| Olanları duymak istiyorsan bir kahveden fazlası gerek. | Open Subtitles | أنا سأحتاج إلى ما هو أكثر من القهوه، إن أردت أن تسمه ما حَصَل |
| Onu öldürmek için bir kuşundan fazlası gerek. | Open Subtitles | يتطلب الأمر أكثر من مجرد رصاصة واحدة لقتله |
| Beni senin yanından ayırmaya bir çizikten çok daha fazlası gerek. | Open Subtitles | الأمر يتطلب أكثر من خدش ليزيحني عن جانبك |
| - Bunu ispatlamak için fazlası gerek. | Open Subtitles | حسناً، نحتاج المزيد للإثبات ذلك. |
| Bu aileye diz çöktürmek için selden daha fazlası gerek. | Open Subtitles | نحتاج لأكثر من الفيضان لجعلنا نستسلم |
| Beni durdurmak için boşboğazdan ve sapkın bir seks hayatından fazlası gerek. | Open Subtitles | ''غودفري) ليس جليلاً جداً)'' أحتاج إلى أكثر من مجرد متكلم صاخب برغبة منحرفة في العلاقات ليوقفني |
| FBI müdürünü etkilemem için daha fazlası gerek. | Open Subtitles | أنا بحاجه لأكثر من هذا لأقنعهم في المكتب عندنا |
| Ayrıca bize ekipman, kaynak ve muhtemelen 5 kişiden fazlası gerek. | Open Subtitles | لكن أيضًا نريد موارد، صحيح؟ ومصادر و على الأرجح تحتاج أكثر من خمسه أشخاص |
| Bu vakayı çözmek için şampanyadan fazlası gerek, Poirot? Kurşun mesela? | Open Subtitles | ان القضية تحتاج لأكثر من زجاجة شامبانيا لحلها,ماذا عن الرصاصة؟ |
| - Başlangıç için iyi. Ama daha fazlası gerek. | Open Subtitles | -جيدة كبداية ،لكننا سنحتاج اكثر بكثير |
| İyi misin? Beni yatağa atmak için birkaç kadehten fazlası gerek. | Open Subtitles | هل أنت بخير ؟ قلت أنه سيتطلب أكثر من عدة جرعات |
| Endişelenme. Bu yaşlı ayıyı öldürmek için kalp krizinden fazlası gerek. | Open Subtitles | لاتقلقٍ، سيتطلب الأمر أكثر من سكتة قلبية حتى تقتل والدنا |
| Beni kandırmak için koyu saçlar ve güzel gözlerden fazlası gerek. | Open Subtitles | سيتطلّب الأمر ما هو أكثر من شعر غامق اللون و عينان جميلتان لخداعي |
| Bence bunun için bir yürüyüşten daha fazlası gerek. | Open Subtitles | أعتقد أنه سيلتزم ما هو أكثر من المشي |
| Dünyanın sonu gelmiş olsa bile bizi ayırmak için bundan daha fazlası gerek. | Open Subtitles | سوف يتطلب الأمر أكثر من نهاية العالم كي يبعدنا عن بعضنا البعض |
| Beni öldürmek için bir kurşundan fazlası gerek. | Open Subtitles | يتطلب الأمر أكثر من رصاصة واحد لقتلي |
| Beni etkisiz hale getirmek için güzel bir yüzden fazlası gerek. | Open Subtitles | الأمر يتطلب أكثر من مجرد فتاة جميلة لتجريدي من سلاحي. |
| Bir şeyler değişmiş. Bize daha fazlası gerek. | Open Subtitles | هنالك شيءٌ تغيّر, نحتاج المزيد |
| Okuma kitabı teorilerinden fazlası gerek bize, Corby. | Open Subtitles | نحتاج لأكثر من نظرياتك المنهجية كوربي |
| fazlası gerek bana. | Open Subtitles | أحتاج إلى أكثر من ذلك. |
| McAllister'ı alt etmek için ikinci derece kanıtlardan fazlası gerek. | Open Subtitles | نحن بحاجه لأكثر من دليل (عرضي لنقبض على (ماكليستر |
| - Bence ona daha fazlası gerek. | Open Subtitles | بل أعتقد بأنها تحتاج أكثر من الراحة |
| - Ona bir uyuşturucudan fazlası gerek. | Open Subtitles | سوف تحتاج لأكثر من جرعة من العصير السعيد ؟ ماذا ؟ |
| - Başlangıç için iyi. Ama daha fazlası gerek. | Open Subtitles | -جيدة كبداية ،لكننا سنحتاج اكثر بكثير |
| Öyle olsa anlarım ama o kadına bir şey olması için safra kesesi rahatsızlığından daha fazlası gerek. | Open Subtitles | أنا واثقة بأن هذا جزء من الأمر و لكن الأمر سيتطلب أكثر من مرارة مريضة لتقضي عليها |
| Buranın beni etkilemesi için boyadan fazlası gerek. | Open Subtitles | سيتطلب الأمر أكثر من دهان رخيص لكي يعجبني |