Eğer hâlâ bunu bir filin yaptığını düşünüyorsan, bu mantığa aykırı. Birisi mutlaka görürdü. | Open Subtitles | إن كنت تقول أن ما فعل هذا فيل فليس منطقى كان أحدهم سيراه |
Şimdiye dek birisi mutlaka görürdü. | Open Subtitles | كان سيراه أحداً |
Gelirdi, kralı ve ülkesini, zayıf küçük düşmüş gülünç kaynağı olarak görürdü. | Open Subtitles | هل سيرى الملك ودولته خلاف أنهما ضعيفان ومنحطان وموضع سُخرية من الجميع؟ |
Kör biri bile görürdü şu sepeti! | Open Subtitles | حتى ان كان رجل اعمى لكان سيرى هذه السلة الكبيرة |
Ve kendisi hariç her yerde sapkınlık görürdü. | Open Subtitles | و كان يري العيوب في كل مكان الا بداخله |
Bazen arabanın kaputunda oturan genç bir oğlan çocuğu görürdü. | TED | في بعض الأحيان كانت ترى فتيً مراهق يجلس على غطاء محرك السيارة |
Bir kadeh viski de aynı işi görürdü. | Open Subtitles | أعتقد أن زجاجة بيرة واحدة كانت ستفي بالغرض |
Ben derim ki, eğer birisi, çocuklarını gerçekten görmek isteseydi, ...iki eli kanda da olsa görürdü, tabi eğer umursuyorsa. | Open Subtitles | يبدو لي انه لو أراد شخص ما أن يرى أطفاله فلما يلعنهم على مالم يفعلوه ليستحقوا به اللعن |
Bill onu görürdü. | Open Subtitles | بيل " كان سيراه " |
Kör biri bile görürdü şu sepeti! | Open Subtitles | حتى ان كان رجل اعمى لكان سيرى هذه السلة الكبيرة |
Mahkeme onları bulsaydı, hakim onların aslında benim olduğunu görürdü. | Open Subtitles | لو طلبوا القدوم لمنصّة القاضي، لكان سيرى القاضي خاصّتي. |
Öyle olmasını isteseydim ölmeden önce benim yüzümü görürdü. | Open Subtitles | لو كان هذا الذي اريده سيرى وجهي قبل موته |
Ve kendisi hariç her yerde sapkınlık görürdü. | Open Subtitles | و كان يري العيوب في كل مكان الا بداخله |
Özel biriydi... kendini bir doktordan çok bilim adamı olarak görürdü. | Open Subtitles | كان يري نفسه انه عالماً اكثر منه طبيباً |
Her zaman insanların iyi yanlarını görürdü. | Open Subtitles | كان دائما يري الأفضل في الناس |
Böyle şeyler, bu tür düşler görürmüş. Laura da görürdü. | Open Subtitles | وأنها كانت ترى الأشياء في أحلامها، "ولورا" كانت كذلك أيضاً |
Böyle şeyler, bu tür düşler görürmüş. Laura da görürdü. | Open Subtitles | وأنها كانت ترى الأشياء في أحلامها، "ولورا" كانت كذلك أيضاً |
Dünyayı her zaman olduğu gibi görmez olabileceği haliyle görürdü, tabi biraz da sihirle. | Open Subtitles | إنها كانت ترى العالم ليس كما هو عليه دوماً، لكن ربما قد يكون كذلك، مع القليل من السحر. |
Tezahürat yapmadan sade bir "hayır" da işi görürdü. | Open Subtitles | كلمة نـفي بسـيطة بدون التشجيع ستفي بالغرض |
Masaj yatağı bile işimizi görürdü ama yukarıda çift yataklı oda var. | Open Subtitles | ستفي بالغرض أي طاولة تدليك لكن ثمّة غرفة لاثنين بالأعلى. |
Ben derim ki, eğer birisi, çocuklarını gerçekten görmek isteseydi, ... iki eli kanda da olsa görürdü, tabi eğer umursuyorsa. | Open Subtitles | يبدو لي انه لو أراد شخص ما أن يرى أطفاله فلما يلعنهم على مالم يفعلوه ليستحقوا به اللعن |