Bunu burada bırakalım sonra da farklı bir şey alalım. | Open Subtitles | نحن مجرد ترك هذا هنا ثم نذهب نفعل شيئا مختلفا. |
Bebeklere ve küçük çocuklara bakarsak çok farklı bir şey görüyoruz. | TED | أما إذا نظرنا إلى الأطفال الرضع وصغار السن، فسنرى شيئا مختلفا جداً. |
Veya farklı bir şey deneyip adam gibi ona nasıl hissettiğini söyleyebilirsin. | Open Subtitles | او يمكنك تجربة شيء مختلف مثل ان تصبح رجلاً وتخبرها بماذا تشعر |
Maria yemek konusunda oldukça mızmız, ama anoreksi farklı bir şey. | Open Subtitles | ماريا يصعب ارضاؤها فيما يتعلق بالطعام و فقدان الشهية أمر مختلف تماما |
Ve benim yaşadıklarımda hep bir sorun çıktı. Şimdi farklı bir şey olsun istiyorum. | Open Subtitles | بالرغم من أن ما نلته كان لديه منافعه أبحث عن شيئ مختلف الآن |
Buradaki numaralar farklı bir şey söylüyorlar. | Open Subtitles | وهو يَبْدو لي، تَتكلّمُ الأعدادُ هنا بشكل مختلف. |
Ama Albert Einstein, uzayın dokusuna baktığında tamamen farklı bir şey gördü. | Open Subtitles | لكن عندما نظر البرت اينشتاين إلى نسيج الفضاء, رأى شىء مختلف تماماً. |
Bu burada konuştuğumuz konulardan biraz farklı bir şey çünkü... | Open Subtitles | الـ، اا، أ حسنا، أعتقد أن ذلك يختلف عن الحالات |
farklı bir şey yapmak istemiyorum, korktuğumuzu sanabilirler. | Open Subtitles | أريد أن أفعل شيئا مختلفا كي لايظنوا أننا خائفين |
Ve bir sabah uyanıp da... herşeyi biliyor olsaydım... daha farklı bir şey yapmış olabilirdim diye düşünmeni istemem. | Open Subtitles | وأنا لا أريد كنت أستيقظ في صباح أحد الأيام التفكير في أن إذا كنت تعرف كل شيء ، قد يكون لديك فعلت شيئا مختلفا. |
Bu yıl biraz farklı bir şey yapacağımızı duymuş olmalısınız. | Open Subtitles | حتما عرفتم أننا سنقدم شيئا مختلفا هذا العام |
aslında düşüncem bu aslında çok da batıdan doğuya bir kayma değildir; daha farklı bir şey oluyor. | TED | أعتقد في الواقع هذا ليس حقيقة تحولا من الغرب إلى الشرق؛ شيء مختلف يحدث. |
Ama şimdi evimizde farklı bir şey yapıyoruz. Doğaçlama dediğimiz bir şeyimiz var. ve bunu kilisede yapıyoruz. | TED | ولكن الآن نفعل شيء مختلف في المنزل لدينا جلسات غناء وجلسات غناءنا هي في الكنيسة |
Durma güdüsü hayata devam etmek için bir işarettir, yeni bir şey yapmak, farklı bir şey yapmak için. | TED | اشارات التوقف جوهريا إشارة إلى أوان المضي قدما، إلى فعل شيء جديد، شيء مختلف. |
Ama uçurmak farklı bir şey efendim bu eski bir araç uzayda yapıldı | Open Subtitles | ،تشغيله، بلى التحليق يا سيّدي، إنه أمر مختلف هذه المركبات القديمة بنيت في الفضاء |
farklı bir şey söyleyecek misiniz, onu bilmek istiyorum. | Open Subtitles | لذلك, ما أريد أن أعلم هو, هل ستقول أي شيئ مختلف, |
Aklım başımda olsaydı belki de daha farklı bir şey yapabilirdim. | Open Subtitles | لو كنت بكامل عقلي، ربما كنت عالجت الأمر بشكل مختلف. |
farklı bir şey söyleyeceklerini hiç zannetmiyorum. | Open Subtitles | ولكنهم لن يخبروك بأى شىء مختلف |
Bir öteleme isteği. Bu bilfiil etkili bir reklam kampanyası yapmaktan farklı bir şey. | TED | هذا مجرد تحذير. لذلك ، وهذا يختلف عن الواقع وجود حملة إعلانية فعالة. |
Eğer bu süre içinde farklı bir şey yaparsam... sen işini bitirmezsin. | Open Subtitles | أثناء قيامك بشئ مختلف انتهي بك الأمر بأنك لم تفعل شيئاً |
Sana farklı bir şey getirebilirim. | Open Subtitles | أستطيع أن أجلب لك شيئًا مُختلفاً |
Bu tamamen farklı bir şey. | Open Subtitles | هذا شيءٌ مُختلف تمامًا. |
Onda anlayamadığım, farklı bir şey var ve bu canımı sıkıyor. | Open Subtitles | هُناك شئ مُختلف بشأنها ، والذى لا أفهمه بشكل جيد وهذا يُغضبنى |
Ama ben bu dünyaya farklı bir şey için geldim. | Open Subtitles | و لكن تم وضعي على هذه الأرض للقيام بشيء مختلف |
Ama farklı bir şey olduğu belliydi. | Open Subtitles | دون أن يعرفوا حقاً ماهية الشئ الذى كانوا ينظرون اليه لكنهم أدركوا أنه شئ مختلف |
farklı bir şey yap. Ne olmak istiyorsun? | TED | افعلي شيئاً مختلفاً .ماذا تريدين أن تصبحي؟ |
Dostane bir ilişkimiz var, ve evet, erkeğim, ama farklı bir şey ima ettiğinizi düşünüyorum. | Open Subtitles | هناك علاقة ودّ تربطنا، وأجل، أنا ذكر، ولكنني أشك بكونكِ تلمحين إلى أمر آخر. |