"foyet" - Translation from Turkish to Arabic

    • فوييت
        
    • فويت
        
    28 yaşındaki George Foyet, Biçici'nin 9. ve hayatta kalan tek kurbanı. Open Subtitles جورج فوييت عمره 28 عاما كان الضحية التاسعة و الوحيد الذي نجا من الحاصد
    Foyet onlara kaybolan bir turist olarak yaklaştığını söyledi. Open Subtitles فوييت قال انه اقترب منهم مدعيا انه سائح تائه
    Bertrand ölmüştü, Foyet güçlükle nefes alıyordu. Open Subtitles بيرتراند كانت ميتة عند وصولها للمشفى فوييت يتنفس بالكاد
    Foyet'in güç ve kontrol hastası olduğunu biliyoruz. Open Subtitles نحن نعرف (فويت) يتوقف عند السلطة والسيطرة
    Foyet Hotch'ı sebepsiz yere hayatta tutmaz. Open Subtitles فويت) أحتفظ بـ(هوتش) حيّ) انه لن يفعل ذلك بدون سبب
    Foyet'in senin kimliğini kullanmasının... bunlarla bir ilgisi yok. Open Subtitles أتعلم، (فويت) لديه بطاقتك لا شئ تستطيع فعله بأي من هذا
    Bu aramayı yapmasa, Foyet zamanında bulunamazdı. Open Subtitles لو لم يجري الاتصال لما عثر على فوييت في الوقت المناسب
    Son sefer Foyet'in gözlüğünü bırakmasının bir anlamı olmalı. Open Subtitles هناك سبب لتركه لنظارات فوييت في آخر مسرح جريمة
    Foyet, Biçici'nin neye benzediğini bilen tek kişi ve hala hayatta. Open Subtitles اعني فوييت هو الشخص الوحيد الحي الذي يعرف شكل الحاصد و ما زال طليقا
    Foyet arabadakilere saldırdığını söylemişti, bu gece bir otobüse saldırdı. Open Subtitles فوييت قال انه يحب مهاجمة الناس في سياراتهم الليلة هاجم حافلة
    Otobüsteki numaralar, Foyet'in adresleri. Open Subtitles 1488إيدنهرست الارقام على الحافلة هي عناوين فوييت
    Foyet, Amanda'nın derslerinden birinde asistanmış. Open Subtitles فوييت كان مساعد أستاذ في أحد صفوف آماندا
    Colson Foyet'i görmeye gitti. Garcia, Roy Colson'ın cep telefonunu bulmalısın. Open Subtitles كولسون ذهب لرؤية فوييت غارسيا اريدك ان تحددي موقع هاتف روي كولسون
    Boston ofisi, Foyet'in evinde bazı belgeler bulmuş. Open Subtitles مكتب بوسطن الميداني تعرف لتوه على مستندات من منزل فوييت
    George Foyet Biçici'nin 9. ve hayatta kalan tek kurbanı. Open Subtitles - لقد كان (جورج فويت) الضحية التاسعة و الناجي الوحيد من الحاصد
    Foyet ilk cinayetler sırasında kurban gibi görünüp soruşturmadan uzaklaşmak için kendine epey zarar vermişti. Open Subtitles تسبب (فويت) لنفسه بالعديد من الجروح خلال عمليات القتل الأصلية كي يوهمنا بأنه ضحيّة و يضلل مسار التحقيق
    Foyet'in yolladığı zarflar laboratuardan gelmek üzeredir. Open Subtitles الرسائل التي أرسلها (فويت) إلى (آرنولد) بطريقها من المختبر
    Foyet'in mektupları Fredericksburg, Virginia'dan ve Westminster, Maryland'dan geldi. Open Subtitles "تمّ بعث رسائل (فويت) من "فريدريكسبيرغ , فيرجينيا "و "ويستمنيستر , ميريلاند
    Foyet'in yedeği olmayan reçeteli ilaçlarını bu 2 şehrin coğrafi profili ile bulabiliriz. Open Subtitles يمكننا مطابقة العقاقير التي يعجز (فويت) عن استبدالها باللمحة الجغرافية للمدينتين
    - Foyet aynı noktada çok kalmıyor. Open Subtitles فـ (فويت) لا يبقى بمكان واحد لفترة طويلة
    Bir dakika. Foyet kendisi için anlamlı şeyleri seviyor. Open Subtitles مهلاً يا رفاق يحب (فويت) الأشياء التي تعني له شيئاً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more