"fosilleri" - Translation from Turkish to Arabic

    • الحفريات
        
    • أحافير
        
    • الأحافير
        
    • الأحفوريّات
        
    • المتحجرات
        
    • حفريات
        
    Burada bazı kemik fosilleri var. Hangi hayvana ait olduklarını bulmayı deneyeceğim. Open Subtitles يوجد هنا العديد من الحفريات العظمية سأجرب وأري إن كنت قادراً علي تخمين المكان التي جاءت منه
    Cuvier'in bu konuda benden daha iyi olduğu çok açık ve bunun sayesinde topraktan çıkarılan ve bilinmeyen fosilleri tanımlayabildi. Open Subtitles من الواضح أن كوڤييه كان أبرع مني في هذا مما سمح له بالتعرف علي الحفريات التي لم يسبق لأحد معرفتها والتي أتت من الأرض
    Deniz canlısı fosilleri Himalayalar boyunca Everest Tepesi dahil her tarafta bulunmuştur. Open Subtitles تم إيجاد أحافير بحرية ، طوال منطقة الهيمالايا بما فيها على قمة جبل إيفريست تماما
    Aynı zamanda genomik fosilleri de paylaşıyorlar. Soyu tükenmiş genler. Open Subtitles بل هم يتشاركون أحافير وراثية مورثات منقرضة
    Evrimin kanıtı olarak siz fosilleri görebiliyorken, Open Subtitles فحين ترى أنت الأحافير دليلاً على التطور،
    fosilleri toplamak için çok uygundu. Open Subtitles جمع الأحفوريّات هو شيء يتطلّبُ توقيتاً دقيقاً للغاية
    Pre-Cretaceous fosilleri üzerine yazdığınız makaleden çok etkilendim. Open Subtitles لقد أثرت اعجابي بمقالك عن المتحجرات قبل الطباشيرية
    İlki, 3.5 milyar yıl öncesinden alg fosilleri. TED الدليل الأول هو وجود حفريات ألجي من 3.5 بليون سنة ماضية.
    O Darwin' in evrim görüşlerine katılmasada, ...zamanının büyük bilim adamlarından biriydi ve onun, fosilleri yorumlamak için özel bir yeteneği vardı. Open Subtitles بالرغم من أنه من مناهضي نظرية داروين للتطور، فقد كان من أعظم علماء عصره ولديه إسلوب محدد لتفسير الحفريات
    Lyme Regis'teki fosilleri toplamak için bir iş kurmayı denedim. Open Subtitles لقد حاولت أقامة محال تجارية ."لجمع الحفريات فى "لايم ريجز
    Güney İngiltere'nin Dorset Sahili civarında bulunan evlerinin etrafında fosilleri toplamaya başladı. Open Subtitles عندما بدأت تجمع الحفريات حول منزلها " على طول ساحل " دورسيت في جنوب انجلترا
    Bu fosilleri oraya, kimler, niçin koyuyorlar? Open Subtitles من وضع تلك الحفريات و لماذا؟
    fosilleri tanımlamak ve ait oldukları zaman dilimini tayin edebilmek büyük beceri gerektiren bir işti. Open Subtitles كانت القدرة على تبيّن الحفريات وتحديد زمنها الجيولوجي مهارة أساسية عندما كنت في الجامعة بعد عهد (داروين) بمائة سنة.
    Babam bana büyüyen fosilleri gösterdi Open Subtitles ابي اراني الحفريات
    Bunların en eski çok hücreli canlılar olduğunu düşünüyoruz. Ediacara fosilleri. Open Subtitles والتي نعتقد بأنها أقدم المخلوقات متعددة الخلية، أحافير "إدياكارا".
    Deniz canlılarının amonit fosilleri. Şu an deniz seviyesinden 4.000 metre yukardalar. Open Subtitles أحافير المخلوقات البحريّة (الأمونايت) والتي توجد الآن على ارتفاع 4 آلاف متر فوق مستوى البحر.
    Dünyanın başka bir parçasındaki Spinosaur fosilleri beslenme biçimleri hakkında daha çok detay vermiştir. Open Subtitles أعطتنا أحافير (سباينوصور) من أجزاء أخرى من العالم تفاصيل أكثر عن أنظمتها الغذائية
    fosilleri mükemmel şekilde korunmuştur. Dinozorların gizemlerinden birini çözmemize yardımcı olmuştur. Open Subtitles كانت الأحافير محفوظةٌ بعناية، و ساعدتنا في حل أحد أكثر ألغاز الديناصورات غموضاً
    Siz de orada olacaksınız ve sadece aletleri elleyecek... fosilleri yani! Open Subtitles ستكون برفقتنا ، وأشير باللمس إلى العظام ... الأحافير
    O fosilleri alırken çektikleri resimleri elimizdeydi. Open Subtitles كان لدينا صُوراً لهم وهم يأخذون هذه الأحفوريّات
    O fosilleri toplarken kaydettikleri çalışma alanındaki notları elimizdeydi. Open Subtitles كان لدينا ملاحظاتهم الميدانيّة وهم يجمعون هذه الأحفوريّات
    Peru'daki fosilleri tartışmak için bir panel düzenliyorlar. Open Subtitles لقد وضعت فى لجنة للتحدث عن المتحجرات التى وجدت فى بيرو
    Gerçekten mi? Eski fosilleri mi kazıp çıkaracaktın? Open Subtitles مثل البحث عن المتحجرات القديمة؟
    Nesli tükenmiş canlıların fosilleri ortaya çıkarılmıştı. Open Subtitles و الغطاء الذي كان يكشف عن حفريات الكائنات المنقرضة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more