Ve sillerini gökkuşağı renklerinde kirpikler gibi çırpıştıran taraklı denizanaları. | TED | والمشطيات الهلامية التي تضرب بأهدابها مشكلة رموشاً بألوان قوس قزح |
gökkuşağı renginde yelkeni olan bir tekne ile bir çağlayana yelken açtık. | Open Subtitles | و عندما ذهبنا نُبحر قرب الشلال على القارب ذا شراع قوس قزح |
gökkuşağı renginde yelkeni olan bir tekne ile bir çağlayana yelken açtık. | Open Subtitles | و لقد أبحرنا بالقرب من الشلال, على القارب ذا شراع قوس قزح |
gökkuşağı turlar atacak | Open Subtitles | قوس القزح سيقوم بجولة مرتدية ملابسي لأذهب إلي مكان ما |
Sen bir gökkuşağı ya da gün batımıyla konuşur muydun? | Open Subtitles | هل تتحدث إلى قوس قزح ؟ أو إلى غروب الشمس؟ |
Kuzey Işıkları Havai'nin güneyinde bile kuyruklu yıldızlardan gerçek bir gökkuşağı olarak görüldü. | Open Subtitles | الاضواء الشمالية شهدت في أقصى جنوب في هاواي قوس قزح حقيقي من المذنبات |
Tıpkı kakasında gökkuşağı ışıltıları olması Porselen'in DNA'sında olduğu gibi. | Open Subtitles | كما في دماء الخزف أنه يقفز عند لمعان القوس قزح |
Bir defasında bunu ağızda gökkuşağı patlaması diye tarif etmiştin. | Open Subtitles | في مرة، وصفت ذلك بأنه كانفجار قوس قزح في فمك. |
Şöyle bir düşünün, bir an durup gökyüzüne baktığımızda o rengârenk gökkuşağı kavisini gördüğünüzü düşünün. | TED | أقصد، لو فكرتم في الأمر، جميعنا يقف ويرفع رأسه للسماء عندما يظهر قوس قزح الملون. |
Algıladığımız gökkuşağı, aslında enerji sırasına göre görünür ışıktır. | TED | قوس قزح الذي نراه هو في الواقع ضوء مرئي منظّم حسب طاقته. |
Odin'in Valhalla salonu orada dağların üstüne kadar yükseldi. gökkuşağı köprüsü Bifrost orada temellerini attı. | TED | توجد هناك قاعة أودن العظمية، قاعة فالهالا التي تفوق الجبال ارتفاعًا والبيفروست، وهو جسر قوس قزح الذي يسند نفسه. |
Fırtına dindiğinde, gökkuşağı tanrısı Iris'i görüyoruz, | Open Subtitles | و عند انتهاء العاصفة نرى آيريس إلهة قوس قزح |
Ve neden seni gökkuşağı Tepesi'ne yatırma planları yapılıyor? | Open Subtitles | ولماذا هذا العدد الكبير من التلميحات لك ولجبل القوس قزح ؟ |
Yoksa gökkuşağı Tepesi için iyi bir aday olurdun. | Open Subtitles | على كل حال ، ستكون مرشحا مثاليا لجبل القوس قزح |
Ve neden seni gökkuşağı Tepesi'ne yatırma planları yapılıyor? | Open Subtitles | ولماذا هذا العدد الكبير من التلميحات لك ولجبل القوس قزح ؟ |
Bugün, Balthazar bize gökkuşağı ötesindeki topraklardaki küresel ısınmayı anlatacak. | Open Subtitles | اليوم بالثازار سيخبرنا عن الإحتباس الحراري في الأرض ما بعد قوس القزح |
Ama bu hafta gökkuşağı haricinde bir şey çizin. | Open Subtitles | ولكن واجب هذا الأسبوع أي شئ غير قوس القزح |
Cutthroat, dere ve gökkuşağı alabalıkları dahil olmak üzere vahşi balıklara yaşam ortamı sunuyor. | TED | انه يغذي الحياة السمكية يغذي سمك " كاتروت .. البني .. وسمك عنق قوس القزح " |
Suç kimin derler, gökkuşağı İngiliz'in mi, eşcinsel Tembel Berber'in mi? | Open Subtitles | عندها من سيكون مسوؤلاً عن أفعالكِ رينبو برايت أو غاي تيكي باربر |
Evet, polis bu yeni gökkuşağı met türüne "Veba" diyor. | Open Subtitles | أجل، ينعت الشرطة هذا النوع الجديد من المخدرات الملونة بالوباء |
"gökkuşağı Kemeri" isimli bir moda dergisi kuruyormuş ve beni yazı işleri müdürü yapmayı planlıyormuş. | Open Subtitles | انه يقوم بتأسيس مجلة للأزياء "طوق القزحية" و يخطط لتعييني رئيسا للتحرير |
Ama bir gökkuşağı, onları eskisinden de kötü yapar. | Open Subtitles | الماء المقدس يعيدهم للخير و لكن قوس المطر |
Ve benim onun atıfta bulunduğu, gökkuşağı Ülkesi hakkında hiç bir fikrim yok, tamam mı? | Open Subtitles | وليست لديّ أدنى فكرة عما يعنيه بـ"عالم الأحلام"، حسناً؟ |
Alexander Alex Kent Paul Harris Hendrix Howard Rudolph gökkuşağı Spesiyali! İşe yaramaz! | Open Subtitles | أليكساندر آليكس كينت باول هاريس هاورد رودولف إكسينتريك راينبو سبيشل... |