"gördüğümüzde" - Translation from Turkish to Arabic

    • رأينا
        
    • شاهدنا
        
    • عندما نرى
        
    • رأيناك
        
    • رأيناها
        
    • راينا
        
    • نراهم
        
    • عندما نراه
        
    • حين
        
    • نَظرتُ إليه
        
    • عندما رأيناه
        
    • رأيناه فيها
        
    Arabaları ilk gördüğümüzde insanlar ailenin yok oluşunu göreceğimizden yakındılar. TED عندما رأينا السيارات لأول مرة، توقع البشر حدوث دمار للعائلة.
    Albay, motorsikletliyi kapıda gördüğümüzde dolabın anahtarını cebimden alıp, gruplara ayrılmamızı teklif ettiniz. Open Subtitles أيها العقيد ، عندما رأينا السائق عند الباب أخذتمنيمفتاحالدولاب، و إقترحت أن نفترق
    "Ellerinde kürek olan insanların, dövülerek zorla buraya getirildiğini gördüğümüzde..." Open Subtitles عندما رأينا الناس يُضربوا ويُقادوا على طوال الطريق هنا بالمجارف
    Ben ve çocuklarım ateşinizi ilk gördüğümüzde, Navajo olmanızdan korkmuştuk. Open Subtitles انا والاولاد شاهدنا ناركم خفنا في البداية ان تكونوا هنودا
    İlginç bir şey gördüğümüzde genellikle otomatik olarak bunu yaparız. TED عندما نرى شيئاً مثيراً للاهتمام، فإننا تلقائياً
    Bu inanılmaz. Seni hastanede gördüğümüzde oldukça şey gibi görünüyordun--- Open Subtitles إنه شيء عجيب عندما رأيناك بالمستشفى بدوت وكأنك هاديء تماما
    Çünkü onu son gördüğümüzde bir balina onu yemişti. Open Subtitles لأن آخر مرة رأيناها كانت قد أكلت من قبل حوت
    Sahi mi? Şeyini gördüğümüzde aranızda bir şey var sanmıştık. Open Subtitles بسبب أنّه بدى كأنّ بينكما شيء عندما رأينا أعضاءه التناسليّة
    Sahi mi? Şeyini gördüğümüzde aranızda bir şey var sanmıştık. Open Subtitles بسبب أنّه بدى كأنّ بينكما شيء عندما رأينا أعضاءه التناسليّة
    Tekerlekli sandalyede oturan birini gördüğümüzde, yürüyemediklerini varsayarız. TED وإذا رأينا شخص ما على كرسي العجلة، نفترض أنه لا يستطيع المشي.
    bir göktaşı gördüğümüzde, yeterli zamanımız varsa, onu, daha iyi bir yörüngeye oturtmak için vurabiliriz. Ama ardından, bir veya iki tonluk bir TED إذا رأينا كويكباً قادماً لضرب الأرض وكان لدينا ما يكفي من الوقت، يمكننا أن نقوم بصدمه لتحريكه إلى محور أفضل.
    Durumu gördüğümüzde, bunun dünya üzerinde önemli bir etkisi olabilecek bir şey olduğunu hissettik. TED عندما رأينا هذا، لقد شعرنا أن هذا أمر يمكن أن يكون له تأثير كبير في العالم.
    Bunu gördüğümüzde 15 yıl önce önerdiğimiz ve yayımladığmız fikre geldik. TED فعندما رأينا ذلك يحدث، قدِمنا واقترحنا الفكرة التي نشرناها منذ 15 عامًا.
    Başka bir deyişle, 10 Eylül de bu resmi gördüğümüzde artık cihazın çalıştığından emindik. Ve bu büyük bir başarıydı. TED بصيغة أخرى، حين رأينا تلك الصورة في 10 سبتمبر عرفنا أن الآلة تعمل وذلك انتصار كبير
    Seni bugün içki dükkanında gördüğümüzde bir parça kendimizi de görür gibi olduk. Open Subtitles لما كنا بمثل عمرك كنا نكرهه الشرطة ولما شاهدناك في متجر الكحول شاهدنا
    En son onu gördüğümüzde şu tarafa doğru gidiyordu Open Subtitles آخر مرة شاهدنا له. كان على رأس أكثر هناك.
    Siyah bir yüz gördüğümüzde, siyahı olumsuzlukla ilişkilendirmek beyazı olumsuzlukla ilişkilendirmekten daha kolay. TED عندما نرى وجهًا أسود، إنه من الأسهل لنا أن نربط الأسود مع السلبي مقارنة بربط الأبيض مع السلبي.
    Havuzdaki güvenlik kasetinde Georgette'yi iterken seni gördüğümüzde düşündüğümüz şey buydu. Open Subtitles أجل هذا ما توقعنا حين رأيناك تدفعينها للحوض في التصوير الأمني
    Daha dün,onu ülke klübünde gördüğümüzde elinde sigara vardı. Open Subtitles ليلة أمس ، عندما رأيناها في النادي الريفي كان لديها سيجارة في يدها
    Sınavda onun kız olduğunu gördüğümüzde ona gülmüştük. Open Subtitles عند اختبار الاداء لقد ضحكنا عليها كثيرا عندما راينا انها فتاه
    Onları her gördüğümüzde neden aynı sohbeti yapmak zorundayız... - ...hiç anlamıyorum. Open Subtitles لا أفهم لماذا يجب أن نخوض هذه المحادثة كلما نراهم
    Sanırım orayı gördüğümüzde nasıl bir yer olduğunu tam olarak bilebileceğiz. Open Subtitles أفترض بأننا سنعرف بالضبط ما هو عندما نراه.
    Tanrıya şükürler olsun, yoksa annemizi her gördüğümüzde cinsel yönden uyarılırdık. TED الحمد لله، وإما لكان كل منكم مثار جنسيا حين ترون أمهاتكم.
    Roger ve ben ilk gördüğümüzde hemen teklif vermiştik. Open Subtitles في الاول كان روجر وأنا نَظرتُ إليه.. لقدقدمناعرضافوريا.
    Bu kısa sürede bir şeyler değişmiş olmalı çünkü onu gördüğümüzde tek umursadığı şey o kutuydu. Open Subtitles لابدَّ أنَّ هنالك ما غيَّره بسرعة لأننا عندما رأيناه كل ماكان يهمه هو العلبة
    Onu son gördüğümüzde ölüm döşeğindeydi. Open Subtitles لقد كان طريح فراش الموت في آخر مرة رأيناه فيها.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more