"gördüm ve" - Translation from Turkish to Arabic

    • لقد رأيت
        
    • رأيتُ
        
    • ورأيت
        
    • أنا رأيت
        
    • رأيته في
        
    • ثم رأيت
        
    • ورأيتها
        
    • و رأيت
        
    • لكنني رأيت
        
    • رأيتك وأنت
        
    • رأيته وكان
        
    • و رأيتك
        
    • ورأيتكِ
        
    • ولكن رأيت
        
    • لقد شاهدتك
        
    Hayal hayal bile edemeyeceğim şeyler gördüm ve bunlar beni değiştirdi. Open Subtitles لقد رأيت أشياءً لم أتخيّل أنها موجودة و هذه الأشياء غيَّرتني
    Bir uzaylı gördüm ve adını da biliyorum. Adı Doktor. Open Subtitles لقد رأيت كائناً فضائياً ، كما أعرف اسمه اسمه الدكتور
    Sanırım onlardan birini gördüm ve bir cinayetle ilgisi olabilir. Open Subtitles حسناً ، أظنني رأيتُ واحداً ورُبما يكون متورطاً في القتل
    ve bir satış makinesinin bobinlerindeki DNA akımı arasındaki uyumun güzelliğini gördüm. Ve bu yüzden şüphesiz ki, ben sanatsal montaj yaratmaya karar verdiğimde TED ورأيت هذا النوع من التعاون الجميل بين شرائط الحمض النووي و لفائف آلة البيع. ولذلك، بالطبع، قررت صنع جهاز فني
    Neyin önemli olduğunu gördüm ve yapabileceğim tek seçimi yaptım. Open Subtitles لقد رأيت ما هو هام و اتخذت الخيار الوحيد الممكن
    Demin de kahverengi saçlı bir kız gördüm ve şansımı denedim. Open Subtitles لقد رأيت فتاة تشبه الفأر مع شعر معرج و أخذت الرهان
    Paranın her şeyi bozduğunu gördüm ve beni de bozmaya başladığını hissettim. Open Subtitles لقد رأيت كيف أن المال أفسد كل شيء وشعرت بأنه بدأ يفسدني.
    Bu işlerin nasıl yapıldığını gördüm ve kesinlikle tekrar düşünmeni isterim. Open Subtitles لقد رأيت كيف تجري هذه العملية وأنصحكِ بشدة أن تعيدي التفكير
    Sanırım onlardan birini gördüm ve bir cinayetle ilgisi olabilir. Open Subtitles حسناً ، أظنني رأيتُ واحداً ورُبما يكون متورطاً في القتل
    Senin ancak hayal edebileceğin çok şey gördüm ve gözümü dahi kırpmadım. Open Subtitles فقدْ رأيتُ ما لا يسعكَ تخيّله و لا يرمش لي جفنٌ بسهولة
    Eğitimin vadedilmiş topraklarını gördüm ve bu eşitsizliği ömrüm boyunca haklı çıkaramam. TED رأيتُ أرض التعليم الموعودة، ولم أستطع من أجل حياتي أن أبرر عدم المساواة.
    Eve geldim ve ışığı gördüm ve sizin arabanızın farlarını açık bırakmış olabileceğinizi düşündüm. Open Subtitles لقد وصلت إلى المنزل للتو ورأيت الضوء وفكرت أنك ربما تركتِ أضواء سيارتك تعمل.
    Motelin önünde ambulansı gördüm ve neler olduğunu bilmek istedim. Open Subtitles كنت مارة بجوار الفندق ورأيت سيارة ألآسعاف تغادر المكان ولذا توقفت وسألت عما يحدث
    Büyük resmi gördüm ve artık hem her şeyi yapıp, hem de her şeye sahip olamam. Open Subtitles , أنا رأيت الصورة الأكبر لا يمكنني عمل كل شئ و يكون لديّ كل شئ
    Hayır, çoğu zaman gördüm,ve şu anki gibi hissettim. Open Subtitles لا؟ رأيته في أغلب الأحيان وأنا أشعر بالضبط مثل الآن
    Sonra polis ve ambulans ışıklarını gördüm ve "Tabi, doğru ya. Open Subtitles و من ثم رأيت الأضواء و سيارة الإسعاف.. و قلت لنفسي:
    Bu meslekte bunu, zayıflık göstergesi olarak gördüm. Ve gittim. Open Subtitles ورأيتها علامة ضعف فى مجال هذا العمل,لذلك ذهبت
    Ama bir gün onları birlikte gördüm ve onların birbirlerine bakışlarını izledim. Open Subtitles ذات يوم، رأيتهما معاً و رأيت كيف كانا ينظران إلى بعضهما البعض
    Önceden bir anlam çıkaramamıştım ama yatak odamda Woodrow Wilson büstü gördüm ve bende Woodrow Wilson büstü yok. Open Subtitles حسنا لم تكن تعني لي شيئا وقتها لكنني رأيت تمثال وودر ويلسون بغرفة نومي ولكنني لم اقتني واحدا مطلقا
    Barda bana baktığını gördüm ve beni istediğini biliyorum. Open Subtitles لقد رأيتك وأنت تنظر إلى فى الحانة وعرفت أنك تريدنى
    Bakın, sadece bıçaklı birini gördüm ve paniğe kapıldım. Open Subtitles انظر ، كل ما رأيته وكان شخص ما يحمل سكيناً لقد اصبت بالذعر
    - Biz L.A.' de nasılsa birlikte olduk, ama buraya döndüğüm ve seni tanıdığım zaman... ve Mads ile gördüm, ve aileni, gerçek ve zeki birini bulduğumu biliyordum. Open Subtitles كان بيننا ما كان بيننا في لوس انجلوس لكن عندما عدت هنا و التقيت بك و رأيتك مع مادز و مع عائلتك
    Geçerken seni gördüm ve içeriye girmeye karar verdim. Open Subtitles كنت أمشي قليلاً ورأيتكِ وفكرت أن آتي هنا
    David, ne olduğunu ve nereden geldiğini bilmiyorum, fakat oradaydı, onu gördüm ve onunla savaşacağım. Open Subtitles ديفيد، وأنا لا أعرف ما هو عليه أو من أين يأتي، ولكن رأيت ذلك وأنا ستعمل محاربته.
    Sizi alışveriş yaparken gördüm ve çok fazla etkilendiğimi söylemeliyim. Open Subtitles لقد شاهدتك تعمل هنا يجب أن أقوا أني أكثر من متأثر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more