"farz ediyorum" - Translation from Turkish to Arabic

    • أفترض
        
    • افترض
        
    • وأفترض
        
    • على افتراض
        
    • سأفترض
        
    • أَفترضُ
        
    • وأعتقدُ بأنَّ
        
    • فأفترض
        
    • على إفتراض أنه
        
    • أعتقد ايضاً أنها
        
    Novak'ın adını değiştirdiğini farz ediyorum çünkü abisiyle tanınmak istemiyordu. Open Subtitles أفترض نوفاك غير اسمه لأنه لم يرغب في يشارك شقيقه.
    Hayır. farz ediyorum ki İsviçre'deki Alplerin üzerindeler. Open Subtitles لا, أفترض أنه فى الجبل الموجود فى سويسرا
    İlgilenmiyorsan, bizim bu işe bağımsız olarak girmemize aldırmayacağını farz ediyorum. Open Subtitles إن كنت لست مهتما بها ، أفترض أنك لن تمانع إذا حاولنا الحصول عليها .. بشكلمستقل..
    Büyük miktar parayla ilgilendiğinizi farz ediyorum. Open Subtitles انا افترض بأنك مهتم بمبالغ كبيرة من الاموال؟
    Yeterli ehliyete malik olduğunuzu farz ediyorum. Open Subtitles وأفترض انت مستحوذا في أوراق الاعتماد الملائمة؟
    Şimdi, Yüzbaşının el yazısının olduğu mektuplar olduğunu farz ediyorum. Open Subtitles الأن، أفترض أن لديكَ خطابات بخط يد النقيب.
    O zaman farz ediyorum ki hükümetimizin vergi sisteminin nasıl işlediğinden haberiniz vardır. Open Subtitles أفترض إذاً أنه لديك خبرة كبيرة بنظام ضرائب حكومتنا
    O zaman farz ediyorum ki hükümetimizin vergi sisteminin nasıl işlediğinden haberiniz vardır. Open Subtitles أفترض إذاً أنه لديك خبرة كبيرة بنظام ضرائب حكومتنا
    Bu filmi kiralamadığını farz ediyorum. Open Subtitles أنا أفترض بأنه لم يأخذ هذا على محمل الجد
    Hepinizin benimle hiç bir şey bulamadığınızı söylemek için yürümediğinizi farz ediyorum. Open Subtitles أفترض أنكم لا تسيرون كلكم معي لتخبروني أنكم لم تجدوا شيئاً
    O yüzden gerçek nedeni sakladığını farz ediyorum. Open Subtitles لذلك أستطيع أن أفترض أنّك تخفين السبب الحقيقي
    Arkamdan böyle konuştuklarını farz ediyorum. Open Subtitles أنا أفترض أنهم يقولون هذا عندما لا أكون بالجوار
    Bir noktada seçim yaptığını farz ediyorum. Open Subtitles أفترض أنّكِ بمرحلةٍ ما، ستقومين بالاختيار
    Arkamdan böyle konuştuklarını farz ediyorum. Open Subtitles أنا أفترض أنهم يقولون هذا عندما لا أكون بالجوار
    Aniden sesin kesilmesiyle ve baldırıma olan darbeyle farz ediyorum ki: Open Subtitles أنا أفترض الصمت المفاجىء والخنجر في ساقي،
    İkinizin hâlâ Atina'da olduğunuzu farz ediyorum. Open Subtitles انتم الاثنين مازلتم فى اثينا, على ما افترض
    Aynı odayı paylaştığımız için elimi koklamadığını farz ediyorum. Open Subtitles حسننا افترض هذا وذلك لاننا تشاركنا الغرفه وليس لأنك تشم فعلاً رائحة يدى
    Ama bir şey için bizi tutacağını farz ediyorum. Open Subtitles ولكن انا افترض انكي تريدين ان نطبخ لكي شيئا
    Herkesin anlaşmaya hazır olduğunu farz ediyorum. - Evet! Open Subtitles وأفترض ان هذا التسوية مقبولة للجميع.
    Adam ölmüş. Tabii insan olduğunu farz ediyorum. Open Subtitles قد مات هذا الرّجل، على افتراض أنّه إنسان
    Tamam, kimse incinmesin diye şaka olduğunu farz ediyorum. Open Subtitles حسناً, سأفترض بان هذه مزحة حتى لا يصاب أحد بأذى
    Güneşin hala her akşamüstü battığını farz ediyorum. Open Subtitles أَفترضُ الشمسَ ما زالَتْ تَضِعُ كُلَّ مَسَاءٍ.
    Anlıyorum. Taşıdığın tüfeğin sadece Strigoi'ler için olmadığını farz ediyorum. Open Subtitles لقد فهمت, وأعتقدُ بأنَّ البندقيّة التي تحملها
    Kurbanımız 25 yaşındaysa, aklen zayıf olduğunu farz ediyorum. Open Subtitles إذا كان ضحيتنا في الـ 25 عاماً، فأفترض أنّه كان بطيئاً ذهنياً؟
    Yok edildiklerini farz ediyorum. Open Subtitles على إفتراض أنه لم يتم تدميرهم
    Duval bunun FBI'lık durum olmadığını farz ediyorum çünkü sana kullanamayacağın istihbarat verdi. Open Subtitles يا (ديوفال) أعتقد ايضاً أنها ليست ضمن أعمال التحقيقات الفدرالية لأنك لا تستطيع أن تفصح لهم عن مصدر هذه المعلومات

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more