Sonuçlarınız doktorda ve sizinle bireysel olarak görüşmek istiyor. | Open Subtitles | إنها لدى الدكتور وهو يريد التحدث معك بشكل شخصي |
Millard bize bir şeyler anlatmayı reddediyor, o, adamla görüşmek istiyor, gizli adamımızla, Kendrick'le iş yapan. | Open Subtitles | رفض ميلرد إخبارنا بالمزيد وقال أنه يريد التحدث مع الرجل الذي يعمل متخفياً مع كيدنريك |
Ameliyata girmeden önce seninle görüşmek istiyor. | Open Subtitles | هو يريد رؤيتك قبل أن يدخل في عملية جراحية |
Bay Kuipers, bir bayan sizinle görüşmek istiyor. | Open Subtitles | مستر كيبرس؟ سيدة تريد التحدث معك أليس دي فيرس؟ |
Bölge Komisyon Üyesi Pat Webb görüşmek istiyor. | Open Subtitles | سيد روذستين ,مفوض المقاطعة هنا يريد مقابلتك |
Başkan yarın benimle görüşmek istiyor ve bu ricayı yerine getirmek için zamanımız var mı diye bakıyorduk. | Open Subtitles | ،الرئيس يريد اللقاء معي غدًا وكنا نحاول التأكد ما إذا كان بوسعنا .استيعاب هذا الطلب |
Meera Jai ile görüşmek istiyor... yalnız. | Open Subtitles | ميرا تريد مقابلة جاي على أنفراد |
Gizli Servis'ten biri sizinle görüşmek istiyor. | Open Subtitles | أحد عملاء الخدمة السرية يريد التحدث معكم |
Yani benimle organizasyonu büyütmek konusunda görüşmek istiyor. | Open Subtitles | أعني ، يريد التحدث معي بشأن تحديث المؤسسة. |
General. Von Doom sizinle görüşmek istiyor. | Open Subtitles | جنرال , فان دوم يريد التحدث إليك |
Temasa geçtiğimiz anda, Başkan Palmer seninle bizzat görüşmek istiyor. | Open Subtitles | الرئيس (بالمر) يريد التحدث إليك بنفسه بمجرد أن نسمع معلوماتك |
-Donald Kimbell görüşmek istiyor. -Kim? | Open Subtitles | السيد دونالد كيمبال هنا يريد رؤيتك من ؟ |
40 dakka içerisinda amcanız sizinle görüşmek istiyor | Open Subtitles | عمك يريد رؤيتك حالاً الاجابة ؟ |
Senatör Jo, Savcı Park Jae Gyeong sizinle telefonda görüşmek istiyor. | Open Subtitles | كونجرس جو ، المدعيه العامه بارك جاي كيونج تريد التحدث معكِ على الهاتف |
Adını söylemiyor, ama seninle babanla ilgili görüşmek istiyor. | Open Subtitles | لا تريد ذكر اسمها، ولكنها تريد التحدث معك -بشأن أبيك |
Sarkar, Silver Mani aradı. Yarın seninle görüşmek istiyor. | Open Subtitles | ساركار ، مانى الفضي اتصل وهو يريد مقابلتك غدا |
- Yarın akşam saat 21:00'de görüşmek istiyor. | Open Subtitles | يريد اللقاء غدًا مساءً الساعة التاسعة |
Evet, pekala, hediyen Derek'le görüşmek istiyor. Ne? | Open Subtitles | , نعم , حسناً (هديتكِ تريد مقابلة (ديريك |
Efendim, televizyonda gördüğümüz bayan sizinle görüşmek istiyor. | Open Subtitles | سيدتى .. الفتاة التى شاهدناها فى التليفزيون تريد مقابلتك |
Stonebridge ve Scott, sizinle acil olarak görüşmek istiyor. | Open Subtitles | (ستونبريدج) و(سكوت) يريدون التحدث إليكِ على نحو عاجل. |
Şehre döndüğünde Braithwaite olmadan iki gün oturup görüşmek istiyor. | Open Subtitles | يريد الجلوس معي خلال يومين ...عند عودته للمدينة "بدون "برايثوايت |
Eski bir " Waffen SS" Grup Komutanı sizinle iltica konusunda görüşmek istiyor. | Open Subtitles | التالى هو قائد مجموعه يود التحدث معك عن اللجوء السياسى |
Teğmen seninle görüşmek istiyor. Galiba keyfi pek yerinde değil. | Open Subtitles | جو, الملازم تريد رؤيتك أعتقد أن مزاجها غريب |
Anne Sophie Lindenkrone Başbakan'la görüşmek istiyor. | Open Subtitles | ان سوفي تود مقابلة رئيسة الوزراء |
Scottie, müdür senle görüşmek istiyor. | Open Subtitles | سكوتي) ، رئيس الأركان يريدك) على الهاتف |
- Yüz yüze görüşmek istiyor. | Open Subtitles | -بل يُريد مُقابلتي وجهاً لوجه . |
Noora, Latif kendi kanalı için seninle görüşmek istiyor. | Open Subtitles | السيد لطيف يود مقابلتك بشأن قناته التلفزيونية الجديدة |