هناك شيء خاطئ لأن هذا الحائطِ مِنْ الثلجِ يتجه مباشرة نحونا
    2002 yılında, Charlotte Jenkins morg görevlisi ceset torbasının kıpırdadığı fark edene kadar altı saat boyunca St.Cloud hastanesinin morgunda kalmıştı. Open Subtitles عام 2002, (تشارلوت جاكنس) ظلّت 6 ساعات في كيس الموتى بمشرحة "مستشفى القديس كلود" قبل أن يلاحظ طبيب بأن الكيس يتحرك في المكان.
    Asıl mesele, dans için ayağa kaldırıldığını fark edene kadar ne kadar ayakta dikileceksin? Open Subtitles السؤال هو ، كم من الوقت ستحتاج حتى تدرك أنك غير قادر؟
    Ya da erkek hücrelerini kadın vücuduna koyacaklar ya da tam tersini yapacaklar, ki bu korkunç duruyor ta ki bunu yapma sebebinizin kanser tedavisinde kemik iliği nakli olduğunu fark edene kadar. TED أو قد يضعون خلايا مذكرة في جسد أنثى أو العكس مما قد يبدو فظيعاًً بحق حتى تدرك أن السبب وراء فعل ذلك هو استبدال نقي العظام أثناء علاج السرطان
    Savaşıyorsun ama bunu düzeltemeyeceğini fark edene kadar daha da kötüleşiyor. Open Subtitles تقاومه، ولكن... يجعل الأمر أسوأ ليس إلّا... حتى تدرك أنّه لا يُمكنك إصلاح الأمر.
    Ta ki aynı ölümsüzlüğün seni kaçışı olmayan hep acı çektirecek bir kadere mahkûm ettiğini fark edene kadar. Open Subtitles حتى أدرك أن الخلود نفسه سيقودك إلى المعاناة لن تقدرين على الهروب للأبد
    Hala yalnız olduğumu fark edene kadar. Open Subtitles حتى أدرك أني مازلت وحيدة
    Birisi bizim indiğimizi fark edene kadar ayrılmış oluruz. Open Subtitles سوف نقلع قبل ان يدرك احد اننا هبطنا
    Ta ki bu sabah bunun iş ile alakalı olduğunu fark edene kadar. Open Subtitles الذي أيقنت به بأن هذا عمل ولكن ما بيننا ليس كذلك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more