Bu, beni çağıranın o olduğunu fark etmeden önceydi. | Open Subtitles | و ذلك قبل أن أدرك أنّه هو من كان يستدعيني |
Evet, doğru. Ortakyaşar olduğumuzu fark etmeden önceydi. | Open Subtitles | أجل، هذا صحيح، قبل أن أدرك أنّنا بيننا علاقة تكافلية. |
O, bunun ukala cevaplardan fazlası olmadığını fark etmeden önceydi. | Open Subtitles | هذا كان قبل أن أدرك أن ذلك لم يكن سوى ملاحظات وقحة. |
Moron olma ihtimalini fark etmeden önceydi o. | Open Subtitles | كان هذا قبل أن أدرك بأنك قد تكون مغفلاً |
Tehlike biri olduğunu fark etmeden önceydi bu. | Open Subtitles | قبل أن أدرك أنه خطر |