| O da fotonları kullanır fakat hepsi senkronize olmuştur ve eğer lazerleri bir ışına odaklarsanız, inanılmaz kullanışlı bir alet elde etmiş olursunuz. | TED | يستخدم أيضاً الفوتونات لكن جميعها متزامنة وإذا ركزتها معاً في شعاع ستحصل على أداة مفيدة بشكل لا يصدق |
| Peki karbondioksit hangi fotonları tercih eder? | TED | ما هي إذًا الفوتونات التي يفضّلها ثاني أكسيد الكربون؟ |
| Bir görüntüleme sistemi bu fotonları toplayarak cevabı görüntülemek için işler: 3 ve 5. | TED | يقوم نظام تصوير بجمع هذه الفوتونات ومعالجتها ليظهر الإجابة 3 و5. |
| Biraz bulanık çünkü görüntüdeki ışık fotonları, zamanda yayılır. | Open Subtitles | أعلم، إنها غير واضحة، وهذا بسبب أن فوتونات الضوء في الصورة قد توزعت مع الوقت. |
| Prizma güneş ışığının içeriğini oluşturan kırmızı, yeşil ve mavi fotonları ayrıştırır. | Open Subtitles | قام المنشور بتحليل ضوء الشمس إلى الألوان المكونة له تظهر فوتونات الاحمر و الأخضر والأزرق |
| Pozlama hızını hesapladım, fotonları uygun bir görüntüde birleştirdim. | Open Subtitles | لقد حسبت سرعة التبعثر، ومزجت الفوتونات في صورة واحدة. |
| Oradaki alet, şuradaki, geri dönecek fotonları ölçerek bu bilgisayarda görmemizi sağlayacak. | Open Subtitles | تلك الأداة ستقيس مقدار الفوتونات المنعكسة و سنراها على هذا الحاسوب |
| Fakat Planck ölçeğindeki uzay zaman yapısında herhangi değişim farklı enerjideki fotonları farklı şekilde etkiliyor. | Open Subtitles | لكن أي تشوهات في بنية الزمكان على مقياس بلانك ستؤثر على الفوتونات بمختلف الطاقات في مختلف الإتجاهات |
| Sinirsel arayüz, nöronlar tarafından yayılan potansiyel fotonları topluyor. | Open Subtitles | وبعد ذلك واجهة العصبية يجمع الفوتونات المنبعثة من الخلايا العصبية الخاصة بك على كل إمكانات العمل. |
| Ve atomların kendisi hayli şiddetlidir, ama doğru sıklıklarla tam olarak ayarlanan lazerleri ateşlerseniz, bir atom bu fotonları kısa süreliğine emecek ve yavaşlama eğilimi gösterecektir. | TED | والذرات بحد ذاتها عنيفه جدا لكن اذا اطلقت اشعه ليزر وضبطها تحديداً للتردد الصحيح ، الذره ستمتص هذه الفوتونات قليلاً وتميل لأن تتباطأ. |
| Güneş ışığında, gökkuşağının tüm fotonları bulunur; dolayısıyla bir gaz molekülü, kendisini bir üst enerji seviyesine taşıyacak enerji miktarını tam olarak taşıyan fotonları seçebilir. | TED | يوفّر ضوء الشمس جميع فوتونات قوس قزح، فيستطيع جزيء الغاز أن يختار الفوتونات التي تحمل الكمية المناسبة من الطاقة اللازمة لرفع الجزيء إلى مستوى طاقته التالي. |
| Tıpkı oksijen gazının koyu kırmızı fotonları tercih etmesi gibi, karbon dioksit ve diğer sera gazları da kızılötesi fotonlarla eşleşir. | TED | ومثلما يفضّل غاز الأكسجين الفوتونات الحمراء الداكنة، فإنّ ثاني أكسيد الكربون وغازات الدفيئة الأخرى تفضّل الفوتونات تحت الحمراء. |
| Bu yüksek kütleli Higgs yatay yönde bulunduğundan bu diyagramda elektromagnetizm fotonları kütlesiz kalmaktadır ve yük uzayında elektrik yükleriyle dikey yönde etkileşmektedir. | TED | بما أن جسيم هيجز الضخم يقبع على طول الخط الأفقي.. في هذا الرسم البياني، تظل الفوتونات الكهرومغناطيسية بدون كتلة.. وتتفاعل بالشحنة الكهربائية على طول الخط الرأسي.. في هذا الفضاء المشحون. |
| Yüzeyinde, güneşin fotonları yapraklarına isabet ettiği sürece bitkiler karbondioksit moleküllerini kimyasal olarak nefis şekerler hâline getirebilir. | TED | فوق سطح الأرض، بمقدور النباتات أن توحّد بين جزيئات الكربون وثاني أوكسيد الكربون في شكل سُكّري بسرعة أكبر من سرعة الفوتونات الشمسية التي تضرب أوراق النباتات |
| Örneğin, fotonları ışık parçacıkları | Open Subtitles | - مثلاً، الفوتونات جُزيئات الضوء ... تحمل القوى الكهرومغناطيسيّة. |
| Dağıttığı kartlar atom altı parçacıkları diğer bir deyişle ışık kuantumlarını, fotonları temsil ediyor. | Open Subtitles | الورق التي يتعامل بها تمثل أي جسيمات دون الذرية، أو حتى كمات من الضوء، فوتونات. |