"fark yaratmak" - Translation from Turkish to Arabic

    • في إحداثِ فرق
        
    • إحداث تغيير
        
    • فرقًا
        
    • إحداث فرقٍ
        
    • أحدث فرقاً
        
    • تغييراً
        
    • تحدث فرقا
        
    Bir fark yaratmak istiyor. Open Subtitles ترغبُ في إحداثِ فرق إيجابيّ.
    Bir fark yaratmak istiyor. Open Subtitles ترغبُ في إحداثِ فرق إيجابيّ.
    Tüm istediğim bir fark yaratmak, iz bırakmaktı ve olmadı. Open Subtitles كل ما أردت أن أفعله هو إحداث تغيير وأن أؤثر في الناس ولم أفعل وكأني لم أكن موجودة هناك أصلا
    Ve pek, pek çok insan bize katılmak istedi, çünkü bir sistemi yönetmek için bu tarz işlere girilmez, yapabilecekseniz ve fark yaratmak istiyorsanız girilir. TED والعديد العديد من الأشخاص أرادوا الإنضمام إلينا، لأنهم لا يقومون بعمل كهذا لإدارة النظام، أنت تعمل هذا الصنف من العمل لأنك تُريد إحداث تغيير.
    Ben sınır ötesi uyuşturucu çetelerinden bahsediyorum, ve bu ülke için bir fark yaratmak oluyor. Open Subtitles أنا أتحدث عن إيقاف عصابات المخدرات حتى من خارج الحدود وهذا يحدث فرقًا على مستوى الدولة كلها
    Onların yaptığı gibi ben de bir fark yaratmak istedim. Open Subtitles أردتُ إحداث فرقٍ كما فعلا
    Bilmem, iyi gidiyor ama bir fark yaratmak isterdim. Open Subtitles لا أعرف، كل شيء بخير، يا رجل لكن أود أن أحدث فرقاً
    Neyse, demek istediğim Vekil Bowser da fark yaratmak istiyor. Open Subtitles على أية حال ، هنا الإتفاق عربة جمعية المرأة تريد أن تحدث تغييراً أيضاً
    Angeline pilot olmak istiyor, dünyanın her yerine uçup bir fark yaratmak için. TED انچيلين تريد أن تكون طيارا لتتمكن من الطيران في جميع أنحاء العالم وأن تحدث فرقا.
    İşletme Yüksek Lisans'ımı Harvard'da tamamladım. Tüm bunları müzik endüstrisi ve iş dünyasındaki cinsiyet eşitliği ile ilgili kayda değer bir fark yaratmak için yaptım. TED وأنهيت الماجستير في هارفارد وكل ذلك بنية التمكن من إحداث تغيير في صناعة الموسيقى وتحريك الإبرة فيما يتعلق بالمساواة بين الجنسين من الناحية التجارية
    Bak, SÖB bir fark yaratmak istiyor. Open Subtitles اسمعي، يريد "اتحاد الطلاب السود" إحداث تغيير.
    Olayımız fark yaratmak. Open Subtitles أننا على وشك أن نحدث فرقًا.
    Bir fark yaratmak istiyorum H.R. Open Subtitles أريد أن أشكل فرقًا يا (إتش آر)
    Anton'un yaptığını duyunca ben de yardım etmek istedim çünkü bir fark yaratmak istiyordum. Open Subtitles حينما اكتشفتُ ما كان يقوم به (أنتون) قرّرتُ مُساعدته، لأنّي أردتُ إحداث فرقٍ.
    Bir fark yaratmak istiyorum. Open Subtitles وأنا أرتوا ان أحدث فرقاً
    fark yaratmak istedigini biliyorum Open Subtitles أعـرف أنـك ستحدث تغييراً في هذه الحرب
    fark yaratmak için dünyaya geldik. TED لقد وُلدنا لنصنع تغييراً .
    Küçüklüğümden beri avukat olmayı hayal ettim çünkü bir fark yaratmak istiyordum. Open Subtitles (تتنهد) منذ أن كنت طفلة صغيرة، أنا تحلم بأن تصبح محامية لأنني أردت أن تحدث فرقا.
    Bir fark yaratmak. Open Subtitles أن تحدث فرقا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more