"farketmiş" - Translation from Turkish to Arabic

    • لاحظ
        
    • وأدرك
        
    Bunu yaparken müşterisi farketmiş ki çarkın arka tarafında bir işleme yazı var. TED واثناء قيامه بفك القطع لاحظ الزبون ان هناك على الجهة الخلفية لعجلة التوازن شيء منقوش كانت جملة كتبها الساعاتي
    Bir şeyi, bir tehlikeyi farketmiş... ve kadını durdurmak için kolunu kaldırmış. Open Subtitles كان قد لاحظ شيئا خطيرا ورفع ذراعه لايقافها
    Kahretsin. Çok heyecanlandım. farketmiş olmalı. Open Subtitles تباً، لقد بالغت في الحماس، لا بد أنه لاحظ ذلك
    Kahretsin. Çok heyecanlandım. farketmiş olmalı. Open Subtitles تباً، لقد بالغت في الحماس، لا بد أنه لاحظ ذلك
    Her bir flash bir düzeltme. Birileri bir yerden bakmış ve açık sokak haritasının daha iyi olabileceğini farketmiş. TED كل ومضة هي تحرير. شخص ما في مكان ما ينظر على خارطة الشارع المفتوحة، وأدرك إنها يمكن أن تتحسن.
    Birkaç tane, yüksek önemdeki internet node'larının tehlikede olduklarını farketmiş. Open Subtitles لاحظ كم هائل من شفرات القرصنة على الشبكة
    Bu sabah internete bazı tehlikeli bilgisayar kodlarının yerleştirildiklerini farketmiş. Open Subtitles لقد لاحظ بعض الشفرات الخطيرة التي تم زرعها في شبكة الانترنت هذا الصباح
    Birkaç tane, yüksek önemdeki internet node'larının kötü amaçla kullanıldıklarını farketmiş. Open Subtitles لاحظ كم هائل من شفرات القرصنة على الشبكة
    Bir devriye, kaza yerine 500 mt mesafedeki bir depoda kamera olduğunu farketmiş. Open Subtitles رجل الدورية لاحظ وجود كاميرة مُراقبة بمستودع قريب حوالى ربع ميل من مسرح الأحداث.
    Bina yöneticisi kapının gece açık olduğunu farketmiş. Open Subtitles لاحظ مدير المبنى بأنّ الأبواب كانت مفتوحة طيلة الليل
    Gece 2.00 civarında mahalle güvenliği ön kapının açık olduğunu farketmiş. Open Subtitles تقريباً على الساعة الثانية ليلاً أمن الحي لاحظ أن البوابة الأمامية مفتوحة.
    Büyükelçi kolyeyi farketmiş olsa gerek. Open Subtitles من المؤكد ان السفير لاحظ المجوهرات
    Sadece sonbaharda köfte yaptığımı farketmiş. Open Subtitles لاحظ أني أصنع رغيف اللحم في الخريف فقط
    Kral Henry bugün seni farketmiş. Seni görmek istiyor. Open Subtitles لاحظ الملك (هنري) وجودك اليوم, وهو يريد رؤيتك
    Hodges'in yanındaki askerlerden biri onun bir şeyler yutmaya çalıştığını farketmiş. Open Subtitles أحد جنود البحرية الذين كانوا يحرسون (هوجس) لاحظ أنه يحاول إبتلاع شيء ما
    -Ama biri farketmiş Open Subtitles حسناً, لقد لاحظ شخص ما
    farketmiş mi? Open Subtitles لاحظ ذلك ؟
    Şu an eğitmen olan bir öğrencim görme yetisini kaybettikten bir kaç ay sonra 3 katlı evinde otururken evin içinde olan her şeyi duyabildiğini farketmiş: konuşmalar, mutfaktaki insanlar, tuvaletteki insanlar ki bunlar bir kaç duvar bir kaç kat ötede olan şeyler. TED أحد تلاميذي، الذي أصبح الآن معلمًا، عندما فقد بصره،بعد أشهر قليلة كان يجلس في بيته ذي الثلاث طوابق وأدرك أن بإمكانه سماع كل ما يحدث في أرجاء المنزل: المحادثات، الناس في المطبخ، الناس في الحمام، على بعد عدة شقق، على بعد عدة جدران.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more