"gördüğüm şey" - Translation from Turkish to Arabic

    • ما رأيته
        
    • ما رأيتُه
        
    • ما اراه
        
    • ما رايته
        
    • شئ أراه
        
    • شهدته
        
    • الذي رأيت
        
    • وما رأيته كان
        
    • الذي أراه
        
    • ما أراه
        
    • ما رأيت
        
    Ama o ihtişamlı yüzün yansımasında tek gördüğüm şey kendi yetersizliğim. Open Subtitles ولكن كل ما رأيته هو إنعكاس على وجهها الجميل لعدم كفائتى.
    Sonra zihnine girdiğimde gördüğüm şey geldi aklıma her zaman ve daima birbirinizin yanında durmak için yemin ettiğiniz gün. Open Subtitles ثمّ تذكّرت ما رأيتُه لمّا نظرت داخل عقلك يوم أقسمتم جميعًا أن تدعّموا بعضكم بعضًا دائمًا وأبدًا.
    Ama gördüğüm şey çok açık tenis ayakkabılı ve 40, 41 civarı ayakkabı boyu var. Open Subtitles لكن ما اراه مجموعه واحده متميزه بخطوط حذاء تنس رجالي مقاس 11 او 12
    Hastalıktan dört hafta önce de gördüğüm şey bundan dört hafta önceki de... Open Subtitles نفس ما رايته في الاسابيع الأربعه التي سبقت العدوى والأسابيع ماقبلها .. الى آخره
    Fotoğrafını yatağımın üstündeki tavana yapıştırdım böylece her sabah uyandığımda ilk gördüğüm şey sen oluyorsun. Open Subtitles لقد قمت بلصق صورتك على سقف حجرتى فوق فراشى حتى تكون أول شئ أراه حين أستيقظ من نومى
    Zaman durdu, ya da yokmuş gibiydi, gözlerimle gördüğüm şey -- yalnızca görmüyordum, bir görüntüye bakıyordum sanki. TED توقّف الزمن، أو انتابني شعور بالانعداميّة فحسب، وما شهدته عيناي... لم أره فقط، بل بدا وكأنه رؤيا.
    Burada gördüğüm şey ise inancımı değil sabrımı denemekte. Open Subtitles الذي رأيت إختبرت هنا صبري، ليس إيماني.
    gördüğüm şey güzeldi. Open Subtitles ‫لكنني نظرت في عينيّ ‫هذه الجزيرة وما رأيته... ‫كان جميلًا
    Bu odadaki kimsenin göremediği ama benim gördüğüm şey ne biliyor musunuz? Open Subtitles أتعلـم مـا الذي أراه فـي هذه الغـرفـة و لا يـراه غيـري ؟
    Görmüyor musun? Benim gördüğüm şey kamerayı saklayıp beraber oluşumuzu filme alman. Open Subtitles ما أراه هو أنك وضعن كاميرا مخفية و قمت بتصويرنا نمارس الجنس
    gördüğüm şey Benim öğretmenlerimin benim aracılığım ile ortaya çıktıklarıydı. TED و ما رأيت كان كل معلمي و هم يظهرون عبر شخصي.
    Babam için olayı örtbas ettiğimi sandılar. Ama o gece gördüğüm şey gerçekti. Open Subtitles ظنّوا أنّي أحاول التستّر على أبي لكنّ ما رأيته تلك الليلة كان حقيقيًّا
    Ondan sonra gördüğüm şey de sadece mavilikti. TED وبالتالي ما رأيته بعد ذلك كان الأزرق الكامل.
    Orada gördüğüm şey... Open Subtitles ما رأيتُه هناك وحصل من..
    - Al! gördüğüm şey o şekilde olmak zorunda değil. Open Subtitles -لا يجب أن يحدثَ ما رأيتُه بهذه الطريقة
    Bu gerçekten oluyor mu, şu an gördüğüm şey gerçekten oluyor mu? Open Subtitles هل هذا بحدث , ما اراه الآن ؟ هل هذا حقّا يحدث ؟
    Bugün otelde gördüğüm şey.. Open Subtitles ما رايته في الفندق اليوم
    Ofise ilk girdiğimde ilk gördüğüm şey sizdiniz. Open Subtitles أول شئ أراه أول مرة في مكتبه كان أنت
    Bu seninle ilk tanıştığımızda gördüğüm şey. Open Subtitles هو الذي رأيت فيك عندما إجتمعنا أولا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more