"gönderdikleri" - Translation from Turkish to Arabic

    • أرسلوه
        
    • أرسلوها
        
    • أرسلوا
        
    • يرسلون
        
    • أرسلوني
        
    • يرسلونك
        
    • أرسلوك
        
    • ارسلوها
        
    • أولئك الصبية يذهبون
        
    • يرسلوه
        
    • إرسالهُ
        
    Çünkü son gönderdikleri herif don giymiyordu... ayrıca donların ebatlarını da okuyamıyordu... ve onları koklardı, anladın mı? Open Subtitles لأن آخر شخص أرسلوه هنا لم يكن يرتدي أي سحابين لا يمكنك أن تقرأ الأحجام على السحابين أو تشم السحابين ..
    Seni gözaltına alması için gönderdikleri adam, seni öldürme emri aldı. Open Subtitles الرجل الذي أرسلوه للقبض عليك لديه أوامر بقتلك
    Bu ikisi buluştuktan sonra bana gönderdikleri fotoğraf. Open Subtitles هذه هي الصورة التي أرسلوها لي بعدما تقابلا
    Şimdi muhtemelen bana gönderdikleri beş kutuyu da ödemek zorunda kalacağım. Open Subtitles الآن أنا سأضطر أن أدفع ثمن العلب الخمسة التي أرسلوها
    Bu bize liderlerini gönderdikleri gezegenin resimlerini söylemeyecek. Open Subtitles هذا لن يخبرنا رموز الكوكب حيث أرسلوا زعمائهم
    Rahipler yakalandıklarında onları... gönderdikleri yer. Open Subtitles إنه حيث يرسلون الكهنة عندما يقبضون عليهم.
    Keşke yapabilsem, ama beni gönderdikleri yer orası değil. Open Subtitles أتمنّى أن يكون بأستطاعتي، لكن ذلك ليس من حيث أرسلوني
    Belki de seni, Bütün yıldızları gönderdikleri Yeşil Taverna'ya yollarlar... Open Subtitles ربما سوف يرسلونك الى الفندق الملىء بالنجوم
    Seni gözaltına alması için gönderdikleri adam, seni öldürme emri aldı. Open Subtitles الرجل الذى أرسلوه لاعتقالك لديه أوامر بقتلك
    Seni gözaltına alması için gönderdikleri adam, seni öldürme emri aldı. Open Subtitles الرجل الذى أرسلوه لاعتقالك لديه أوامر بقتلك
    gönderdikleri ajanı bir veri sayarsak, ağır bir iş olmalı. Open Subtitles لو أن العميل الذين أرسلوه إشارة، إنه... إنهثقيل وإن رفضت؟
    Bilin bakalım ne oldu, gönderdikleri yedek parçalar da uymuyor. Ne sürpriz ama. Open Subtitles وحزري ماذا الإحتياطي الذي أرسلوه لايتوافق , يالها من مفاجئة
    Bana gönderdikleri pantolona inanamazsın. Çok komik, değil mi? Open Subtitles لن تصدق الجينز الذي أرسلوه لي مضحك جداً اليس كذلك؟
    Bana gönderdikleri her şeyin bir kataloğonu yolluyorum. Open Subtitles إنني أرسل إليك قائمة بكل الأشياء التي أرسلوها إلي
    gönderdikleri mektuba göre iki kulağıyla duyması deneysel tedaviye giriyordu. Open Subtitles طبقاً للرسالة التي أرسلوها هو تجريبي لها في أذن من الأُذُنين
    Sana gönderdikleri çıktıda antisentromer antikor sonucu vardı. Open Subtitles النسخة التي أرسلوها لكَ تضمّنت مضادات الجسيم المركزيّ فقط
    Tek bildiğim bakmasını için müzeye birini gönderdikleri. Open Subtitles جلّ ما أعرفه هُو أنّهم أرسلوا شخصاً إلى المُتحف لإلقاء نظرة.
    Daha önce keşif ekibi gönderdikleri gezegenlerden birine. Open Subtitles ذهبوا الى أحد الكواكب التي أرسلوا لها أحد الفرق الاستكشافية
    Bizi gönderdikleri yeri düşünüyordum. Open Subtitles كنت فقط، اه، التفكير حول هذا المكان الذي يرسلون لنا.
    Bir daha böyle şeyler söyleme. Beni gönderdikleri deli doktoru gibi konuşuyorsun. Open Subtitles إيّاك وقول ذلك مجددًا، تبدو كتلك الطبيبة النفسيّة التي أرسلوني إليها.
    Sibirya seni ölmeye gönderdikleri yer değil mi? Open Subtitles اليست سيبيريا المكان الذي يرسلونك إليه لتموت
    Dakikasına kadar beni de seni gönderdikleri ana gönderdiler. Open Subtitles لقد أرسلوني في نفس اللحظة التي أرسلوك فيها... الآن
    Bu arada gönderdikleri seksi, göğüsleri dik gösteren sütyeni taktım. Open Subtitles انا البس صدرية اللتي ارسلوها
    Charlie onlara ateş ederken sörfe gönderdikleri sahne gibi. Open Subtitles أين يجعل (بوبي. دي) أولئك الصبية يذهبون للتجوال مع (شارلي) مطلقا النار عليهم.
    Bunu denemek için gönderdikleri üçüncü kişisin. Open Subtitles أنت ثالث رجل يرسلوه لكي يحاول معها
    Bu sadece kötü bir orospu çocuğu değil, aynı zamanda diğer tüm orospu çocuklarını temizlemesi için gönderdikleri o adam. Open Subtitles إنهُ ليسَ مجردَ شخص شرير قويّ، أخر. "إنهُ الرجلُ الذي يتمُ إرسالهُ للتخلص من الأشرارِ الأقوياءِ الأخرين!"

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more