"farklı değil" - Translation from Turkish to Arabic

    • ليست مختلفة
        
    • لا يختلف عن
        
    • ليس مختلفا
        
    • لا تختلف
        
    • ليس مختلف
        
    • لايختلف عن
        
    • ليس مختلفاً
        
    • ولا يختلف
        
    • ليس بذلك الأختلاف
        
    • ليست مُختلفة
        
    • ليس مختلفًا
        
    • لاتختلف
        
    • لا يختلفون
        
    • غير مختلف
        
    • لا شيء مختلف
        
    Bir prensle çıkmak normal birisiyle çıkmaktan çok da farklı değil. Open Subtitles حسنا , مواعدة أمير ليست مختلفة عن مواعدة أي شخص أخر
    Kızılderili sorununda geldiğimiz nokta şu an itibariyle İrlandalı sorunundan, yahut bir Alman sorunundan hiç de farklı değil. Open Subtitles لقد وصلنا الي نقطة مشكلة الهنود فيها ليست مختلفة عن مشكلة الايرلنديين او مشكلة الالمان
    Onca şeyden sonra hiçbir şey dünden farklı değil değil mi? Open Subtitles بعد كل كان لا يختلف عن أي يوم آخر، أليس كذلك؟
    Benim işleyişimden çok farklı değil. Open Subtitles ليس مختلفا تماما عن الطريقة التي اعمل بها
    Benim hastamın kullandığı bu protezden çok da farklı değil. TED وهي لا تختلف كثيراً عن التي ترونها لدى المرضى لدي.
    Bizim yaptığımız işten o kadar da farklı değil. Open Subtitles لتساعده في القراءة. انه ليس مختلف عن ما نفعله هنا.
    bu prens diğerlerinden farklı değil. Open Subtitles هذا الفتى لايختلف عن الآخرين
    -EDI de farklı değil. -O mu seni güvende tutacak? . Open Subtitles ـ وـ إدي ـ ليس مختلفاً ـ أتظن بأنه سيبقيك سالماً؟
    Elizabeth Dönemi İngilteresi sizinkinden pek de farklı değil. Open Subtitles إنكلترا في عصر إليزابيث ليست مختلفة كثيراً عن زمنك
    farklı değil. Eşit. Beyazlarla eşit. Open Subtitles أتعرف، ليست مختلفة بس متساويه متساوية مع البيض
    Bana bakış tarzın diğerlerinden hiç farklı değil. Open Subtitles الطريقة التي تنظر بها إلي ليست مختلفة عن الطريقة التي يرمقني بها الآخرون
    Antartika'daki cihazdan farklı değil. Open Subtitles أنها ليست مختلفة عن "الأداة في "أنتراكتيكا
    Ama görünüşe göre, insanoğlunun açgözlülüğü, Tao Tei'den farklı değil. Open Subtitles لكنني أستشفّ أن جشع البشر لا يختلف عن الوحوش الضارية
    Bu ormandaki gençler için dallardan farklı değil. TED و هذا لا يختلف عن الاعواد للمراهقين في الغابة.
    Elmas dolu bir arazide yürümekten hiç de farklı değil. TED هذا لا يختلف عن المشي في أفدنة من الماس.
    Mısırlılardan çok da farklı değil. Open Subtitles انه ليس مختلفا كثيرا عن طريقة تحنيط المصريين على أي حال
    Bu adam da farklı değil. Open Subtitles هذا الرجل ليس مختلفا لديه رغبة لا إرادية للقتل
    Ve endüstri vasıtasıyla yayılmaya başlayan bu yenilik dalgası da farklı değil. TED والموجة الجديدة من الابتكار التي بدأت تجتاح الصناعة لا تختلف.
    Pekala gerçekten, benim sırlarım, gizlerim sizinkilerden veya sizlerden farklı değil. TED لذلك حقا، وخزانة ملابسي لا تختلف عما عندكم أو عندك أو عندك
    Bence sizin hayatınızdan pek farklı değil. Open Subtitles هو ليس مختلف جدا من لك أتخيّل.
    Hislerim sizinkinden farklı değil. Open Subtitles قلبي لايختلف عن قلبك
    Çok da farklı değil doğrusu. Open Subtitles في الواقع ليس مختلفاً جداً إنه يخل بالمستقبلات
    ve bu sefer de farklı değil. Open Subtitles ولا يختلف هذا الوقت عن الذي مضى.
    - Eski işimden çok da farklı değil. Open Subtitles ليس بذلك الأختلاف عن عملي القديم
    Şu anda da pek farklı değil. Tekrar zaman geldi. Open Subtitles إنّها ليست مُختلفة الآن، حان الوقت مُجددًا
    Biraz farklı ama o hatıra anahtarlıklarında bulamayacağın kadar da farklı değil. Open Subtitles مختلف قليلًا، لكن ليس مختلفًا جدًّا، فلن تجده على أحد ميداليات المفاتيح.
    Klasik görünümlü bir sarmal gök ada. Bizimkinden farklı değil. Open Subtitles انه الشكل الكلاسيكي للمجرة الحلزونية لاتختلف عن مجرتنا
    Alt melekler insanlardan farklı değil. Open Subtitles الكائنات السماوية خفيضة الرتبة لا يختلفون كثيراً عن البشر
    Şey, aynı yaştasınız, vücut ölçüleriniz aynı, yüz özellikleriniz farklı ancak, uzaktan gizleyemeyeceğimiz kadar farklı değil. Open Subtitles أنتِ فى نفس عُمرها, نفس الجسم وجهكما غير مختلف كثيراً فيمكن ألا يتعرف عليكِ أحد من على مسافة
    Yardım için ona yalvardın ve hayatına şöyle bir bakıyorsun ve yine hiçbir şey farklı değil. Open Subtitles "لقد ترجيته للمساعدة" "والآن انظر لحياتك من حولك لا شيء مختلف"

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more