| Doğru, buradan bir rehineci ve bir yetişkin kitapçısını görebiliyorum. | Open Subtitles | اجل ، من هنا يمكنني رؤية المتشردين و مكتبةٍ للبالغين |
| Her ne kadar görme sorunum olsa da yemeğimdeki parmak izlerini görebiliyorum. | Open Subtitles | أعاني من مشاكل في رؤية الكتابة ولكن لازلت أرى كفك على طعامي |
| Siz iyi insanlarsınız bunu görebiliyorum ama bana yardım edemezsiniz. | Open Subtitles | أنتما شخصان طيبان، بوسعي رؤية هذا. ولكن لا يسعكما مساعدتي. |
| Kendimi daha net bir şekilde görebiliyorum da ve istediğim şeyin makul olarak istenebilecek olandan daha fazlası olduğunu anlayabiliyorum. | TED | ولكن يمكن أن أرى نفسي بوضوح أكثر، وأستطيع أن أعترف بأن ما أريده في بعض الأحيان هو أكثر من المعقول. |
| Adrian, endişeli olduğunu görebiliyorum, ama... unutmaman gereken şey Benjy'nin seni zaten sevdiği, bu yüzden ona ne alırsan al, Benjy sevecektir. | Open Subtitles | ادريان ارى انك متحمس بالنسبة لهذا لكن الشيء المهم الذي تتذكره ان بنجي يحبك لذا مهما يكون الشيء الذي تجلبه له سيحبه |
| Tet çok uzakta. Seni zar zor görebiliyorum. Durum nasıl? | Open Subtitles | أنت بعيد جداً عن المجال بالكاد يمكنني رؤيتك كيف تبدو؟ |
| Evet, gerçekten etkileyiciydi. Bu son iki dövüşte gösterdiğin ilerlemeyi görebiliyorum. | Open Subtitles | ذلك كان مُذهلًا، بوسعي رؤية تقدُّمكَ الذي أحرزته خلال القتالين الأخيرين. |
| Sonra her şeyin elektronlardan ibaret olduğunu görebiliyorum. Çarpışıyorlar, geziyorlar, oynuyorlar. | Open Subtitles | وثم أستطيع رؤية كل شيء مثل الإلكترونات تصطدم و عائمه وتمرح |
| Sonumun o kitaptaki gibi olduğunu görebiliyorum. Emirlere uyup normalleştiğimi. | Open Subtitles | يمكنني رؤية أنني سأنتهي بذلك الشكل أنفذ الأوامر وأجد التسويات |
| Çünkü hepimiz aynı şeyden yaratıldık ve insanların arasındaki duvarların yıkıldığı geleceği görebiliyorum. | TED | ولأننا جميعًا خُلقنا من العناصر ذاتها، فأنا أستطيع رؤية مستقبل حيث الحواجز بين الناس تنهار جميعها تمامًا. |
| Sevgili uyumsuzlar, gözlerinizin parladığını görebiliyorum. | TED | زملائي غير الملائمين، يمكنني تقريباً رؤية رؤوسكم متوهجة. |
| Seni kaybettiğimi görebiliyorum Bob, ama benimle kal, çünkü işte gerçekten de çekici bir özellik. | TED | أستطيع رؤية أنه يصعب عليك استيعاب ما أقوله بوب، ولكن ابق معي، لأن الميزة المذهلة حقا هي |
| Ve bir kadın olarak sana bunun nasıl bir etki bıraktığını görebiliyorum. | Open Subtitles | وأستطيع أن أرى كيف أن هذا أدّى ببعض الأضرار الجانبية لكِ كإمرأة |
| Ayrıca orada bahçe de var, en azından güneşi görebiliyorum. | Open Subtitles | بالإضافة إلى أن لديهم ساحة فيمكنني أن أرى بعض الشمس |
| Daha döneli iki gün oldu ama oyunun değiştiğini şimdiden görebiliyorum. | Open Subtitles | عدت هنا منذ يومان ويمكنني ان ارى ان اللعبة قد تغيرت |
| Baban Helen'i gerçekten seviyor. Bunu görebiliyorum. | Open Subtitles | ان والدك يجب هيلين بحق استطيع ان ارى هذا |
| Fiona, şu anda seni görebiliyorum. Bu dünyadaki her kadın mı...? | Open Subtitles | فيونا , يمكنني رؤيتك الان هل جميع النساء في العالم ,؟ |
| Işıklar açılsın. Işık olmadığı halde tüm düğmeleri görebiliyorum. | Open Subtitles | لقد أضاء توقف لكني ما زلت أراه من بين الأزرار |
| Çalışacak kadar görebiliyorum, ama... sen sadece bir karaltıdan ibaretsin. | Open Subtitles | .... أرى أن ذلك ينجح , لكن ولكنى أراك كضباب |
| Ama gözlerinde hala o kaybolmuş terk edilmiş kızı görebiliyorum. | Open Subtitles | لكني أراها لا تزال ضائعة فتاة منبوذة مما تقول عينيها |
| Eve gece geldiğinde senin için yemek yapışını sabahları sana çiçekler verişini görebiliyorum. | Open Subtitles | أستطيع رؤيتها وهي تطبخ لكِ عندما تعودين متأخرةً ليلاً تعطيكِ زهوراً في المساء |
| Hayır fakat kafamda iki göz var ve etrafta olanları görebiliyorum. | Open Subtitles | لا ولكن لديّ عينانِ يقظتان .أري بهما ما يحدث في الأنحاء |
| Sanki, neredeyse müziğin ritmine göre dans eden, çıplak, coşkulu vücutları görebiliyorum. | Open Subtitles | يمكنني رؤيتهم عراة يرقصون على الإيقاع هل هُم هكذا في الكنسية أيضًا؟ |
| Çünkü güvenlik kanalından onları görebiliyorum. | Open Subtitles | لأننى أستطيع أن أراهم من كاميرات المراقبة |
| Evet, görebiliyorum. Bunun yanında Hawaii gecesi okul gezisi gibi kalacak. | Open Subtitles | نعم سيّدي، أرى ذلك هذا سيجعل من اللّوياه يبدو كالخنزير المُحمّص |
| Rach, biliyor musun, seni istediğim zaman çıplak görebiliyorum. | Open Subtitles | ريتش اتعلمين انا استطيع ان اراك عارية فى أى وقت أريد |
| Zar zor görebiliyorum. Neden bu kadar arkada oturuyoruz? | Open Subtitles | انا بالكاد اراه لماذا نحن جالسون هنا بالاعلى ؟ |
| İşte sana bir neden.Ben hayaletleri görebiliyorum. Diğer insanlar göremiyor. | Open Subtitles | حسناً هاك السبب أنا أرى الأشبح بينما الآخرون لا يرونهم |