"filmlerdeki gibi" - Translation from Turkish to Arabic

    • مثل الأفلام
        
    • كما في الأفلام
        
    • مثل الافلام
        
    • كما في الافلام الان
        
    • كالأفلام
        
    • يشبه حبكة الأفلام
        
    • يَعملونَ ذلك في الأفلام
        
    • في الأفلامِ
        
    • في فيلم ما
        
    Eğer iyi yapılmış bir iş için istisnalar yapabiliyorsak, bir öpücüğe ne dersin, tıpkı filmlerdeki gibi? Open Subtitles حسناً ، لو أننا في استثناء هنا من أجل عملية أتممناها ما رأيك في قبلة مثل الأفلام ؟
    filmlerdeki gibi. Silahla insan bütünleşir. Open Subtitles مثل الأفلام ، السلاح والرجل ، يصبحان شيء واحد
    Bugün sana bütün hünerlerimi göstereceğim, filmlerdeki gibi. Open Subtitles هيا بنا .أنا في مزاج سيء اليوم .سأريكَ كل قدراتي الفنية.. كما في الأفلام
    Balkon korkuluğumun vidalarını filmlerdeki gibi söküp düşmeye müsait hale getirebilirsin. Open Subtitles بوسعك عمل حيلة في سياج الشرفة لكي يوقع من خلالها كما في الأفلام.
    filmlerdeki gibi güzel olacağını düşünmüştük. Open Subtitles ماعدا ذلك , لقد اعتقدنا انها ستكون جيده مثل الافلام
    Şimdi, biz yakın duralım. Tıpkı filmlerdeki gibi. Tamam mı? Open Subtitles الآن سنقترب من بعضنا البعض تماماً كالأفلام
    su sevdigimiz eski filmlerdeki gibi oldu. Open Subtitles إنه يشبه حبكة الأفلام القديمة التي يحبها كلانا
    Kusursuz uyuşmayı bulduğunda, insanlar testi bitirip buluştuğu zaman, filmlerdeki gibi mi oluyor? Open Subtitles لكن عندما تجد الشخص المناسب عندما ينهي الناس الإختبار و يتقابلوا هل تكون مثل الأفلام ؟
    Hep böyle bir noel kutlamayı istemişimdir. Eski filmlerdeki gibi. Open Subtitles لطالما أردت ميلاداً كهذا مثل الأفلام القديمة
    Bilmiyorum, düşündüğüm gibi olmadı. filmlerdeki gibi yani. Open Subtitles لا أعرف ، لم يبدو الأمر كجريمة بالنسبة لي بدا و كأنه مثل الأفلام
    Bir arkadaşım demişti ki gerçek hayat, filmlerdeki gibi olamaz belki bazen, bazı şeyler gizemli kalsa daha iyidir. Open Subtitles أتعرف , صديقة لي إعتادت أن تقول أن الحياة الحقيقية لا يمكن أن تكون مثل الأفلام ولهذا ربما أحيانا من الأفضل ترك الأشياء غامضة
    YBiliyorsun, gerçek hayat filmlerdeki gibi değil. Open Subtitles تعرفون الحياة الحقيقية ليست مثل الأفلام
    Balkon korkuluğumun vidalarını filmlerdeki gibi söküp düşmeye müsait hale getirebilirsin. Open Subtitles بوسعك عمل حيلة في سياج الشرفة لكي يوقع من خلالها كما في الأفلام.
    filmlerdeki gibi beyaz bandajlarla bedenini sarabilirlerdi hiç değilse. Open Subtitles كان يمكن أن يلفوها على الأقل في ضمادات بيضاء لطيفة كما في الأفلام
    filmlerdeki gibi olacak sandım. Bilirsin, hırs yaptıran bir müzik. Open Subtitles لقد اعتقد بأن الأمر كما في الأفلام كما تعلمين الموسيقى الملهمة
    Her şey, filmlerdeki gibi sonsuza dek mutlu bir şekilde mi bitecek? Open Subtitles هل سينتهي الأمر كما في الأفلام العيش في سعادة للأبد؟
    Bir keresinde, aynı filmlerdeki gibi bütün bir elmayı bıçağa batırıp yediğini görmüştüm. Open Subtitles اعني, مرة رأيتها تأكل تفاحة كاملة مستخدمة سكينة مثل الافلام
    Bazıları İngilizce konuşuyordu. Amerikalılar. filmlerdeki gibi. Open Subtitles سمعت بعضهم يتحدثون الإنجليزية أمريكيون ، مثل الافلام
    Malesef hayatımız filmlerdeki gibi mutlu sonla bitmiyor... Open Subtitles لسوء الحظ حياتنا لا تأتي كالأفلام حيث كلّ شخص بطريقة سحرية يصبح في وضع الذروة
    Şu sevdiğimiz eski filmlerdeki gibi oldu. Open Subtitles إنه يشبه حبكة الأفلام القديمة التي يحبها كلانا
    Tabi, aynı filmlerdeki gibi. Open Subtitles متأكّد. مثل في الأفلامِ.
    Gerçek hayatta filmlerdeki gibi hapishane ortamından çıkar çıkmaz bir anda özgürlüğe kanat açamazsın. Open Subtitles لا يمكنك تسلق مكان قذر و تقوم بفرد جناحيك بعدها فجأة كما في فيلم ما

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more