Bu eve dair o kadar fazla güzel hatıra vardı ki. | Open Subtitles | لي ذكريات طيّبة كثيرة جدًّا في هذا المنزل |
Bu eve dair o kadar fazla güzel hatıra vardı ki. | Open Subtitles | لي ذكريات طيّبة كثيرة جدًّا في هذا المنزل |
Biliyor musun? Sanırım haklısın. Bu kadar iyi olmak için fazla güzel. | Open Subtitles | أتعرف، أراهن بأنك محق إنها أجمل من أن تكون لطيفة |
Ne? Konuşmak için fazla güzel olduğunu düşünüyorsun? | Open Subtitles | أتظنين أنك أجمل من أن تعقدين اجتماع معي الآن؟ |
Bu eyalette yaşamak için fazla güzel. | Open Subtitles | فهي أجمل من أن تقيم في هذه الولاية. |
Biliyor musun, çok klas karısın bunun gibi bir gerzekle takılmak için fazla güzel bir vücudun var. | Open Subtitles | أتعرف, أنتِ راقية جدا و لديك جسد جميل أكثر من اللازم يجب أن يمنعك من مرافقة أحمق مثله |
Ev sahibinin harcayacağı paraya göre fazla güzel. | Open Subtitles | جميل أكثر من اللازم قليلاً لينفق المالك ماله عليه |
Açmak için fazla güzel. Açabilir miyim? | Open Subtitles | إنها أجمل من أن تفتح هل أستطيع فتحها ؟ |
- Sana göre fazla güzel olduğum için. | Open Subtitles | نعم. لأنني أجمل من أن أخرج معك. |
Benim görüşüme göre, neredeyse bu dünya için fazla güzel. | Open Subtitles | يكاد يكون، في رأيي، أجمل من أن يعيش في هذا العالم. هل يمكنني... هل يمكنني فقط أن أخبركم شيئا يارفاق؟ |
Bir eş olmak için fazla güzel. | Open Subtitles | إنها تبدو أجمل من أن تكون زوجة. |
Edie bir sanatçı olmak için fazla güzel. | Open Subtitles | (إدي) أجمل من أن تكون فنانة |