"gömleğinin" - Traduction Turc en Arabe

• قميصك
• قميصه
• قميصها
• لقميص
• قميصة
• قميصكِ
• قمصيك
• قميصكَ

İçeri girdiğinde gömleğinin ütülenmediğini ve tıraş olmadığını fark ettim.
عندما دخلت لاحظت أن قميصك مكرمش لم تحلق منذ فترة

Evet. Rengin gömleğinin rengi gibi oldu, kızıl.
نعم ، لقد تغير لونك إلى لون قميصك الأحمر

Aslında ben gömleğinin fermuarından dışarıya fırladığını
مع انني استمتعت بحقيقة ان قميصك كان يتدلى

Vitrinin yanındaki kitapların orada duruyordu. Seks dergilerini gömleğinin altın atıyordu.
كان يقف نحو رف المجلات و يخبأ المجلات الإباحية في قميصه

gömleğinin ortası yanarak delinmişti, bowling topu büyüklüğündeydi.
لقد احترق قميصه واصبح به ثقب بحجم كرة بولينج

gömleğinin çok kötü bir kesimi olduğuna katılıyorum.
بينما أوافق أن قميصها كان مقصوصاً بطريقة بذيئة

Biz değiliz. gömleğinin kolu ağaca takıldı. Seni kurtarayım.
لسنا نحاول، لقد علق قميصك بهذه الشجرة، دعني أُساعدك

Ve ne zamandan beri gömleğinin düğmelerini en tepeye kadar ilikliyorsun?
أو عندما اغلقت هذه الازرار الى القمة في قميصك

gömleğinin arkasında seninkiyle eşleşmeyen bir kan lekesi vardı.
لقد كانت هنالك قطرة دم بمؤخر قميصك لم تكن من دمك

Bunu gömleğinin açık bıraktığın 4 düğmesinden söyleyebilirim.
يمكنني إخبارك أن أربعة من أزرار قميصك ليست مغلقة

Kemerini sıktığını ve gömleğinin büyük geldiğini görüyorum.
لأنني استطيع ان أرى الحزام ضيق جداً وحجم قميصك كبير جداً

Çünkü şu anda derinle, gömleğinin ya da ceketinin ne farkı var anlayamıyorum.
لأنّي لا أميّز بين بشرتك و قميصك و سترتك.

Lütfen gömleğinin altındakinin koyu mavi bir tişört olduğunu söyleme.
من فضلك أخبرني أن ذلك ليس قميص داخلي لونه أزرق غامق تحت قميصك.

Gir, çık, gömleğinin batmamasını umut et.
ادخل, اخرج, مُتنين الا يوجد شيء على قميصك

gömleğinin kırışacağı korkusu ile koltuğa yaslanmayacağını bilirsin
تعرف بأنه لن يستريح في كرسيه خوفا منأ ن يتجعد قميصه

gömleğinin altından belli olduğunu söyledi.
كايت : لقد قال ان السترة ظاهرة تحت قميصه توني :

Kanıt için kan lekeli gömleğinin bir parçasını gönderiyorum.
لإثبات ذلك هنا قطعة ملطخة بالدم من قميصه

gömleğinin düğmelerini iliklemiş pantalonunun içine sokmuştu.
كان مرتدي ملابس جميله وادخل قميصه داخل سرواله وجلس على ركبة واحدة كان لطيف للغاية

Yumuşattım. Çocuğun eli kızın gömleğinin içindeymiş.
لقد فعلت ، لقد كان يضع يده داخل قميصها

Şansımıza PriceCo oduncu gömleğinin ipliklerini orada bırakmış.
لحسن حظنا لقد ترك خلفهُ أليافاً لقميص خفيف من صنع رخيص

kuyudaki Chew'e yardım et, ...gömleğinin cebindeki numarayı al... ve akrabalarını onu almaları için çağır.
ساعد شو و احصل على رقم الهاتف من قميصة. ثم اصل باقاربة لياخذوة

Ama önce gömleğinin düğmelerini biraz aç."
لكن فكي أزرار قميصكِ قليلاً أولاً

Tehlike çanlarını çalmak istemem ama gömleğinin kan içinde olduğunun farkında mısın?
لا أقصد الإشارة لشيء لكن هل تعلم أن قمصيك مغطّى بالدماء؟

gömleğinin ucu arasında sıkışmış.
قميصكَ باين