Bu durum, nefesin çok ani şekilde kesilip göğüs kafesine basınç yapmasıyla gerçekleşir. | Open Subtitles | ذلك يحدث عندما تتوقف عن التنفس لذا فجأة الرئتين تضغط تجاه القفص الصدري. |
- Arkasında dur, ellerini kalçalarına koy ve göğüs kafesine doğru kaydır iki tarafta da aynı mesafe olup olmadığına bak. | Open Subtitles | قف خلفها و ضع يدك على وركها و بعدها أرفع يديك باتجاه القفص الصدري و قم بمعرفة إذا كانت المسافة متساوية على كل طرف |
Lütfen, buradaki fosilleşmiş arkadaşın göğüs kafesine dikkatli bak. | Open Subtitles | رجاءً لاحظي القفص الصدري لصديقتنا الصغيرة المتحجّرة هنا |
Bunlar lateral tipte kırıklar ve göğüs kafesine yapılan sürekli baskıdan meydana gelmişler. | Open Subtitles | إنّها بشكل أفقي، حدثت بسبب ضغط قوي على القفص الصدري. |
Onu izle. Sana sarılırsa dizinle göğüs kafesine vur. | Open Subtitles | إنتبه منه ، إذا إحتضنك بقوة إرفع رجليك إلى أن تضرب قفصه الصدري |
Sense, silahı adamın göğüs kafesine dayadın ve dört el ateş ettin. | Open Subtitles | حشرت سلاحك وسط قفصه الصدري وأطلقت النار |
göğüs kafesine soldan üç kroşe. | Open Subtitles | ثلاث لكمات خطافيّة يساريّة مباشرة إلى القفص الصدري |
Ayaklarını merkezî yumrunun üzerine koyup göğüs kafesine çık. | Open Subtitles | ضع قدمك على البروز المركزي وأركب على القفص الصدري. |
göğüs kafesine sert bir darbe almış. | Open Subtitles | اثر ضربة واحدة قوية على القفص الصدري |
Bak, yaralar göğüs kafesine girebilecek kadar derin değil. | Open Subtitles | انظري... الطعنات ذات عمق قصير جدا لاختراق القفص الصدري. |
göğüs kafesine doğru yaklaşalım. | TED | لنقترب من القفص الصدري. |
göğüs kafesine yapabilirim. | Open Subtitles | - يمكنني أن أضعها من خلال قفصه الصدري |