"görebilmek için" - Translation from Turkish to Arabic

    • ليرى
        
    • لتري
        
    • كي أرى
        
    • لكي نرى
        
    • لأجل فرصة للقاء
        
    • لتراه
        
    • سبيل رؤية
        
    • لكي أراه
        
    • لأراهم
        
    Gezegeni o kadar küçükmüş ki diğerini görebilmek için sandalyesini biraz kaydırması yetiyormuş. Open Subtitles كوكبه كان صغيراً جداً كل ما كان عليه فعله أن يحرك كرسيه بعض الخطوات ليرى غروباً آخر.
    Ne olduğunu görebilmek için arkasında bakıyormuş ama arkasındaki her neyse onu kovalamaya devam etmiş. Open Subtitles ظل ينظر خلفه ليرى ما هو ولكن ايا كان ظل يطارده
    - Bir kolu bukadar incelikle ampute etmek sizede saçma gelmiyor mu sadece hastanın kısa süre sonra asılmasını görebilmek için? Open Subtitles الا تعتبره مضيعة لبتر ذراع بنجاح لتري المريض نفذ بعد قليل؟
    O günleri görebilmek için benden ne konuda yardım bekliyorsun? Open Subtitles ما الذي قد أفعله لأساعدك كي أرى هذا اليوم سريعًا؟
    Ve biz diğer tüm zavallı ruhların nasıl geç doğdukları "taşları nerede olursa olsun görebilmek için" Open Subtitles و كم نحن الأرواح المسكينة وولدنا متأخرين جداً لكي نرى الأحجار في أي مكان
    Kardeşimi görebilmek için memnuniyetle kabul ederim efendim. Open Subtitles لأجل فرصة للقاء أخي، فسأقبلها بسرور.
    Daha iyi görebilmek için çiziyorsun fakat zihninde gerçek olduğuna inanmadıkça asla gerçek olmayacak. Open Subtitles أنت ترسم لتراه بشكل أفضل ولكنها لن تصبح حقيقية أبداً إلا إذا جعلتها حقيقية في عينك
    Ama o çocuğu yeniden görebilmek için her şeyi yapardım. Open Subtitles و لكنني على إستعداد لفعل أي شيء في سبيل رؤية ذلك الفتى مجدداً.
    Gezegeni o kadar küçükmüş ki diğerini görebilmek için sandalyesini biraz kaydırması yetiyormuş. Open Subtitles كوكبه كان صغيراً جداً كل ما كان عليه فعله أن يحرك كرسيه بعض الخطوات ليرى غروباً آخر.
    Gün ışığını görebilmek için tek olma savaşı verirler. Open Subtitles يتقاتلان على مَن سيكون الأول ليرى ضوء النهار
    Keşke bu günleri görebilmek için Saul'umda yaşıyor olsaydı. Open Subtitles ليت زوجي كان على قيد الحياة ليرى ذلك
    Sadece bir süreliğine. Bir şeyin parçası olmanın nasıl olduğunu görebilmek için. Open Subtitles لفترة, لتري كيف هو الحال عندما تكونين جزأً من شيء ما
    Bazı şeyleri doğru olarak görebilmek için kendi duygularından kopman gerek. Open Subtitles لابد أن تحرري نفسك من مشاعرك الخاصة لتري الشيء كما هو في الواقع
    Quantonium'un gücünü onu gerçekten kullanabilecek birinin dokunaçlarında görebilmek için etrafta olamayacak olman çok kötü. Open Subtitles إنه لأمر مؤسف كونك لن تكوني بالجوار لتري ما الذي للـ"كوانتونيوم" أن يفعل في لوامس شخص يعرف كيف يستخدمه
    Geçen yıl gördüklerimi görebilmek için hayatımın kışına dek beklemem gerekti. Open Subtitles قد أكون أنتظرت شتاء حياتي كي أرى ما رأيته خلال السنة الماضية
    Seninle ilgili önceden göremediklerimi görebilmek için kör olmam gerekiyormuş. Open Subtitles كان يجب أن أصبح كفيفة كي أرى أشياء عنك لم أراها من قبل.
    Bu yüzden şüphelimiz Wo-Fat'i daha net görebilmek için çektiğiniz görüntüleri büyüttük. Open Subtitles لذا ما فعلناه أخذنا الفيديو الذي صورتموه وعدلناه لكي نرى بوضوح مشتبهنا وو فات
    Kardeşimi görebilmek için memnuniyetle kabul ederim efendim. Open Subtitles لأجل فرصة للقاء أخي، فسأقبلها بسرور.
    Şair dönene kadar ona özenle hazırladığı hediyeler yollamış, ...kocasını yalandan yere suçlayarak onu tutuklamış ve ardından o da kocasını görebilmek için randevu istemiş. Open Subtitles أرسل لها الكثير من الهدايا لكنها أعادتها بدون أن تفتحها إلى أن قام بإعتقال زوجها بتهم مزيفة ثم طلبت موعداً لتراه
    Noel'den bir gün sonra Henry "Ayı görebilmek için bazen evinizi yakmak zorunda kalırsınız" dedi. Open Subtitles (في اليوم الذي تلى الكريسمس قال (هنري " أحيانا يجب أن تحرق منزلك " " في سبيل رؤية القمر "
    Onu sadece görebilmek için tüm hayatımdan vazgeçebilceğimi söyle. Open Subtitles أخبره بأني سأهب حياتي كلها حياتي كلها، فقط لكي أراه ثانية
    Sanırım onu açışlarını görebilmek için zamanında geri dönemeyeceğim. Open Subtitles أظنّني لن أعود بالوقت المناسب لأراهم يشغّلونه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more