"gördüğünüz üzere" - Translation from Turkish to Arabic

    • كما ترى
        
    • كما ترون
        
    • كما ترين
        
    • وكما ترون
        
    • وكما ترى
        
    • كما تشاهدون
        
    • كما رأيتم
        
    • أن تروا
        
    • ملقيه
        
    • مثلما ترون
        
    • كما تروا
        
    • ترون هنا
        
    Ama pimi çıkarsam, ve vites kolundan sökseydim, Gördüğünüz üzere çok basit bir şekilde, vites koluyla ne yaparsanız yapın, ileri veya geri vites fark etmeksizin, mafsal olduğu gibi kalıyor. Open Subtitles ولكن لو نزعنا هذا المسمار فلن يكون هناك ارتباط بين الأنبوب وناقل السرعة عملية بسيطة جداً كما ترى
    Gördüğünüz üzere, tren karantinaya alındı. Open Subtitles كما ترى , مكان القطار ممتلئ بالخيام من أجل المعافاة
    Gördüğünüz üzere, benim tarafımdan üretilen, ana levhada hiçbir hata yer almıyor. Open Subtitles كما ترون اللوحه الأم التي صنعت من مُركبي هي التي لم تتلف
    Gördüğünüz üzere, evin önceki sahipleri burayı evlatları gibi severlerdi. Open Subtitles كما ترون الملاك القدامى احبو هذا المكان حقأً كأنه ابنهم
    Bu mümkün olabilirdi ancak Gördüğünüz üzere bu bayanla tanıştım. Open Subtitles بالفعل، كنا سنتوافق لكن كما ترين لقد قابلت هذه المراة توي
    Gördüğünüz üzere, bizim ilgilendiğimiz tüm alan diğer kazıların atıklarıyla örtülü. Open Subtitles ، كما ترى . . إننا مهتمون بالمنطقة التي تغطى بالكامل بحطام المناجم الآخرى
    Gördüğünüz üzere, bu kurumun yeni sahipleri küçük yaşta içki içilmesine göz yummuyor. Open Subtitles كما ترى, المالك الجديد لهذا المكان لا يقبل بالشرب تحت السن القانوني
    Tahminime göre, sizin de Gördüğünüz üzere, oğlunu korumak için geri dönmüş. Open Subtitles كما ترى فان الزوجه ملقيه بهذا الشكل.. ا عتقد لتحمي ابنها
    Evet, Gördüğünüz üzere, işkence yaptığınız adam, acısı dinene kadar, hiçbirşey anlatmayacak. Open Subtitles والآن كما ترى ضحيتك الذي تعذبه سيقول اي شيء حتى يجعل الألم يختفي
    Gördüğünüz üzere, tümör sinir boyunca büyümeye devam ediyor. Open Subtitles كما ترى الورم يستمر بالنمو حول الأعصاب هنا
    Gördüğünüz üzere, bu çocuk beyaz. Yani insanIar umursuyor. Open Subtitles ولكن كما ترى ان الضحية من البيض لذا الادارة مهتمة بالموضوع
    Gördüğünüz üzere, UCM burayı daimi karargâhımız yapmaya karar verdi. Open Subtitles كما ترون لقد قررت المحمكة الجنائية أن تكون هذه شقتنا
    Sizin de Gördüğünüz üzere, bu kararlar çok küçük detaylar içeriyor. TED إذًا كما ترون الآن، تلك القرارات ذات فوارق دقيقة للغاية.
    Hep bir öfke krizinin eşiğinde olurdu, Gördüğünüz üzere ona çekmişim. TED كان سريع الغضب دائمًا على عكسي، كما ترون
    Üç milyonun üzerinde insan sınırları geçti ve komşu ülkelere sığınmacı olarak yerleşti ve Gördüğünüz üzere sadece küçük bir kısmı Avrupa'ya yerleşti. TED أكثر من ثلاثة ملايين شخص قد عبروا الحدود ووجدوا ملجئاً في بلدان الجوار، ونسبة صغيرة كما ترون انتقلت لتعيش في أوروبا.
    Gördüğünüz üzere, oldukça ayarlanabilir bir şey ve açıyı istediğiniz hıza göre değiştirebiliyoruz. Open Subtitles كما ترين, قابلة للتعديل ويمكن تغيير الزاوية لأي سرعة يريدها
    Çünkü sizin de Gördüğünüz üzere madam, ben şeytanım. Open Subtitles لأني كما ترين بالتأكيد , سيدتي أنا الشيطان
    Gördüğünüz üzere, içinde çözülmüş çok fazla mineral var. TED وكما ترون هناك الكثير من المعادن المنحلة في المياه
    Gördüğünüz üzere toplumlar yolsuzluğu düşürdükleri için gelişmiyor. TED وكما ترى فإن المجتمعات لا تنمو لأنها تعمل على الحد من الفساد
    Gördüğünüz üzere yalnızca seçilmiş bir grup kişinin gelişinizi görmesine izin verildi. Open Subtitles كما تشاهدون اختيار بعض الأطراف المعنية سمحوا بالمجيء ومراقبة وصولكم
    Az önce de Gördüğünüz üzere, Phoenix'i inşa ederken nelerle karşılaşabileceğimiz ısının hesabını yapıyoruz. TED كما رأيتم قبل قليل عندما كنا نقوم بتصميم مركبة فينكس يجب علينا أن نأخذ بعين الاعتبار الحرارة التي ستتعرض لها المركبة.
    Bu kaynak kesinlikle petrol kadar pahalı değil, ve fotoğraftan da Gördüğünüz üzere bol miktarda mevcut. TED والتي بالتأكيد لا تكلف بقدر النفط وهي وفيرة أيضا وأتمنى أنكم استطعتوا أن تروا ذلك من خلال الصور
    Gördüğünüz üzere Bayan Macintosh Bay Tetedepiaf'ı mükemmel bir centilmene dönüştürdü. Open Subtitles مثلما ترون, السيدة ماكينتوش قامت بتحويل السيد تيديبياف إلى رجل نبيل
    Gördüğünüz üzere; Stanford-tabanlı sistem, üstteki kırmızı noktanın negatif bir his ifade ettiğini anlıyor. TED كما تروا هنا هذا نظام ستانفورد يظهر النقاط الحمراء بأعلى قد كشفت أن هذه الجملة تعبر عن إحساس سلبي
    Ve bulduğumuz da oydu. Şurada Gördüğünüz üzere, arada bir Mars'ta gezen toz şeytanları geliyordu, ve bu toz şeytanları Gezgin'in üstüne gelince, temizlik yapıyor. TED و هذا ما اكتشفناه، فقد تبين أنه من حين لآخر تهب زوابع غبارية صغيرة على المريخ، كما ترون هنا و عندما تمر هذه الزوابع فوق العربة الجوالة، تقوم بتنظيفها

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more