| Ama en başta sahtekâr, orijinalin yüksek kalitede çekilmiş fotoğrafına ulaşmalı. | Open Subtitles | لكن المُزوّر سيحتاج أولاً لصورة عالية الوضوح تماماً من اللوحة الأصليّة. |
| Arkadaş bulma sitesi için profil fotoğrafına ihtiyacı olduğunu düşünüyorsun. | Open Subtitles | تعتقد أنها كانت بحاجة لصورة شخصية من أجل موقع مواعدة. |
| Biliyormusun, şu anda ben de tam senin fotoğrafına bakıyorum. | Open Subtitles | حسنا، أتعلمي، أنا أنظر إلى صورتك الآن، أيضا |
| Kapağın içindeki fotoğrafına bakıyordu. | Open Subtitles | لقد كان يسيل لعابه على صورتك فى الغلاف الداخلى. |
| İnternetteki fotoğrafına hiç benzemiyordu. | Open Subtitles | لم يكن يشبه صورته التي وضعها على الإطلاق |
| Ancak, kendimi yüzey yapısını anlayabilecek kadar çok dodo iskeleti fotoğrafına bakmış gibi hissediyordum. Yani, o kadar da zor olamazdı. | TED | لكني شعرت بأني قد نظرت لصور جماجم دودو بما فيه الكفاية حتى أتمكن فعليًا من من فهم أبعادها وإحداثياتها و بالتالي نسخها وتقليدها -- و هذا ليس بالشيء الصعب. |
| Kısacası, dünyanın en büyük polis gücü senin fotoğrafına bakıp seni arıyor. | Open Subtitles | بشكل أساسي، أحد اضخم قوات الشرطة بالعالم لديهم صورتكِ ويبحثون عنكِ. |
| Ve sıradaki ürünümüz. Şimdi lütfen elimdeki bu 60 metrelik teknenin fotoğrafına bakın. | Open Subtitles | من فضلكم انتبهوا لصورة هذا القارب الجميل ذو الاربعين قدم |
| Bir yaratık tarafından öldürülen bir çocuk fotoğrafına babanın şirketinin kaç para ödediğini biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرفين كم تدفع شكرة والدك لصورة طفل مقتول بواسطة مخلوق؟ |
| Yeni bir fotoğrafına ihtiyacım olacak. | Open Subtitles | قبل البدء , سأحتاج لصورة حديثة |
| Arama bülteni için şimdiki hâlinin fotoğrafına ihtiyacımız var. | Open Subtitles | . نحتاج لصورة واضحة للأعلان عنه |
| Pekala, resimli bir fotoğrafına ihtiyacım var. | Open Subtitles | حسناً، إني بحاجة لصورة لبطاقة هويته |
| Anlatmak istediğim sadece fotoğrafına bakıp işe alınıp alınmadığına karar veriyorlar. | Open Subtitles | أعني، أنهم يلقون نظرة واحدة على صورتك و يقررون إذا ماكانوا سيقومون بتعيينك أو لا |
| Aslında ben de fotoğrafına bakıp seni aramak istiyordum. | Open Subtitles | كنت أجلس وأشاهد صورتك عندما جاءني اتصالك |
| Kendi fotoğrafına bakarken basılmak istemezsin herhalde. | Open Subtitles | يُستحسن ألا يرصدوك تتأمل صورتك |
| Fakat yine de sunağında sadece senin fotoğrafına rastlayabildik. | Open Subtitles | ورغم هذا، فلم نجد إلا صورتك في المذبح |
| Sunağın üzerindeki fotoğrafına bak. | Open Subtitles | القيت نظرة على صورته في الطاولة |
| Onun odasındasın. Onun fotoğrafına bakıyorsun. | Open Subtitles | أنت في غرفته، تنظرين إلى صورته |
| Uzun zamandır bu fotoğrafına bakmamıştım. | Open Subtitles | أنا لم أر صورته لفترة طويلة. |
| Her şeyin fotoğrafına ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنا بحاجة لصور لكل شيء. |
| Ölürken senin fotoğrafına bakıyormuş. | Open Subtitles | لقد كانَ ينظرُ إلى صورتكِ عندما ماتْ. |
| Bak, partiyi yapacağız yarının fotoğrafına bakarız eğer polis gelmiş görünüyorsa ifadelerimizi falan ayarlarız, polisi kendim ararım. | Open Subtitles | نمضي بإحياء الحفل لا أعلم اسمعوني... نمضي بإحياء الحفل |