| İçeri girdiğinde gömleğinin ütülenmediğini ve tıraş olmadığını fark ettim. | Open Subtitles | عندما دخلت لاحظت أن قميصك مكرمش لم تحلق منذ فترة |
| Evet. Rengin gömleğinin rengi gibi oldu, kızıl. | Open Subtitles | نعم ، لقد تغير لونك إلى لون قميصك الأحمر |
| Aslında ben gömleğinin fermuarından dışarıya fırladığını | Open Subtitles | مع انني استمتعت بحقيقة ان قميصك كان يتدلى |
| Vitrinin yanındaki kitapların orada duruyordu. Seks dergilerini gömleğinin altın atıyordu. | Open Subtitles | كان يقف نحو رف المجلات و يخبأ المجلات الإباحية في قميصه |
| gömleğinin ortası yanarak delinmişti, bowling topu büyüklüğündeydi. | Open Subtitles | لقد احترق قميصه واصبح به ثقب بحجم كرة بولينج |
| gömleğinin çok kötü bir kesimi olduğuna katılıyorum. | Open Subtitles | بينما أوافق أن قميصها كان مقصوصاً بطريقة بذيئة |
| Biz değiliz. gömleğinin kolu ağaca takıldı. Seni kurtarayım. | Open Subtitles | لسنا نحاول، لقد علق قميصك بهذه الشجرة، دعني أُساعدك |
| Ve ne zamandan beri gömleğinin düğmelerini en tepeye kadar ilikliyorsun? | Open Subtitles | أو عندما اغلقت هذه الازرار الى القمة في قميصك |
| gömleğinin arkasında seninkiyle eşleşmeyen bir kan lekesi vardı. | Open Subtitles | لقد كانت هنالك قطرة دم بمؤخر قميصك لم تكن من دمك |
| Bunu gömleğinin açık bıraktığın 4 düğmesinden söyleyebilirim. | Open Subtitles | يمكنني إخبارك أن أربعة من أزرار قميصك ليست مغلقة |
| Kemerini sıktığını ve gömleğinin büyük geldiğini görüyorum. | Open Subtitles | لأنني استطيع ان أرى الحزام ضيق جداً وحجم قميصك كبير جداً |
| Çünkü şu anda derinle, gömleğinin ya da ceketinin ne farkı var anlayamıyorum. | Open Subtitles | لأنّي لا أميّز بين بشرتك و قميصك و سترتك. |
| Lütfen gömleğinin altındakinin koyu mavi bir tişört olduğunu söyleme. | Open Subtitles | من فضلك أخبرني أن ذلك ليس قميص داخلي لونه أزرق غامق تحت قميصك. |
| Gir, çık, gömleğinin batmamasını umut et. | Open Subtitles | ادخل, اخرج, مُتنين الا يوجد شيء على قميصك |
| gömleğinin kırışacağı korkusu ile koltuğa yaslanmayacağını bilirsin | Open Subtitles | تعرف بأنه لن يستريح في كرسيه خوفا منأ ن يتجعد قميصه |
| gömleğinin altından belli olduğunu söyledi. | Open Subtitles | كايت : لقد قال ان السترة ظاهرة تحت قميصه توني : |
| Kanıt için kan lekeli gömleğinin bir parçasını gönderiyorum. | Open Subtitles | لإثبات ذلك هنا قطعة ملطخة بالدم من قميصه |
| gömleğinin düğmelerini iliklemiş pantalonunun içine sokmuştu. | Open Subtitles | كان مرتدي ملابس جميله وادخل قميصه داخل سرواله وجلس على ركبة واحدة كان لطيف للغاية |
| Yumuşattım. Çocuğun eli kızın gömleğinin içindeymiş. | Open Subtitles | لقد فعلت ، لقد كان يضع يده داخل قميصها |
| Şansımıza PriceCo oduncu gömleğinin ipliklerini orada bırakmış. | Open Subtitles | لحسن حظنا لقد ترك خلفهُ أليافاً لقميص خفيف من صنع رخيص |
| kuyudaki Chew'e yardım et, ...gömleğinin cebindeki numarayı al... ve akrabalarını onu almaları için çağır. | Open Subtitles | ساعد شو و احصل على رقم الهاتف من قميصة. ثم اصل باقاربة لياخذوة |
| Ama önce gömleğinin düğmelerini biraz aç." | Open Subtitles | لكن فكي أزرار قميصكِ قليلاً أولاً |
| Tehlike çanlarını çalmak istemem ama gömleğinin kan içinde olduğunun farkında mısın? | Open Subtitles | لا أقصد الإشارة لشيء لكن هل تعلم أن قمصيك مغطّى بالدماء؟ |
| gömleğinin ucu arasında sıkışmış. | Open Subtitles | قميصكَ باين |